" Öyle mi düşünüyorsun cidden hyung " şimdi odadaki tüm gözler felixin üzerindeydi.
Changbin gözlerini hızla felixinkilerle buluştu ve boğazını temizledi. Odadaki gözlerse ikisi arasında mekik dokuyordu. " Tabiki öyle düşünüyorum " önce biraz duraksadı sonraysa hızla cümlesine devam etti " yani sana kimse böyle şeyler söyleyemez kesinlikle onları pataklayacağım konusunda " bunu yaparken de kafasını aşağı yukarı sallamış ve kendisini onaylamıştı.
Felix derin bir nefes aldı içindense ' onu demiyorum ya beni gerçekten güzel mi buluyorsun diye soruyorum ' demişti ama changbinin şaşkın gözleri bunu çokta içinden söylemediğini anlamasına yardımcı olmuştu.
" Şey... Yani..." Changbin ne söylemesi gerektiğini bilmiyordu. Hızla atılıp söylediği sözleri nasıl toparlayacaktı.
Jisung daha fazla beklemeden ayağa kalkıp felixide ayağa kaldırdı ve " hadi biz gidelim yapmamız gereken ödevler var zaten değil mi ? Hadi jeongin seungmin sizde gelin beraber bitirelim " Felix hariç üçüde gergince gülüyor ve jisungu onaylayan cümleler kuruyolardı.
Üçüde changbinin cümlesini tamamlayamicağını biliyordu. Felix şaşkında olsa biliyordu ama beklemek istiyordu belki bu sefer duymak istediklerini söylerdi diye ama changbinin kaçan gözleri derin bir nefes verip jisungun çekiştirmesine daha fazla karşı koymadan odadan çıkmasına sebep olmuştu.
Minho ve hyunjin merdivenlerin başında hızla odadan çıkıp kendi odalarına ilerleyen üçlüyü ve seungmini görünce tuhaf tuhaf birbirlerine bakmış " ben yine neyi kaçırdım ya " diye yakınan minhoyu iteleyerek ilerleten hyunjinle biraz önce çıktıklarını odaya geri dönmüşlerdi.
" Ne oldu diğerleri neden gitti " odaya girer girmez minhonun sorusuyla Chan öylece 'az önce noldu' bakışlarını önce changbine daha sonraysa minhoya yöneltti. " Ne olacak belli ki changbin hyungun dediklerinden sonra Felixle bişeyler olmuş " gülerek kendini chanın yanına atmış hyunjin kendinden oldukça emin görünüyordu.
" Sen nasıl bu kadar eminsin burada bile değildin " chanın sorgulayan bakışları hyunjinin üzerinde gezindi. " Ne demek nasıl bu kadar eminsin " derin bir nefes alıp suratına oldukça ciddi bir ifade yerleştirdiğinde hyungları ne diyeceğini merakla bekliyordu. " İnsan kör olsa bunu görür sizde gören iki göz var yinede nafile " dedikten sonra marketten getirdiği poşeti karıştırmak için tekrardan ayaklandı.
Minho changbinin kaçan gözlerini ve chanın hala balık gibi baktığını görünce eline telefonuna aldı ve kendini yatağına bıraktı.
Minho & jisung
-Ben yokken odada neler döndü -Anlatırsan sana bir hafta -cheesecake ısmarlarım -En sevdiğin kafede :)
Jisung : güzel teklif :)
Jisung : bu kadar dedikoducu olman bazen çok işime geliyor bjdldnsk
-Ee anlatıcak mısın ?
Jisung : hayır lckclckd
-Hainlik yapma jisung -Bu teklife hayır diyemezsin
Jisung : süreyi biraz uzatırsan belki ?
-Beleşci piç -Tamam ısmarlicam dökül
Jisung : kalbim kırıldı ama neyse tamam dkxkdkjd
Jisung : siz odadan çıktıktan biraz sonra Felix changbine gerçekten öyle düşünüp düşünmediğini sordu
-JDKDJDKDKD -Mala bağlayınca -Buna bir cesaret geliyor -Neyse ee