-Tekrar görüşeceğiz sarışın

1.6K 145 122
                                    

"Evet taehyung, istediğin herşeyi aldım, tanrı aşkına bağırıp durma artık"

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


"Evet taehyung, istediğin herşeyi aldım, tanrı aşkına bağırıp durma artık"

"Jimin beni azarlama... Zaten yaralı ve kırılmış hissediyorum"

"Bebeğim, asıldığın bilmem kaçıncı çocuğun sevgilisi olması, seni bu kadar yaralı ve kırgın hissettirmemeli. Ayrıca seni azarlamıyorum, şimdi telefonu kapatmalıyım ki eve hızlı gelebileyim"

"Haklısın, hızlı gel"

Gözlerimi devirip telefonu cebime sıkıştırdım. Taehyungun her zaman ki depresyonu yüzünden gecenin bu saati dışarı çıkmış ve açık bir market bulabilmek için neredeyse yarım saat yürümüştüm. Sonunda kepenkleri kapanmamış bir dükkan bulmuş, tabiri caizse öküz gibi içeri atmıştım kendimi. İstediklerini aldıktan sonra hızlı adımlarla marketten çıkmış ve bir an önce sıcak yatağıma girmek için resmen koşar adım gidiyordum. Bulunduğum sokaklar çok ıssızdı, neredeyse hiçkimse yoktu ve yağmur yağmaya başlamıştı. İster istemez ürkmüş ve adımlarımı yavaşlatmıştım. Tam o sırada sokağın biraz ilerisinde, duvarın dibinde ki karanlık bir gölge dikkatimi çekti. Tedbirli adımlarla gölgeye doğru ilerledim. Fakat yaklaştıkça gölgeden çok bir insan silüetine benziyordu. Sanki... Sanki duvarın dibine oturmuş gibiydi. Öylece yanından geçip gitmek istiyordum fakat, ona yardım etme isteğim daha ağır basmış ve adımlarım oturan silüete doğru ilerlemişti. Adımlarım ile dikkatini çekeceğimi sansam da hiç oralı olmuyordu. Neredeyse yanına gelmiştim ve yüzünde gördüğüm kanayan yaralarla telaşım biraz daha arttı.
Başını duvara yaslamış ve düzenli nefes alış veriş sesleri duyuluyordu. Arada bir yutkunuyor ve adem elması sanat gibi hareket ediyordu. Dudağı patlamış, kaşı yarılmıştı fakat hiç acı çekmiyor gibi görünüyordu. Üzerinde motorcu kıyafeti gibi simsiyah şeyler ve boynunda birden fazla kolye vardı. Siyah deri eldivenleri işin içine daha da tarz katıyordu. Deri pantolonu tüm bacaklarını sarmış ve kasları açıkça belli oluyordu. İncelemeyi bıraktım ve yavaşça yanına yaklaştım. Tam yanına geldiğim de endişe barındıran sesimle fısıldadım.

"Hey? Sen iyi misin?"

Sesimi duyup duymadığını bilmiyordum, ki o da dönüp bakmamıştı bile.

"Tanrım, yoksa öldün mü?"

"Henüz ölmedim"

Kısık ve erkeksi sesiyle konuşmuş ve derin bir yutkunma eşlik etmişti sözlerine.

"Ne oldu sana böyle?"

Hala gözlerini açmamış ve herhangi bir tepki bile vermemişti.
Bende o konuşana kadar şemsiyemi açmış ve onun üstüne doğru tutmuştum.
Yağmur damlalarının vücuduna temas etmemesi üzerine gözlerini hafifçe aralamış fakat bana bakmamıştı.

"Yardım falan çağırmamı ister misin?"

Sert sesiyle cümlemin boğazımda kalmasını sağlamıştı.

➶𝘍𝘳𝘦𝘴𝘴𝘪𝘢Where stories live. Discover now