Gelir misin?

914 38 7
                                    

Hafta sonunun en güzel yanı sabaha kadar uyumaktı keşke her gün cumartesi olsa, ne güzel olurdu değil mi? Ayağa kalkıp rutin işlerimi hallettikten sonra çalışma masama doğru ilerledim. Bu yaptığım suç veya değil her neyse benim için oldukça zevkliydi, bu şekilde insanlardan geçmişin intikamını alıyordum. Bir dakika bile olsa canlarını sıkmam beni mutlu ediyordu. Annemin seslenmesiyle aşağıya indim "günaydın anne." annemin bana yandan bakmasıyla fırçanın geliyor olduğunu anladım "akşam kaçta uyudun sen?" İşte şimdi bittim umarım fark etmemiştir "biraz geç uyudum neden ki?" Yavaşça masaya oturdu ve karşısınla geçmem için el işareti yaptı, oturup anneme bakmaya başladım nadiren ciddi şeyler konuşurduk "sana olanları unutmanı kendine yeni bir hayat kurmanı söylemiştim ama sen hala o günde yaşıyorsun. Ahsen yaşadıkların kolay değildi farkındayım ama sen de yerinde durmuyorsun ki yavrum. Üç yıl önce olan oldu artık önüne bakmak zorundasın." annemin bu denli umursamaz olması beni bitiriyordu "anne unut dediğin şey benim geçmiş anlıyor musun? Öldü dediğin şey benim her şeyim. Bir çırpıda her şey yok olmuş gibi davranmamı beklemeyin." merdivenlere doğru yönelirken arkama döndüm "ayrıca bir daha asla özel eşyalarımı karıştırma. Rahatsız olduğumu biliyorsun." odama çıktığımda yerimde duramıyordum, her ne kadar benim için korksalarda bunu durdurmaya hakları yoktu. Telefonum çaldığında arayanın Zeynep olduğunu gördüm "Ahsen sana ne desem az, neden aynı şeyleri yaşatmaya başlıyorsun kendine. Yeterince zorlanmadın mı zaten? Ne desem faydası yok dimi? Kim umurundaki?" "Sabah sabah neden herkes işime burnunu sokuyor? Ölen sizin kardeşiniz değil benim kardeşimdi! Onlar yüzünden öldü benim tek ailem onlar yüzünden öldü."telefonu kapatım yatağa koydum. Camı açıp derin derin nefes aldım, rahatladığımı hissediyordum "biticek her şey bir kaç ay sonra bitecek..." kafama bir kova su yememle çığlık attım "yavaş ulan insan var!" Kafamı kaldırdığımda kimseyi göremedim sadece sesler vardı "kızın kafasına gitti ama" "boşver yeni taşındık tanımaz bizi" gel gör ki bizim binanın yalıtımı berbattı. Pijamalarımın üzerine yeleğimi çekip hızlıca yukarı kata çıktım. Alacaklı olsam ancak bu şekilde çalarım diye düşünerek kapıya sertçe vurmaya başladım, açıldığında orta boylarda esmer bir kız kapıyı açtı "buyrun?" derin bir nefes aldım "bir kova suyu üzerime boşaltma nedeninizi sorabilir miyim?" bir anda kaşları çatıklaştı "anlamadım, ne suyundan bahsediyorsunuz?" Kapının arkasından uzun boylu bir adam çıktı "hayatım bizim akıllı alt kattaki daireye su dökmüşte." Sanırım kadının haberi yoktu. Bir anda bana döndü "kusura bakmayım cidden haberim olsa bu şekilde olmazdı tavrım." "eğer görünmeyecek bir şekilde olsaydım üzerime dökmenizi anlardım fakat armut gibi ortada durmama rağmen görmemiş olmanız imkansız." adam ve kadın beni baştan aşağı süzdüklerinde iyice hak verdiler "gerçekten özür dileriz bilseydik direkt aşağı gelirdim." olgun bir şekilde durmak istemesemde içimdeki çirkef ergeni bastırdım "Lütfen çocuğunuza azıcık ahlak ve terbiye verin. Neyse iyi günler." kapı kapandığında ben de aşağıya inmiştim açık bıraktığım kapıdan anneme görünmeyerek içeri girdim. Odama geçip duşa girdim hazırlandıktan sonra telefonu çantama atıp salona geçtim, annem televizyonun karşısında durmuş pirinç ayıklıyordu "oradan aval aval bakacağına nereye gittiğini söyle." bir kediler bir de benim annem uzaylıydı resmen "ben kızlar ile buluşucam, çok geç kalmam. Param ve şarjım da var." Anahtarımı alıp direkt evden çıktım asansöre binerken Sıla'yı aradım "Sıla okulun yanındaki camiide buluşuyoruz dimi? Tamam getiririm tamam" her ne kadar buluşulacak bir sürü yer olsa da bazı yerler bizim için özeldi. Binadan çıktığımda otobüs durağına doğru ilerlerken akbilimi aramaya başladım, her ne kadar zorlu bir savaş olsa da galibi bendim.

"Sıla camiinin tek girişi var kardeşim öbür giriş kapandı ya hani." Sıla'nın camiiye yakın olmasına rağmen geç kalması cidden sinir bozucu oluyordu "niye bu kadar dakiksin Ahsen'cim?" "dakik olmak her zaman artı puandır Sıla'cım." telefonu kapattığımda bana doğru gelen Zeynep'i gördüm. Yanıma oturduğunda biraz sağa doğru kaydım "yine tam zamanında gelmişsin." içimden konuşmak geliyordu ama yine sabahki konuyu açacağından emindim ve ikimizin de kalbi kırılsın istemiyordum. "Ben geldiiimmm." ayağa kalkıp Sıla'ya sarıldığımda o da bana karşılık vermişti "küsken ayrımcılık yapmandan nefret ediyorum." Zeynep'e bir yan bakış attıktan sonra Sıla'ya döndüm "sabah yayımladık, okudun mu?" "Tabii ki de okudum ama..." "eğer sen de bırak diyeceksen en başından hiç kalkışma yorulmuş olursun." biraz güldükten sonra "saçmalama çok güzel olmuş, tam gaz devam et." Biz gülümserken Zeynep bir kenarda çıldırıyordu "Hadi gidelim."

Venüs// TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin