Özel Bölüm (2)

174 13 11
                                    

Canım okuyucularım güzellik yapıp özel bölümlerde yavaş gitmeyi düşündüm <3

"Annecim aslında öyle bir şeye hiç yok, ben zaten kullanmam böyle şeyleri." Gülsüm annenin bakışlarıyla susmuştum "Hiç öyle şey olur mu? Benim bir tanecik gelinim olacak, her şeyin en güzeli olacak." annem memnun bir gülümsemeyle ilerledi. Zannedersin dünür değil kankalar, çeyiz için her şeyi ikisi beğenip hal ediyorlardı bana da tamam demek kalıyordu. Telefonuma son kez bir bakış atıp saati görmemle konuştum "Güzellikler siz devam edin ama benim çok acil işe dönmem lazım." "İşin bitince eve geldiğinde aldıklarımızı gösteririz kızım, Allah kolaylık versin." hızla yanlarından uzaklaşıp arabama doğru ilerledim.

"Evet biliyorum oyuncu kadrosu biraz maliyetli ama onlardan başka kimse bu senaryoyu kaldıramaz." Selen hanım derin bir nefes aldı. Önümdeki kağıtlara boş boş bakmaya devam ederken konuştu "Ahsen senin şu geçen ayırdığını yeni cast oyuncularının resimlerini odama bırak, onlardan seçebildiklerimizi seçelim. Olmadı Zehra'nın sunduğu castta değişiklikler yapıp öyle sunarız." herkes onaylayan sesler çıkarımca ayaklandı "Toplantı bitmiştir arkadaşlar. Ahsen dosyayı odama bekliyorum."

Gün boyu o oyuncu bu role uyar, hayır bu daha çok uyar demekle geçtikten sonra eve dönüyordum. Arabaya biner binmez ayakkabılarımı çıkarıp bir köşeye atarken telefon ile annemi aradım "Anne ben eve geliyorum, bir şey lazım mı?" "Biz evde değiliz kızım, yani daha doğrusu sizin evdeyiz. Eşyalar geldi biz de yerleştirelim dedik." "Off onlar bugündü değil mi? Neyse tamam geliyorum ben şimdi." Babam konuştu hemen "Senin gelmene gerek yok babacım, belli ki yorgunsun. Sen eve git dinlenin, yarın gelip düzeltirsin." guruldayan karnımla söylediği şeyin mantıklı olduğunu anlamıştım. Çok uzatmadan telefonu kapatıp eve sürdüm arabayı.
Eve girer girmez kendimi yatağıma atmıştım. Tabii bu muhteşem huzurum çok sürmemişti ve telefon çalmıştı "Telefonu alıp duvara fırlatsam ne olur ki?" telefonu elime aldığımda gördüğüm isimle hızla doğrulup telefonu açtım "Emre, sevgilim." karşıdan gülme sesi geldiğinde ben de gülmüştüm "Her telefon açtığımda nasıl aynı tepkiyi verebiliyorsun merak ediyorum." "Dalga geçme aptal, çok özledim seni." "Ben de seni özledim güzelim, hem üzülme. Askerliğin bitmesine son 26 gün kaldı. Sonra hep yanımda olucam, hatta direkt kocan olucam. Böyle söyleyince aşırı garip geliyor." gözlerimden akan yaşlarla gülümsedim "Koskoca bir telefon sapığından kocam olma makamına yükseldin, bunu bir ara kutla." ikimiz de aptal aptal gülerken aşağıdan bir kapı çalma sesi geldi "Neyse güzelim kapı çalıyor ben kapatayım sen de güzelce dinlen." hızla itiraz eden sesler çıkardım. Bir yandan da ayaklanmış kapıyı açmaya gidiyordum "Kimse kim boşver, biraz daha konuşalım." "Güzelim ama kapıdaki misafire ayıp olur." ofladım "Bu saatte gelene misafir değil densiz denir." gülüşüyle telefonu kapatması bir olmuştu. Ben mal mal telefona bakarken kapıyı açtım "İnsan nişanlısına da densiz demez ama." şaşkınlıktan ağzım beş karış açılırken hızla Emre'nin boynuna atladım, hazırda olan göz yaşlarım akmaya başlamıştı bile. İkimiz de birbirimize deli gibi sarılırken konuşmaya başladım "Hayatımda gördüğüm en pislik insansın sen." kahkahası salonu doldururken kucağındaki benle içeriye bir kaç adım atıp kapıyı kapattı. Ben hala ona koala gibi sarılırken üst kata çıkıp benim odama girdik "Demir annenlerim bu gece eve gelmemesini sağlayacak." yatağa uzanırken güldüm "Zorla kendini eve attırdın resmen." sinsice gülümseyip kalkmaya çalıştı "E ben gideyim o zaman..." dudaklarım lafını keserken gülümsedi "Memnun olmadığımı, gitmeni istediğini söyleyen mi oldu?"

Sabah gözlerimi açtığımda elimin altındaki saçlarla gülümsedim. Emre bana sarılmış kafasını karnıma koymuş uyuyordu, biraz daha öyle durduktan sonra işten geldiğim kıyafetlerin hala üzerimde olduğunu fark ettim. Onu rahatsız etmeden yataktan kalktığımda hızlıca üstümü değiştirip kahvaltı hazırlamak için aşağıya indim. Sallana sallana kahvaltıyı hazırladıktan sonra uyandırmak için mutfaktan çıkmıştım ki o çoktan yanıma geliyordu "Günaydın bebeğim." sersem sersem güldü. "Her sabah böyle uyanmak mucize gibi olucak." kollarımı beline sararken boynuma ufak bir öpücük kondurdu "Çok geçmeden edelim kahvaltımızı bizimkiler gelir birazdan."

Venüs// TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin