-Şeker adam

1.2K 126 81
                                    

"Eun lütfen uslu dur"

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

"Eun lütfen uslu dur"

Küçük dudaklarını büzmüş ve gözlerini doldurmuştu. Huzursuz bir nefes bıraktım havaya.

"Eğer uslu bir çocuk olursan seni parka götüreceğim"

Bir anlık gözleri ışıldasa da daha sonra tekrar huysuzlanmaya başladı. Büyük ve iri gözlerini kocaman açıp o pembe tavşan kostümünün içinde bana bakarken ona kızamıyordum ve bu durumu çok iyi kullanıyordu.

"Şekey!"

İnce sesiyle bağırdı ve kucağımda debelenmeye başladı. Gözlerimi devirdim. Bazen abi olmaktan gerçekten de nefret ediyordum. Bir elimle saçlarımı düzelttim ve kucağımda daha rahat bir pozisyon almasını sağladım küçük kardeşimin.

"Şeker yok! Dişlerin siyah olur yoksa"

"Oysun, istiyoyum!"

Sinirle gözlerimi devirdim. Çok sevimli olmasının yanı sıra, gerçekten çok inatçı bir çocuktu.

"Tamam bir market bulalım alacağım söz"

Dolu gözlerini avuçlarıyla sildi ve gülümsedi. Gözlerimi kıstım sinirle. Resmen rol yapıyordu. Aradan geçen yarım saatin sonunda, geçtiğimiz onca sokağın arasında bir tane bile açık market bulamamıştık ve Eun resmen delirmişti.

"Eun ne olur ağlama bebeğim, lütfen ya"

Sızlanarak konuşmama rağmen umursamamış ve doldurduğu boncuk gözlerini gözlerime dikmişti. Yapacağı şeyi anladım ve telaşla konuştum.

"Eun hayır... Sakın"

Gözlerini kırpıştırmış ve ansızın ince sesiyle çığlığı basmıştı. Öyle çok bağırıyordu ki yoldan geçen birkaç kişinin gözleri üzerimizdeydi. Gürültüden dolayı gözlerimi kıstım ve sağır olmamak için tanrıya yalvarmaya başladım.

Kucağımda hafif hafif zıplatıyor ve susturmak için her türlü yolu deniyordum fakat nafile, aynı ses gücüyle bağırmaya devam ediyordu. Sonra bir anda, hiç beklenmedik bir anda sesi kesildi. Meraklı bakışlarım yüzüne çıktı. Gözlerini bir yere odaklamış ve akan burnunu çekiyordu sevimlice. Baktığı yere doğru çevirdim bakışlarımı.

İşte tam da o anda karşılaştım onunla. Alnına dökülen tel tel kumral saç tutamları, küçücük gözleri ve dolgun dudaklarıyla, hayatımda görüp görebileceğim en güzel şeydi o. Tıpkı Eun gibi bende ağızım açık öylece onu izliyordum. Şimdi anlamıştım Eun'un neden ağlamayı kestiğini.

Sonunda telefonunda olan bakışları önce kucağımda ki kardeşime, daha sonra bana çıktı. Göz göze geldiğimiz an hızla gözlerimi başka bir yere çevirdim. Fakat Eun öyle değildi. Kollarını ona doğru uzattı ve kucağımdan inmeye çalışıyordu. Kaşlarımı çattım.

➶𝘍𝘳𝘦𝘴𝘴𝘪𝘢Where stories live. Discover now