Olaylar olaylar

295 23 4
                                    

Öhö öhö canlarım kitabımız 478 okunma olmuş. Tşkler ciğerlerim ❤️

Elimdeki keki tezgaha koyarken Demir el çırptı "Ben çayı koyuyorum sen de kekleri hazırla." "Azcık sabret de kek biraz soğusun." keki kalıbından çıkardıktan sonra bir kaç dilim kesip soğuması için öylece bıraktım. Kapı çalınca Demir'e seslendim "Sen terasa çık ben kapıya bakıp geliyorum." mutfaktan çıktıktan sonra koşarak kapıyı açtım. Karşımdaki kişi ile öylece kaldım "Sevil hanım sizin burda ne işiniz var?" bitik durumdaydı. Gözleri kıp kırmızıydı "Bir kez daha hayatım senin yüzünden mahvoldu, sen de acı çekeceksin." bir şeyler söylememe kalmadan kafamı tutup sırtına doğru çevirdiğinde ağzıma tuttuğu bez ile olacakları kavrarken kafama aldığım darbeyle dünyam karardı.

2 saat sonra
Beynimdeki sızı öyle keskindi ki bir anlığına nefessiz kalmıştım resmen, gözlerimi yavaş yavaş aralamaya çalıştığımda her yerin karanlık olduğunu fark ettim. Aslında gözlerim de bağlı olabilir şu an bunu pek ayırt edemiyorum. Kendime gelmeye çalışırken olanlar da yavaş yavaş aklıma geliyordu, hatırladığım şeyler ile bir anda hareketlenmeye başladım "Lan nerdeyim ben." "Bu kadar hızlı ayılmana şaşırdım, madem ayıldın ağzını kapatabiliriz değil mi?" "Bak saçmalama adam kaçırmaktan kaç yıl yersin, bırak beni kimsenin haberi olmaz. Hayatına devam edersin." güldü "Senin ağlayıp sızlaman gerekmiyor mu? Haa ayrıca hayat mı bıraktın, cevap ver cevap!" derin bir nefes aldım. Şu an üzerine gidip onu kışkırtmak benim zararıma olurdu "Bana zarar vermeyeceğini bildiğim için ağlayıp zırlamıyorum." ağzıma değen bez ile tırnaklarımı avuç içime geçirdim "Biliyor musun, seni akıllı bir kız zannetmiştim ama sen salağın tekisin aynı baban gibi. Sana zarar vermek gibi bir niyetim var ve sen hala beni manipüle etmeye çalışıyorsun. Zavallı." gözlerimdeki bant açılınca ışık gözümü alsa da karşımda oturan manyağa bakmayı başarmıştım. Etrafa göz atınca eski bir binada olduğumuz anladım "Boşuna etrafa bakma seni kurtaracak kimse yok. Neden yaptın?" bu kadın cidden salaktı. Hem ağzımı kapıyor hem de soru soruyor "Baban ve ben bir cafede tanıştık, görür görmez aşık olduğunu söylemişti. İlk başlarda çok peşimden koştu sonra ben de pnu sevmeye başladım. Hayatımızda her şey çok güzeldi, senin aptal annen hayatımıza girene kadar. O olmasaydı biz şimdi mutluyduk, o yaşıyor olacaktı." ayağa kalkıp yanımdaki taşın üzerine oturdu "Baban beni neden terk etti biliyor musun? Psikopat olduğumu düşünüyordu, onun çevresinde dolanan kızları uyardım diye beni terk etti. Oysa ben onun çocuğunu taşıyordum, onun hiçbir zaman kabul etmediği oğlunu." gözünden akan bir kaç damla yaşı sildi "Hamile olduğumu öğrenince ortadan kayboldum, ondan intikam almak istedim. Geri döndüğümde bir aile olacaktık, ama sen vardın. Lanet olsun ki geri döndüğümde sen vardın. Her şeye rağmen aptal babanı kabul etmeye razıydım, çünkü ona aşıktım. Ama o ne yaptı gidip anneni seçti. Hatta bebeğimi benden alacağını söyledi hahahahahaah benim bebeğimi. Aylarca ne yapsam diye düşündüm sonra dedim ki neden o kadın öldürmeyeyim." gözlerimin içine baktığında öylece kalmıştım "Annemle beraber babanı da öldürdüm." karşımda öylece sırıtırken beynim durmuştu. İnandığım her şeyler bir bir suya batıyordu benimle beraber. Her öğrendiğim gerçekte bir parçam daha yok oluyordu "Merak etme çok da vicdansız değilim, seni almayı planlıyordum. Benim kızım olursun diye düşünmüştüm ama bu sefer de teyzen girdi araya. Ay böyle anlatınca da cidden psikopat gibi oldum." koca bir kahkaha patlatırken sinirden ağlamaya başlamıştım. Beni görünce biraz daha sesli gülmeye başladı "Ağlama kız şunun şurasında ne kadar ömrünü kaldı ki?" ağzımdaki beze rağmen bir şeyler söylemeye çalışınca tekrardan gülmeye başladı. Ayaklarımı yere vurunca ciddileşti "Dur dur ağzını açıcam öyle daha keyifli olacak gibi." bezi çıkardığı gibi küfür etmeye başladım "Ovv sakin ol ya daha yeni başlıyoruz." "Öldürücem seni kendi ellerimle duyuyor musun beni? Kendi ellerimde yapışıcam yakana." yüzüme doğru eğilip saçlarımı kavradı "Bana bak gerizekalı senin kafanı böcek gibi ezmeden önce bana atarlanacağına son duanı et bence." tekrar ağzımı kapattığında sinirden delirmek üzereydim, olduğum yerde tepinip çığlık atıyordum. Odadan dışarı çıkarken seslendi "Son yemeğini bizzat gidip alıyorum değerimi bil." Allahım nasıl bir ruh hastasının eline düştüm ben. Elimdeki ipleri kesebilecek bir şeyler ararken arkamdaki cam kırıklarını görmemle gülümsedim. Bu kadın harbi salaktı, kaçırdığın kişinin yanına kesici şeyler bırakılır mı? Tüm cesaretimi toplayım yaklaşık iki dakika sonra sandalye ile beraber kendimi o tarafa attım "Ananı ananı offf elim gitti." biraz kıvrana kıvrana biraz sürüne sürüne de olsa cama ulaştığımda biraz dinlendim "Hadi kızım camı kırıp kurtul burdan hadi." camı yere bir kaç kez çarptıktan sonra parçalardan birini iplere sürtmeye başladım "Karıya bak kaç tane düğüm atmış." Kendi kendime söylenirken bir yandan da Medcezir dizisindeki Mert karakterinin kaçırılma sahnesini hayal ediyordum. Orada maddeler filan sayıyordu şu an ben de aynılarını yapıp sakin kalmaya çalışıyordum. Uzun bir süre sonra cidden yorulmaya başlamıştım "Hadi Ahsen biraz saha gayret, bu salak kadın gelmez inşallah." ipleri kesmeye devam ederken bir ses duyunca durdum "Kimse var mı?" deli gibi olduğum yerde tepinip çığlık atmaya başladım, umarım beni fark ederlerdi. Odanın kapısı yavaşça açılırken içimden dualar ediyordum, orta boylarda yaşlı bir amca görünce derin bir nefes aldım "Ayyy kızım sana ne olmuş böyle?"  ağzımdaki beze rağmen bir şeyler söylemeye başlayınca amca bezi çıkardı "Hemen çıkmamız lazım burdan, telefonunuz varsa kullanabilir miyim?" Amca çeşitli sorular sorup bir yandan da ellerimi çözüyordu "Şurdan çıkalım her şeyi anlatıcam, acele edin lütfen." Ellerim ve ayaklarımı çözdükten sonra hızlıca binadan çıktık. Ayaklarım o kadar çok ağrıyordu ki doğru düzgün yürüyemiyordum bile, etrafa göz attığımda oldukça işlek bir yerde olduğumuzu fark ettim "kızım ben polisi arıyorum." kafamı olumlu anlamda sallarken bir yandan da ne kadar hızlı yürüyebilirsem en yakın dükkana doğru ilerliyordum. Karşımızdaki gelinlikçi dükkanına girdiğimizde  polisler de yola çıkıyordu.

