Boğulma

413 21 0
                                    

"Doğruları söylemek gerekirse senin nefretle dolu olduğunu görmek beni üzüyor. Bambaşka bir hayat bizim olabilirdi." Gözlerimi kapıdan alıp üzerinde gezdirdim "Bambaşka bir hayat mı? Burda oturup seninle bu konuşmayı yapmak bile saçma." Kalkacakken kolumu tuttu "Haluk oğlunu ondan gizlediğim için bana çok kızgındı, bize dönmesi için ona defalarca yalvardım. Hatta ona "Ahsen bizim kızımız olur." bile dedim, ben aşkım için seni de kabul ettim Ahsen. Baban acımadı dava açacağını söyledi elimden alacaktı oğlumu, tek şansım kaçmaktı. Sonra babanın öldüğünü duydum buraya dönmeye karar verdim, seni yanıma alırım diye düşündüm. Bak inanmayacaksın belki ama ben senin benim kızın olmanı istedim, teyzen ve enişten izin vermedi. Sonra her şey bildiğin gibi ilerledi, abinin bu halde olması benim suçum değil." Dolan gözlerimi kırpıştırdım "Burda ne arıyordun?" "Ben..." yanımızdaki kapının kırılmasıyla ikimizde korktuk. Bize doğru hızla gelen babam Sevil'in kollarından tutarken Emre, Demir ve Mete çoktan yanıma ulaşmıştı "Sana yıllar önce de söyledim kızımdan uzak dur dedim! Sana beş gün veriyorum ya burdan gidersin ya da aklının almayacağı şeyler yaparım. O psikopat oğluna da söyle kızımdan uzak dursun!" Polisler araya girdiğinde babam bana öfke ile döndü "En başında konuşmadık mı Ahsen, kadını gördüğün an kaçman gerekirken neden bodruma kitledin? Ölmek mi istiyorsun kızım sen!" Ses tonu o kadar yüksekti ki olduğum yerde sadece titriyordum "Ben sadece açıklama istedim, bana anlatıcağını söyle..." "Ne açıklaması Ahsen! Ne açıklamasından bahsediyorsun! Bu kadın hasta duyuyor musun beni?! Eğer biz yetişmesek belki de seni öldürecekti. Nasıl bu kadar umursamazsın?" Titreyen ellerimi durdurmaya çalıştım "Ya o şerefsiz de burada olsaydı, o zaman ne yapacaktın? Ya sana zarar verselerdi? Ama dur o iti elime geçireyim..." Demir'in kolunu itip babama yaklaştım "Yeter! Yeter o benim abim, bunları söylemeye hakkınız yok! Her şeyden önce o benim abim, isterse psikopat olsun. O benim abim duyuyor musun?" Atak geçirdiğimi anlayınca sakince dışarı çıkmaya çalıştım babam elimi tutunca hızla çektim. Merdivenlerdeyken çocuklar yanıma geldi, beraber dışarı çıktık "Sen delirdin mi kızım? Bak yemin ederim senin kadar salak bir insan görmedim." Demir başıma geçmiş fırça atıyordu "Hiç biriniz anlamıyorsunuz. Ben daha üç aylıkken ailemi kaybettim, teyzem ve eniştem benim anne babam oldu. Öğrendiğim zaman 10 yaşındaydım bunu hazmedebilmek ne kadar zamanımı aldı bir tahminin var mı? Tam her şey yolunda dedim abim çıktı ortaya, benim için ne anlama geldiğini bilemezsin Demir! Şimdi onca şeyden sonra abimin yaşadığını öğrendim. Benden bunca şeyi sindirmemi beklemeyin, ulan on yedi yaşındayım ben. On yedi, bunları yaşamaya hakkım yok!" Demir'in dolmuş gözlerini görmemle iyice kötüleşmiştim. Bahçenin ardından koşuşturma sesi geldi "Ahsenn" kızlar ağlayarak bana doğru yaklaştılar. Bir anda sarılınca neredeyse dengemi kaybediyordum, ne söylediklerini anlamasam da kafamla onaylıyordum. Kızlar ile ayrıldıktan sonra Zeynep kaşlarını çattı "Şu an kötüsün diye susuyorum ama bunun hesabını vereceksin." "Ben yeterince fırçaladım." Demir yanımıza geldi ve kollarını açtı bir an bile düşünmeyip sarıldım. İkimiz de hiç kimse yokmuş gibi ağlıyorduk "Bak sevgilimin yanında karizmamı çiziyorsun kızım yapma." Dediği şeye gülerken ondan ayrıldım. Zeynep Demir'in yanına gittiğinde sarılıp bir öpücük kondurdu yanağına "Bir an önce burdan çıkabilirsek sevinicem çünkü sevgilime sarılamıyorum." Emre'nin isyanı ile ona yaklaşıp sarıldım sonra hemen çekildim. Köşede sessizce bizi izleyen Anıl'ı görünce utandım, çocuk bizimle tanışmaya mı geldi yoksa felaket zincirine mi düştü belli değil "Şey Anıl kusura bakma bir kaç olay oldu böyle karşılamak istemezdik." Gülüp Sıla'nın yanına geldi. Bir kolunu Sıla'nın omzuna atıp gülümsedi "Ben biliyorum, Sıla seni inciticek sorular sormama için anlattı. Hem ben aksiyonu severim." Hep beraber güldük. Ne aksiyon ne aksiyon ama.

Babam ile konuşup anneme bir şey söylememe kararı aldık, hamile hamile kadını delirtmeyelim. Evden çıkmadan önce tedbir amaçlı bir süre başka yerde kalmamı söyledi polisler, en müsait ve ulaşılır ev Kaan'ın eviydi şimdilik Demir ve ben orada kalacaktık "Ben Zafer amcan ile konuştum bir ekip sürekli evin orda olacak. Aradığımda telefonlar açılacak." Kafamı sallayıp babama sarıldım "Beni öldürecek şeyler yapma lütfen." Gülümseyip çıktım. Arabaya bindiğimizde Emre beni kollarının altına aldı "Sonunda be az daha dursak ağlayacaktım." ufak bir kahkaha attım. Ellerimi beline sardım "Yanlış mı yaptım?" burnunu saçlarıma daldırıp derin bir nefes aldı "Bilmem, dışardan bakılınca yanlış ama senin gözünden bakınca doğru." "Peki bana kızmayacak mısın?" eliyle yanağımı okşadı "Senin neler yaşadığını bilemem güzelim hem baban ve Demir yeterince çıkıştı." Şaçlarıma öpücük kondurduğunda huzurla gözlerimi kapadım "Fingirdemeyi bırakın da keşke Demir ile Zeynep'i yalnız bırakmasaydık." Sıla'nın sözleriyle gözlerimi belerttim "Sılaa koca koca insanlar ne olur yani?" Bir kaşını kaldırdı "Valla ben söyledim benden çıktı, arabadan indikleri gibi tartışacaklar haberin olsun. Kızım neden bu kadar taktın bu olaya geçmişte kaldı o, öküzsün Demir resmen öküzsün insan açıklama yapar." Sesini bir inceltip bir kalınlaştırdığında iyice gülmeye başladım. Anıl arkasına dönüp Sıla'ya baktı "Böyle yeteneklerin olduğunu bilmiyordum." sinsi bir bakış attım "Oho onun daha ne yetenekleri var bir bilsen." Sıla'nın öldürcü bakışları ile Emre'nin kollarını geri gömüldüm "Seni seviyorum." gözlerinin içine baktığımda kocaman gülümsedim. Yanağına uzanıp öptükten sonra kollarımı iyice beline sardım, işte şimdi huzurluydum.

Venüs// TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin