demek işin var

627 53 90
                                    


Felix ilk tenefüste changbinin yanına uçarak gitmişti resmen. Changbinide sınıfından çıkarken görmesiyle etrafındakileri umursamadan elleri yüzünü buldu ve gözleri her santimini inceledi. Changbin onun bu haline gülümseyerek "  bu sefer herkes kavga ediyordu bana birşey söyleyemezsin " dediğinde Felix parktaki sözlerini hatırladı. ' kim ters yürüyor bir bak ' bu onunda gülümsemesini sağlamıştı.

" Özür dilerim hyung hepiniz benim yüzümden " Felix konuşmasını bitirmeden changbin kafasını iki yana sallayıp bir nevi susmasını istemişti. Felixse dudağını büzüp şimdilik bundan bahsetmemeye karar vermişti. Diğerleride bahsetmiyordu zaten  Felixi tekrar üzmek  ve kendini suçlamasını istemediklerinden bunu sonraya bırakmışlardı.

//////////////////////////////////////////////////////////////////////

Sonunda son dersinde bittiğini söyleyen zil çaldığında herkes bir yere yetişmeye çalışır gibi koşarak sınıftan çıkmıştı.

Küçükler hyunglarının gelmesini beklerken okulun içinden çıkmalarını izlediler. Minho merdivenlerden inerken kendini chanın sırtına atmış çantasınıda changbine fırlatmıştı. Kravatını başına bağlamış gömleğinin bir iki düğmesi de açıktı. " Ulan var ya beni kafes dövüşüne çağırdılar diğerlerine acıdım diye ben gitmedim alayınız gelse ne olur " changbin ve Chan ona gülerken diğerleri minhonun baktığı yere dönmüştü. " Yine o salaklarla laf yarışına girdi değil mi ? " Jisung kendilerine yaklaşan Chana sormuştu. Chansa kafasını sallamıştı. Minho her zaman sınıfındaki çocuklarla laf yarışına girer kazanınca da güç gösterisi yapardı.

Bu yüzden hepsi gülmeye başlamıştı. Chanda minhoyu sırtından indirmiş " yürü gidelim bütün okul bize bakıyor yine bugün bu kadar olay yeter " diye de eklemişti.

Jisung minhoyla sınıftaki olayı konuşuyor. Hyunjinse seungminin telefonundan gösterdiği notlara bakıyordu. Changbin felixe dong-hoyu nasıl döndüğünü anlatıyor yine yumruklarını havaya sallıyordu. Felixse sürekli kafasını sallayıp ne kadar güçlü olduğuyla ilgili şeyler söylüyordu.

Jeongin telefonuna bakarak yürüyen chanı izlemekle meşguldü. Yine birilerine birşeyler yazıyor gibi görünüyordu. " Hyung bugün akşam için birşeyler yemeğe gidelim mi ? " Yavaşca yanına yaklaşıp konuştuğunda Chan dönüp ona bakmadan telefonunun ekranını kapatmış ve cebine koymuştu. " Aslında bugün biraz işim var jeong ama bakarız " demişti. " Şey pekala o zaman daha sonra konuşuruz bunu " zorlama olduğu çok belli olan gülümsemesiyle hyunguna bakmaya devam etmişti ama Chan ona bakmamak için o kadar direniyordu ki oda adımlarını arkadaşlarının yanına çevirdi.

//////////////////////////////////////////////////////////////////////

Chan çoktan üstünü değiştirmiş gitmesi gereken saati bekliyordu. Changbin ve minhoysa onu sürekli sorularıyla sıkıştıyor ama karşılığında sadece 'halletmem gereken işlerim var ' cevabını alıyorlardı. Oysa Telefonuna gelen bildirimle hızla ayağa kalkmıştı ne demekti şimdi bu.

Min-seo : yurdun önündeyim beni bekletme lütfeen

Chan bir süredir bunu kimseye belli etmeden yapmaya çalışıyordu ama şimdi tam yurdun önünde onu bekleyen kız işleri zorlaştırıyordu. Odadakilere bir görüşürüz bile demeden çıkıp gitmişti. Changbin ' neler oluyor ' bakışı attığındaysa minho omuz silkmekle yetinmişti. 

Hızlı adımlarla en alt katta duran asansörden çıktığında jeongininde yurt müdürünün odasından çıktığını bilmiyordu. Yurttan çıktığında ona gülümseyen kıza gülümsemiş ve ona yaklaşıp sarılmasına karşılık vermişti.

Jeonginse öylece birbirine sarılan çifti izledi bir süre yüzündeyse hayal kırıklığını çok iyi anlatan bir gülümseme vardı. " Demek işin var ha " diye kendi kendine konuştuğunda chanın kızdan kısa bir süre sonra ayrılıp önce yurdun camlarını incelediğini gördü. Sonraysa gözleri girişe inmiş jeonginin dolan gözlerindeki hayal kırıklığında takılı kalmıştı. Ama kız onun koluna girip yürümeye başladığında oda bakışlarını çekip onunla yürümeye başladı. Suratında ki ifadeyse aklından bir süre çıkmamıştı.

" Benimle buraya geldiğin için teşekkür ederim Chan sen olmasan napardım bilmiyorum. " Kız Chana gülümseyerek baktığında oda gülümsemişti. " Önemli değil minseo seni tek bırakamazdım " Chan kızın oturduğu yeri ve elinin üstünde takılmış serumu inceledi. " Seni çok önceden tanıdığım için aklıma başka birisi gelmedi gerçi seninlede ettiğimiz iki kelimeydi ama diğerlerinden çok konuşmuş sayılırız " kızın buruk gülümsemesi chanında üzülmesine yol açmıştı. " A bu arada geçen gün sana tatlım dediğim için bana kızmadın değil mi böyle kelimeleri kullanmak alışkanlığım gibi birşeydir. "  Chan gittikçe baygınlaşan gözlere baktığında mesajı aldığı günü hatırladı.

Jeongin ona omuz atarak odadan çıkmıştı ardındansa onunla doğru düzgün konuşmamıştı. Sonraysa bahçede min-seo'nun adını söylemişti. Ama Chan onun telefonuna bakıcağını düşünmediğinden şuana kadar bunu düşünmemişti. Sonra " Chan... Hey Chan " kendine seslenilmesiyle daldığı yerden gözlerini ayırıp min-seoya baktı.

" Kusura bakma dalmışım ve hayır yani sorun değil "

" Pekala "

//////////////////////////////////////////////////////////////////////

Daha sonrasında ikiside çok konuşmamış
Chan minseoya yardım ederek taksiye bindirmişti. Şanslıydı ki yurtları arasında fazla mesafe yoktu. " Bugün için yeniden teşekkür ederim " minseo chanın omzuna kafasını koyduğunda Chan yeniden önemli olmadığını ve tek başına gitmesinin iyi olmayacağını dair şeyler söylemişti.

Sonunda taksi durduğunda Chan ilk arabadan inmiş ve min-seonunda inmesiyle yurdun girişine ilerlediler. Chan kızın içeriye girmesini beklerken minseo dönüp ellerini chanın omzuna koydu ve parmak uçlarında yükselerek chanın yanağına bir öpücük kondurup hiçbir şey demeden yurdun kapısından içeriye girdi. 

Chan neyin yanlış olduğunu bilmiyordu ama içinde bir yerde kendini hiçte rahat hissetmiyordu. Eli ensesine gittiğinde aklına gelen ilk şeyi yaptı ve telefonunu alıp yurda ilerlerken jeongine mesaj attı.

- jeong ?

Jeonginie : efendim ?

Mesaj neredeyse 5 dakika sonra gelmişti.

- şu akşam ki planın için
Chan hyung yazıyor...

Jeonginie : biz yemek yedik hyung sağol gerek kalmadı

Jeonginie : eğlenmene bak sen

- yurda geliyorum ve hava kararmadı bile

Jeonginie : dedim ya gerek kalmadı

- pekala

Chan sıkıntıyla nefesini dışarıya verdi. Belkide olanları anlatması herkes için en iyisiydi.


Bu bölüm içime sinmedi ama yayınlamaktan da geri durmuyorum klgkhkgkf umarım bir yanlış yoktur bakmaya üşendim hkhlhk

Stray Kids / TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin