-Sen herşeyinle benimsin

1K 78 86
                                    

"Bana bir daha dokunmaya kalkma Jeongguk"

Йой! Нажаль, це зображення не відповідає нашим правилам. Щоб продовжити публікацію, будь ласка, видаліть його або завантажте інше.

"Bana bir daha dokunmaya kalkma Jeongguk"

Önce alayla gülümsemiş, daha sonra dirseğini hemen yanımda ki duvara yaslayıp iyice yaklaştırmıştı kendini. Bedeni bedenime dokunuyor ve bu aklımın tamamen karışmasına sebep oluyordu.

"Sen zaten benimsin Jimin. Dokunduğum her yerin bana ait"

Derin sesiyle konuştuğunda ister istemez yutkundum. Beni etkisi altına almayı çok iyi biliyordu. Boşta kalan eli önce saçlarıma, sonra yanağıma ve en sonunda dudaklarıma uğradığında, içimden sadece burdan kurtulmak için yalvarıyordum tanrıya. Baş parmağı dudaklarım üzerinde edepsizce dolanırken, kendimle çok büyük bir savaş veriyordum onları yalamamak için. Beni sınıyordu. Ne kadar dayanabileceğimi test ediyordu ve ona yenilmeyecektim. 

Yüzünü yavaşça yüzüme yaklaştırıyor, bir yandan da nefesini usulca üflüyordu dudaklarıma doğru. Durması için bir elimi sert göğsüne yasladığımda, bileğimden yakalamış ve tamamen etkisiz hâle getirmişti. Bundan nefret ediyordum. Ona çok çabuk yenilmekten nefret ediyordum. O da bunun farkındaydı ve benimle çok güzel oynuyordu.

"Dudakların.."

Nefesi, tüm bedenimi elektrik çarpmışcasına uyardığında, rahatsız bir nefes aldım derince.

"Eşsiz inlemelerin.."

Her kelimesinde, dudakları biraz daha yaklaşıyordu dudaklarıma. Eliyle açıkta kalan boynumu okşarken ekledi:

"Beyaz ve tertemiz tenin.."

Bu sefer elini biraz daha aşağı indirmiş ve belimi kavramıştı sıkıca.

"Kıvrımlı belin..."

Bir sonra ki hamlesini bildiğimden, bedenini hızla ittirecektim ki, tam kalçamı tutan güçlü eller yüzünden olduğum yerde taş kesildim. Vücudumun dokunuşlarına verdiği tepki, hoşuna gidiyordu. Bunu, yüzünden eksik olmayan sırıtmasından anlayabiliyordum.

"Ve o tapılası dolgun kalçaların.."

Dudakları tam dudaklarımın üzerindeydi şimdi. Sanki tek kelime daha ederse birbirine değecek ve tüm benliğimi alacakmış gibiydi günahkâr dudakları. Ve o buna rağmen, konuştu.

"Hepsi benim. Bana ait Jimin. Senin her yerinde, benim dudaklarımın izi var"

Kalın sesiyle sertçe konuştuğunda, daha ne dediğini kavrayamadan dudaklarımı sertçe esir almış ve derin bir öpüşmenin içine çekmişti bizi. Son bir haftada onu ve dokunuşlarını o kadar çok özlemiştim ki, hiç düşünmeden teslim ettim ruhumu, bedenimi. Öpüşüne karşılık vermem onu daha da hırslandırmış gibi, sertçe öpüyordu dudaklarımı. Nefes almadan, yumuşak davranmadan..

Yaptığımın ne kadarının doğru olduğunu ve sonucunda neler olacağını düşünmeden sadece öpüyordum onu. Öyle büyük bir özlem vardı ki içimde, düşüncelerimin bile önüne geçiyordu çekinmeden. Bende izin veriyordum. Beni öpmesine..,
Beni tekrar kazanmasına..

➶𝘍𝘳𝘦𝘴𝘴𝘪𝘢Where stories live. Discover now