29➰

1.6K 120 286
                                    

Selam güzellikler :)

İyi olumalar~

-

"Beklediğimin aksine hemen toparladı."diye konuştum. Jungkook boynuma gömdüğü kafasını kaldırma gereksinimi duymadı. Üstüne kokumu içine çekti. Son birkaç gün pek görüşemiyorduk. Taehyungla ilgilenmekle meşguldüm.

"Bu kadar çabuk toparlaması garip gelmiyor mu?"diye başka bir soru sordu. Haklıydı, sonuçta ilk kez birinden bu kadar hoşlandığını dile getiriyordu ama ilk gün ne kadar kötü durumda olduğunu hatırladım.

"Hm, sen neden bu kadar ilgilisin bu konuda?" Kafasını kaldırıp gözlerimizi buluşturdu. "O üzgünse seninde pek morelin olmuyor, hoşuma gitmiyor." İnce dudaklarını yukarı doğru kaldırdığında daha da inceldi. Dayanamayıp gülümsemesinden kısaca öptüm.

"Yani beni düşündüğünden hepsi." Dolgun dudaklarımın hareketine gözleri oraya çevrildi. Fazla doyumsuzdu onu az önce öpmemden yararlanacak gibiydi. "Taehyung'a da üzüldüm tabi. Zor olmalı."

Elleri tombullaşmaya başlayan yanaklarımı bulunca okşadı. "Sevgilim, anlayışlı olmaya başladın sanki." Gülerek söylediğim cümleyle o da güldü.

İkimizde hala gülümsemeye devam ederken gülüşlerimizden öptük birbirimizi. Bu sefer uzun ve yumuşak bir şekilde ilerlemiş, dilleri karıştırmadan bitirmiştik.

Bizim evin yakınlarında bir parkta buluşmuştuk. Sabah saatlerinde pek kimse olmazdı, güne erken başlayıp yarışma için iyi hazırlık yapmamız gerekiyordu.

"Biz spor yapmak için buraya gelmemiş miydik?" Dakikalardır bankta oturup birbirimize bakmaktan başka bir şey yapmıyorduk. "Ne yalan söyleyeyim seni görünce diğer her şeyi unuttum."

Hafifçe omzuna vurup onu ittirdim. Bir kolu belime gidip beni tekrar yakınına çekti. "İlk önce ısınma turunu yapıyoruz, biraz daha ısınmamız lazım."

İki yanağıma da kokulu öpücük kondurup kalbimin hızlanmasına neden oldu. Belimdeki elini hareket ettirip orayı okşarken çoktan ısınmayı geçip yandığımı hissettim. "Bence çoktan ısındık. Hadi başlayalım."

Yakınlığımızı sonlandırıp ayaklandığımda o da çok geçmeden ayaklanıp karşıma geçti. Birlikte kapalı olan alana yürüdük. Bu parkta iki tane spor alanı vardı. Biri açık alanda diğeri kapalı alanda.

İlk önce bedenlerimizi gevşetmek için birkaç hareket yaptık. İkidebir bana bakıp gülüyor benimde gülmeme sebep oluyordu. "Gülüp durma odaklanamıyorum."

Söylediklerime sırıtıp açtığım bacağıma dokundu. Yukarı doğru çıkmak üzereyken onu durdurdum. "Eğer uslu durmazsan saatlerce burada spor yapmak zorunda kalırız."

"Bana uyar."diyerek göz kırptı. Kıçına tekme savurduğumda yalandan acıdığını söyleyip olduğu yerde çömeldi. İnanmıyordum. Oyununu yemediğimi anlayınca mecburen ayaklanmış benimle birlikte hareket etmeye başlamıştı.

On beş dakika boyunca bunu sürdürdük. Sonrasında spor aletlerinden hangisine bineceğimizi tartıştık. Koşu bandının en iyi seçenek olduğunu öne sürünce ilk onun binmesine izin verdim.

Biraz sonra kaslı gövdesini izlemek görsel bir şölen haline gelmişti. Dalıp gittiğimi bana seslenmesiyle fark ettim. "Arkama binmek ister misin?"

Algıladığım cümle bana sapıkça gelince gözlerimi büyülttüm. "Ne?"diye sordum, değişen suratıma bakıp kahkaha attı. "Koşu bandına beraber binelim demek istedim."

Dedikleriyle rahat bir nefes verdim. "Ağırlığımız fazla gelmesin?" Koşu bandı bizim değildi, kırarsak üstümüze kalırdı. "Kendini çok mu kilolu sanıyorsun? Miniciksin, hadi gel."

𝙎𝙝𝙮 |𝗝𝗶𝗸𝗼𝗼𝗸जहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें