-Eğer yeniden başlayabilseydim yaşamaya, İkincisinde daha çok severdim seni

1.1K 56 67
                                    

Karanlık odada küçük bir hıçkırık sesi yankılandı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Karanlık odada küçük bir hıçkırık sesi yankılandı. Duyulan tek şey, sessiz sessiz alınan soluklar ve düzenli iç çekișleriydi çaresizce. Ne kadar süredir burda öylece oturmuş ağlıyor olduğunu bilmiyordu, göğsündeki o ağrının nasıl geçeceğini bilmiyordu, herşeyin neden bu kadar zor olduğunu da bilmiyordu. Tüm bu bilinmezliklerin arasında bildiği tek şey, çok aşık bir adam olduğuydu. Ama bu öyle sandığı kadar da bir işe yaramıyordu. Hiçbir şeyi değiştirmiyordu..

"Jungkookie~"

Sevgilisinin buram buram șevkat kokan sesini duyduğunda, mümkünmüş gibi biraz daha arttırdı gözyaşlarını Jungkook. İhtiyacı olan tek kişi oydu, sığınmak istediği, kaybolmak istediği tek insan, tek adam ve tek gök oydu..

Jimin küçük bebeğinin hıçkırık seslerini duyduğunda, yüreğinde baş gösteren sızıya rağmen burukça gülümsedi. Gözlerinde merhamet ve aşk vardı doluca, Jungkook onları görürse daha sert ağlayacağını bildiğinden kafasını kaldırmadı eğdiği yerden.

Utanıyordu. Sevdiği adamın gözlerine bakmaktan utanıyordu. Çünkü Jiminin gözlerinde, büyükçe bir cesaret vardı. Sevgisi için, sevgilisi için herşeyi göze alacak kadar büyük bir cesaret..
Ve onun gözlerinde gördüğü kendi yansıması ise,
Korkak ve aciz bir adamdan başkası değildi..

Jiminin cesaretle parıldayan gözleri, kendi acizliğini vuruyordu yüzüne. Ne zaman onun gözlerine baksa, çaresiz ve zavallı bir adam görüyordu orda.
Jimin çok seviyordu Jungkook'u. Onun için herşeyi yapabilir, herşeyi göze alabilirdi. Güçlüydü, canı pahasına korur, nefesi pahasına severdi tüm benliğiyle.
Jungkook çok seviyordu Jimin'i. Onun için herşeyi yapmak, herşeyi göze alabilmek isterdi. Ama korkuyordu, güçlü değildi ki. Belki o da canı pahasına korur, nefesi pahasına çok severdi fakat, kimsenin haberi olmadan, içten içten, kendi içinden...

İşte aralarındaki bu koca koca fark yüzünden, onu haketmiyor olduğuna emindi böylelikle. Jimin gibi korkusuzca sevebilen birini, kendisi gibi korkak ve zavallı biri haketmiyordu.

"Gözlerime bak sevgilim"

Başından beri bu komutu bekliyormuș gibi gözlerine tutundu gözleri. Onu görmeye ihtiyacı vardı, onu hissetmeye ihtiyacı vardı.. Jimin, göz bebekleri titreyen adama aşkla baktı.
Ah nasılda seviyordu onu, nasılda yanıyordu cayır cayır..
Kocaman açtığı dolu dolu olmuş gözleri ve binbir duyguyu barındıran bakışlarıyla, sevgilisinin her bir detayına tapındığı yüzünü inceliyordu Jungkook. Nasıl bu kadar kusursuz bir adam onun sevgilisi olabilirdi? Tanrılar kadar güzel olan bu adam, nasıl olurda kendisini bu kadar çok sevebilirdi, zavallı biri olmasına rağmen.. Onun kadar eşsiz bir insan, tüm bu kalabalıkta, o kadar insanın içinde nasılda gelip kendisine rastlamıștı? Peki ya Tanrı.. Tanrı, ne yapmıştı da yeryüzündeki en kusursuz, tek kusursuz adamı onun karşısına çıkartmıștı?

➶𝘍𝘳𝘦𝘴𝘴𝘪𝘢Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin