17➰

2.9K 218 180
                                    


Selamlar, ben mi öyle hissediyorum güncel okuyan kişiler artacağına azalmış gibi geldi, bitirene kadar benimle kalın hızlı atmaya çalışıyorum bölümleri, sınır koymamın sebebi iki tane fic var sırayla bölüm atıyorum lütfen anlayışlı olalım, sizleri fazla bekletmek istemem

İyi okumalar
-

Bir insan ne olursa olsun sevilmeyi hak eder çünkü sevgisiz insan hırçınlaşır, ilgi çekmeye çalışır, aynı Taehyung'un ailem dediği kişilere kendini göstermek, ilgilerini çekmek istemesi gibi.

Ben ve Jin hyung, ona karşı hep şefkatliydik, ailesinden alamadığı sevgiyi vermeye çalıştık ama bu aile şefkatine benzemezdi.

Dün gece biricik arkadaşımın saçlarını okşamış, geçen söylediğim ninninin aksine kulağına şarkı fısıldamıştım. O uyuyana kadar uyumadım. Aslında pek uyuyabilmiş değildim, onun derdi benim derdim olmuş düşünmekten beynine ağrı girmişti.

Sabaha karşı içim geçti, uyandığımda saatin öğlene yaklaştığını gördüm. Gerinerek yatakta Taehyung'un olduğu yere gözlerimi çevirdim, boş olduğunu fark edince kaşlarımı kaldırdım. Benden önce uyanmış olmalıydı.

Telefonuma göz attım ama sabah mesajım gelmemişti, Jungkook bugün beni ekmiş miydi? 'Günaydın güzelim' 'günaydın bebeğim' gibi mesajlarına iki hafatada alışmıştım, tanrım başım beladaydı!

Pekala, günaydın mesajı almadan da bir gün geçirebilirdim. İlk önce sıcak yatağımdan kalkmalıydım fakat yorganı kaldırdığım gibi soğuk kendini belli etti. Zorla yorganı üzerimden çektim ardından pofuduklarımı giydiğim gibi ısınmak için hareketler yapmaya başladım.

Dans dersinin sınavı için güzel bir koreografi oluşturabilirdim, aradan çıksa iyi olurdu. Hem de sabah sporumu da yapmış olurdum.

İlk önce ısınma hareketlerini tamamladım daha sonra dans figürlerini sırayla kağıda yazıp uygulamaya geçtim. Neredeyse 10-15 kez aynı hareketi tekrar ediyordum, ezberleyene kadar devam ettim ta ki kapım aniden açılıncaya kadar, irkilerek figür için kaldırdığım bacağımı bükemeden yere yapışmıştım.

Ayağım bana sağlam lazımdı ama şuan pek iyi durumda değildi çünkü acıyordu! Topuğunu parkeye çarpmıştım. Sızlanarak ayak topuğumu ovaladım, Jihyun acı çekişimi sırıtarak izliyordu.

"Çok nazlısın hyung, alt tarafı ayağın büküldü."diye söylendi, şaka yapıyor olmalıydı. Dişlerimi sıkarak ona doğru konuştum. "Zarardan başka bir şey değilsin, zevzeklik yapma. Senin suçun,kapıya vurmadan giriyorsun kaç kere dedim sana hala anlamadın gitti."

Yüzünden tırstığını anlayabiliyordum ama belli etmemeye çalışarak büyüklük taslamaya devam ediyordu. "Nazlı olduğun bir gerçek, bunu değiştiremeyiz." Çok bilmiş gibi konuşması yok muydu beni ayar ediyordu. "Ne için geldin odama onu söyleyip git."

Masaj yaptığım için topuğumun acısı biraz da olsa hafiflemişti. Jihyun kapıma yaslanıp kollarını göğsünde birleştirdi. "Annem 'Jimin oğlumu görmek istiyorum'dediği için buradayım, senden başka oğlu olduğunu düşünmüyor. Dün evlatlıktan reddedildim zaten."

Söylediği şeyler üzerine keyiflenmiştim. O ise ergen tribinde olduğundan sıkıntılı bir şekilde nefesini üfledi. "Kıskanma kıskanma, seni seviyoruz biraz yararsızsın ama ne yapalım." Ayağa kalkarak yavaşça ona doğru adımladım.

Hiç sevmediği şeyi yaparak saçlarını karıştırdığımda koca bir çığlık atmıştı. Kıkırdayarak saçlarını dağıtmaya devam ettim. Kollarım arasında debeleniyordu, benden uzun olmasına rağmen kol kaslarım güçlüydü, onun gücü bana yetemezdi.

𝙎𝙝𝙮 |𝗝𝗶𝗸𝗼𝗼𝗸Where stories live. Discover now