Kulaklık

1.5K 57 34
                                    

"Bence bu kadar abartma. Birisinin seni seviyor olması güzel bir şey, utandığı için böyle bir yol bulmuştur belki." Mete'ye doğru dönüp "hiç tanımadığın birisi seni takip ediyor ve sürekli mesaj atıyor. Bunun neresi güzel? Rahatsız edici." Ellerini havaya kaldırıp teslim oldum dercesine bakıyordu. Dün attığı mesajdan sonra bir kaç bir şey daha yazmıştı fakat cevap vermedim. Okula giderken etrafımdaki insanlara ruh hastası gibi bakıyordum, kızlar beni ne kadar sakinleştirmeye çalışsalarda ben hala korkuyordum. Kimine göre bu durum çok havalı veya gizemli gözükse de benim için korkunçtu. Birisinin beni takip ediyor olma hissi ile yaşayamazdım "ben kantine iniyorum bir şey isteyen var mı?" "Bekle ben de geliyorum." Mete ve Demir kantine indikten sonra ben de ayağa kalktım "ben kütüphanedeyim." kızları orda bıraktıktan sonra koridorda yürümeye başladım o sırada telefonum titredi "Allahım inşallah başkasıdır inşallah başkasıdır." bir köşeye geçtim. Sonuçta devlet okulu telefonu gördükleri gibi alırlar. Mesajı açtığımda kızılaydan geldiği için ufak bir şükür duası ettim.
Kütüphaneye girdiğimde her zaman ki gibi bir kaç kişi dışında kimse yoktu. Her zamanki yerime oturacakken Lale ve Hakan'ın ders çalıştıklarını fark ettim. Birbirlerinden o kadar farklılardı ki asla ikiz olduklarına inanamıyordum, onlara baktığımı fark eden Lale kalkıp yanıma geldi "Sonunda ders çalışmaya başladı. Garip bir şekilde fizik çalışıyor, oysa ki Hakan fizikten nefret eder." zavallımın olandan haberi yok "Fizikçinin kızından hoşlanıyor da o yüzden." Lale ile biraz daha konuştuktan sonra kendi masasına geri döndü. Aşinası olduğum raflardan rast gele bir kitap çıkardım desem yalan olur, aylardır aynı kitabı okuyup duruyordum.
Uzun bir süre sonra kaldığım sayfayı kontrol edip yerine koydum, ne kadar zaman geçtiği hakkında her hangi bir fikrim yoktu. İngilizce hocamız doğum yaptığı için dersler boştu, kapıya ulaştığımda açmaya çalıştım fakat kapı açılmıyordu. Her zamanki gibi sıkışmıştır diye düşünüp biraz zorladım ama işe yaramıyordu "Ne yaptığını sorabilir miyim?" ufak bir kalp krizinden sonra arkama döndüm "insan bir ses çıkarır. Ne sinsi sinsi geliyorsun?" Çocuk bana uzaylı mısın bakışları atarken ben hala kapıyı zorluyordum "sıkışmışsa zorlama, camdan bekçiye seslenelim gelsin." Biraz düşündükten sonra kafamı salladım. O cama doğru ilerlerken onu incelemeye başladım uzun boylu,kumral bir çocuktu "öyle bakacağına sende diğer camdan bakıp birisine seslensen?" Ters ters bakıp diğer cama doğru gittim"ulan koca bahçede kimse olmaz mı?" "Kapıya vursak belki sese gelirler." Telefonumu cebimden çıkartıp Demir'i aradım ama açmadı büyük bir ihtimalle dersteydi. İkimizde kapıya vuruyorduk ama gelen giden yoktu "boşuna çabalıyoruz herkes derste." Kenara geçip oturduğunda ben de karşısındaki sandalyeyi çekip oturdum "Bu arada ben Ahsen." Hafif gülümseyip "Emre Karaca" "11. Sınıfsın galiba?" "Aynen." "Ben de." Konuşmamız bittikten sonra Telefonum titredi

0534**: Neden derste değilsin
0534**: Görüldü atmayı keser misin?
Ahsen: Sana ne!
0534**: Cidden bazen çok salakça davranıyorsun.
Ahsen: Yazma o zaman, seni zorlayan kim?
0534**: Kalbim.
Ahsen: no kodor romontok dememi beklersen avcunu yalarsın. Ruh hastası.
0534**: İlerde bu mesajlara bakıp gülücez ama konumuz bu değil. N E R D E S İ N ?
Ahsen: Kütüphanedeyim o oldu mu hayvan?
0534**:Oldu gerizekalı.

Ahsen: Demiiiirrrr
Demir: neeeee
Ahsen: Kütüphane kapısı sıkıştı. Gel kurtar beni.
Demir: Toton bir yerinde dursun be kızım. Bir gün de başına bela açma.
Ahsen: çok konuşma gel al beni.

"Yanlış anlamazsan bir şey sorabilir miyim?" Kafamı Emre'ye çevirdim "Tabii." "Mete'yi tanıyorsun dimi?" "Evet. Arkadaşın mı?"
Hafifçe güldü "Kuzenim." Anlamışçasına kafamı salladım. Telefonum çalınca hemen açtım "sakin ol biz geliyoruz, tamam biliyorum korkuyorsun. Derin derin nefes al, ağlama geliyorum kızım." "Ne diyorsun?" "Şşşşş abin geliyor." Suratıma telefon kapandığında anlamsızca telefon ile bakıştım.

Venüs// TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin