-Sonun değil, başlangıcın olacağım

920 84 51
                                    

Raftan çekip aldığı kitabın kapağını inceliyorken, bir yandan da göz ucuyla oturacak boş masa arıyordu Jimin

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Raftan çekip aldığı kitabın kapağını inceliyorken, bir yandan da göz ucuyla oturacak boş masa arıyordu Jimin. Öğle arasında yapılacak en önemli aktivite, kütüphanede biraz kafa dinlemek olacaktı. Adımları birkaç masanın hemen köşesinden döndüğünde, hiç boş yer olmamasına karşı yorgun bir nefes verdi dudaklarından.

Son çare olarak, bedenini tekrar geldiği yöne doğru çevirdi ve kitap raflarının arasına, yere oturup sırtını büyük kitaplığa yasladı. Hafifçe gülümserken, açtığı kitap sayfalarından gelen kokuyu derince çekti içine. Kitap kokusu her zaman huzur verirdi ona. Sayfaların belli belirsiz pürüzlerinin üzerinde elini gezdirmeyi de severdi.

İlk sayfadan okumaya başladığında, tüm odağı ve ilgisi tamamen okuduğu satırlardaydı. Bu yüzdendir ki, aradan uzunca bir süre geçmesine rağmen, hemen karşı masada oturup onu izleyen çocuktan bihaberdi..

Sonunda öğle arasının bitimini gösteren zil duyulduğunda, öğrenciler yavaş yavaş kütüphaneyi boşaltmaya başlamıştı. Çok kısa bir süre sonra tüm kütüphane boş kaldığında, yavaşça doğruldu oturduğu yerden Jimin. Öğleden sonra ki iki ders, kütüphane görevlisi seçilmişti ve diğer teneffüse kadar, dağıtılan masa sandalyeleri, kitapları düzeltmeli, ardından toz almalıydı.

Çoğu öğrenci bu görevden nefret etse de, Jimin için oldukça huzur vericiydi. Kitaplarla yanlız kalmak ve onlarla ilgilenmek..
Okuyup bitirdiği ince kalınlıkta ki kitabı, aynı yerine koydu ve pantolonunda ki tozları silkeledi. Bu sırada Jungkook, hâlâ varlığını fark etmeyen çocuğu pür dikkat izliyordu..

Jimin danışma masasına ilerlerken, bir yandan da önce hangi görevi yapacağını düşünüyordu. Masanın üzerinde ki görevli formuna ismini yazıp imzasını attığında, tekrar rafların arasına dönmüş ve en ön sıradan başlayıp, kitapları alfabetik sırasına göre düzeltmeye koyulmuştu.

Bu sırada dudaklarında kısık sesli bir şarkı takılı kalmıştı. Bir işe odaklandığında, ister istemez şarkı söylüyor ve vücudunu sallıyordu ritimle. Yine mırıldandığı şarkıyla eş zamanlı hafif hafif dans ederken, arkasından gelen sesle hızlıca arkasını dönmüş ve ağızından kaçan ufak çaplı şaşkınlık nîdasına engel olamamıştı.

Bir şeye odaklandığında, dış dünyadan tamamen soyutlanıyor ve en ufak sesle bile korkacak hâle geliyordu. Temkinli adımlarla sesin geldiği yere doğru yürüyor, ve hâlâ hızlıca atan kalbini dindirmek için derin derin nefesler alıp veriyordu. Hemen ayaklarının ucunda gördüğü kitapla rahat bir nefes vermiş, düştüğü için ses çıkardığını düşündüğü kitabı alıp geri yerine yerleştirmişti.

Gözleri raflar arasında şüpheyle dolaşsa da, hemen ardından arkasını dönüp işinin başına doğru ilerlemişti. Tabi attığı ilk adımdan, yine aynı yerden gelen sesle burnundan sinirli bir nefes vermiş ve sert adımlarıyla sesin geldiği yere yürümüştü. Neler olduğuna anlam vermeye çalışıyor, kıstığı gözleriyle rafları inceliyordu.

➶𝘍𝘳𝘦𝘴𝘴𝘪𝘢Where stories live. Discover now