Demir
"Ya en son mutfaktaydı sonra kapı çaldı, sen çık ben bakıp geliyorum dedi sonra gelmedi. Meraklanıp aşağıya indim, her yere baktık defalarca aradım ama yok." saatlerdir Ahsen'i arıyordum, yer yarılmış da içine girmişti resmen "Benim hatam kızımı yalnız bırakmayacaktım hepsi benim hatam." Teyzemler alel acele dönmüşlerdi geldiğinden beridir kendini suçluyordu. Bakışlarım Emre'ye kaydığında ağladığını gördüm, iyi değildi. Kapı çaldığında koşarak açmaya gittim, karşımda Zeynep ve Sıla'yı görünce umutlarım tekrardan suya düştü "Bir haber var mı?" kafamı olumsuzca salladığımda ikisi de salona geçti. Emre'nin telefonu çaldığında hepimiz ona bakmıştık, aramayı reddedip geri cebine koyduğunda herkes önüne dönmüştü. Bir kaç saniye sonra tekrardan çalmaya başlayınca Emre uzaklaşarak telefonu yanıtladı "Alo. Kim... Ahsen, sen misin?" teyzem ayaklandı "Ahsen mi? Kızım mı teşefondaki?" Emre kafasını salladı "İ-iyi misin birtanem nerdesin Tamam sakin ol, adresi ver bana.Geliyorum canım tamam sakin." dayanamadım "Nerdeymiş ne olmuş?" kapıya doğru fırladı "Bilmiyorum bir gelinlikçideymiş polisler ve Fuat amca bulmuş galiba anlamadım." hepimiz evden apar topar çıktık.

Ahsen
"Bak böyle olmaz, elin çok kanıyor. Bırak sarayım." kafamı olumsuz anlamda salladım "Gerek yok, istemiyorum." her tarafım deli gibi sızlıyordu. Camla o kadar çok uğraştım ki elim fena haldeydi, bileklerim ve kollarımdan bahsetmiyorum bile. Tek isteğim annemin yanında olmak, bana sarılmasıydı "Polisler geldi." bir anda ayağa kalktığım için geri oturduğum yere düşmüştüm "Kızım." Babam koşarak bana doğru gelirken bendeki ipler iyice kopmuştu, her ne kadar belli etmesem de doğal olarak ürkmüş ve korkmuştum. Babama deli gibi sarılırken bir yandan da ağlıyordum "Geçti canım benim geçti." hıçkırıklarımı zar zor bastırıp konuşabildim "Katil o, anne ve babamı öldüren oymuş." babam olduğu yerde donup kalmıştı. Bir süre sonra konuştu "Şşşt düşünme bunu evimize gidicez tamam mı?" Babam ve polisler ile giderken beni kurtaram amcaya sarılıp teşekkür etmiştim. Yol boyunca babamın omzunda ağlamıştım "Önce hastaneye gidicez sonra eve tamam kızım?" kafamı sallarken saçlarımdan öptü.

Hastanenin önüne geldiğimizde babamın yardımı ile arabadan inmiştim yavaş yavaş ilerlerken arkadan gelen ani fren ile o tarafa döndüğümde bizimkilerin geldiğini anlamıştım "Ahsen annem." annem bana doğru koşarken gözlerim tekrardan dolmaya başlamıştı "Özür dilerim seni tek bıraktığım için." "Hayır hayır senin suçun değil. Bak iyiyim, yanındayım. Daha fazla üzme kendini kardeşime bir şey olmasın." annem geri çekilince karşımda Emre'yi görmemle durdum. Bir saniye beklemeden yanımda bittiğinde kollarımı boynuna doladım, yanımızda kimin olduğu umrumda değildi artık "Burdasın, yanımdasın." saçlarımı öperken ağlıyordum "Burdayım, yanındayım." omzum değen el ile geri çekildim "Eniştem burda ayrıca yanımda fazla samimi olmayın demedim mi lan ben?" Demir'e sarılırken gülümsüyordum "Çekilin be." Sıla ve Zeynep aramıza girerken bu sefer hepimiz gülmüştük. Kızlar ile ağlayıp sarılma faslımız bittikten sonra sonunda hastaneye girebilmiştik.

"Dediğim gibi herhangi bir kırık yok sadece zedelenme var, bu akşam misafirimiz olsun. Her türlü testimizi yapalım, sonuçlara göre konuşuruz." Doktor odadan çıktıktan sonra Aslı teyzem anneme döndü "Abla bak Ahsen'in bir şeyi yok, inat etme de eve gidelim." annem çatık kaşlar ile teyzeme baktı "Kızımı bırakmayacağım diyorum." olduğum yerde biraz doğruldum "Anne teyzem haklı, bak zaten  hamilesin kendini yorma daha fazla. Eve geç." babam ve annemi ikna turlarım bittikten sonra ikisini de eve yollamıştım "Anne hadi gitsen." Demir yarım saattir teyzemi kovmaya çalışıyordu resmen "Bana bakın siz ne haltlar yiyorsunuz?" "Anne bir şey yaptığımız filan yok hadi eve gitsen ben burdayım." çatık kaşlar ile bir bana bir Demir'e baktı "Şimdi anladım fanfinifon meseleleri." ağzım açık teyzemin dediklerini dinliyordum "He anne ondan, gitçen mi?" biraz düşünürmüş gibi yaptıktan sonra ayaklandı "Kapıda zaten polis var, ev de yakın. Gidiyorum ama sabah saat altı burdayım." teyzem odadan ışık hızında çıkarken olayları kavramaya çalışıyordum. İki dakika sonra odaya Emre gelince anlamıştım "Demir cennetliksin kardeşim." "Biliyorum şapşik." ufak bir göz devirmeden sonra öksürdüm "İsterseniz ben çıkayım öyle flört edin." Demir elini beline koydu "Nazar etme ne olur, çalış senin de olur." Söylediği şeye kahkahalar atarken hastane yankılanmıştı. Her şeye rağmen böyle mal espiriler yapacak da bir çevreye sahibim, garip.

*
*
*
*
*

Ay bu bölüm içime hiç sinmedi neyse. Şu sıralar kafamda yeni bir texting konusu var. Eğer yazacağımdan emin olursam gerçek hayattan olayları anlatmak istiyorum daha doğrusu kendi hayatımdan. Yani tabii ki de başıma anonimlik bir olay gelmedi ama  bazı olayları hayal gücüm ile değiştirip yeni bir serüvene başlayabilirim. Emin değilim. Vaka sayıları gittikçe artıyor, lütfen çok gerekmedikçe dışarı çıkmayın.
Sizi seviyor öpüyorum aşklarım❤️

Venüs// TextingWhere stories live. Discover now