-Küçük Krizantem

1K 66 66
                                    

Bazen birini çok seversiniz

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bazen birini çok seversiniz. Öyle ki, hiç gitsin, sizi bıraksın istemezsiniz. Herşeyinizdir o sizin. Sanki o giderse, tüm hayatınız yıkılırmış gibi düşünürsünüz. Hayatınızın merkezidir o. Binanızın en önemli duvarıdır.

Şimdi sizlere, hayatımın merkezi olan sevdiğim adamı, içim kan ağlaya ağlaya nasıl parçaladığımı anlatacağım. Elinde kalan son umutlarını da, nasıl parçaladığımı anlatacağım..

Bu benim hikayem. Sevgilimi nasıl acımasızca, aslında onun iyiliği için öldürdüğümü anlattığım hikayem. Birçok pişmanlık var hikayemde, keşkeler ve iyikler var yaşanmış..

~

Soğuk bir Ekim günü, yine her zaman ki gibi okuldan çıkmış ve eve doğru yürüyordum. Geçmem gereken caddenin kenarında durdum ve arabaların durduğuna emin olduktan sonra hızlı adımlarla karşıya geçtim.

Biraz daha ilerlemiştim ki az ileriden gelen seslerle kaşlarımı çattım. İki kişi tartışıyor gibiydi. Fakat yaklaştıkça, aslında orta yaşlarında ki bir adamın, genç bir çocuğa bağırıyor olduğunu gördüm. İnsanlar umursamadan yanlarından geçip gidiyorlardı.

Adımlarımı onların olduğu yere doğru yönlendirdim. Tam yanlarına geldiğim de, genç olanın, adamdan özür dilediğini fakat adamın hâlâ saygısızca bağırdığını anlamıştım. Genç çocuk her hâlinden üzgün olduğu yüz ifadesiyle saygıyla eğiliyor ve özür diliyordu fakat adam sanki öfkeden delirmiş gibiydi.

Daha fazla öylece duramayacağıma kanaat getirince sarı saçlı çocuğun yanına gittim ve hafifçe arkama aldım. Adamın gözleri gözlerimi buldu. Normalde böyle şeylere asla karışmaz ve umursamazdım ama, genç çocuk öyle samimi ve öyle üzgündü ki kayıtsız kalamamıştım.

"Sizden özür dilediği hâlde, nasıl bu kadar kaba bir şekilde bağırmaya devam edebilirsiniz?"

Böyle bir ithamı beklemiyor olacak ki birkaç saniye afalladı. Daha sonra kaşları tekrar öfkeyle çatıldı ve bağırarak konuşmaya devam etti.

"BU KADAR DİKKATSİZ OLMASI BENİM SORUNUM DEĞİL, ŞU YAPTIĞINA BAK! GÖMLEĞİMİ MAHVETTİ"

Adam öyle çok bağırıyordu ki gözlerimi kıstım ve yüzümü buruşturdum. Sonra şaşkınlığımı belli eden ses tonuyla cevapladım.

"Tek sorun bu mu yani? Gömleğinizi kirletmesi mi? Hemde yanlışlıkla?"

Biraz daha yumuşamış görünüyordu fakat hâlâ ciddi yüz ifadesi üzerindeydi. Hayretle çıkan sesimden sonra bir süre duruldu. Sonra öfkeli gözlerini arkamda duran çocuğa döndürdü. Çocuk kolumu tuttu ve biraz daha arkama geçti. İçten içe gülümsedim bu hâline. Gerçekten küçük ve savunmasızdı.

➶𝘍𝘳𝘦𝘴𝘴𝘪𝘢Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin