5➰

4.3K 326 171
                                    

İyi okumalar ♡

-

"Taehyung, Jungkook bana daha yakın davranıyor bu iyi bir şey mi?"

Uykulu gözlerle bana bakıp,"Tabiki iyi bir şey seni tanıdıkça sevecektir."diyip kafasını masaya gömdü.

"Bugünlerde çok uykusuzsun. Ne oluyor sana?"

Beni duymamamış olmalı ki kafasını bile kaldırmadı. Önümdeki krakerden birkaç tane alıp,kafetaryaya giren kişilere bakınıyordum. Jungkooku aradığım falan yok tabiki. Karşıdan gelen kaslı tavaşanım ile piyanocu bozuntusu Min hocayı gördüm. Gülerek bir şeyler konuşuyorlardı. Neden hep bu kadar yakınlar ki?

Bir masaya oturduklarında onların yanına gitmek istedim ama sadece istemekle kaldım. Oraya gidersem ne için oraya oturduğumu soracaklardı. Ben de 'Jungkook seni çok kıskanıyorum o yüzden buraya oturmaya geldim' diyemezdim.

Elimi çeneme yaslayıp,en azından onun gülümseyişini daha rahat izleyebilirim diyerekten kendimi avuttum.

'Yakından izlemek varken uzaktan izlemek koymuyor mu?'

Gözlerimi kapatıp iç sesimi susturmaya çalıştım. Beni sinirlendirmekten başka bir şey yapmıyordu. Dudaklarımı yalayarak gözlerimi açtığımda Jungkook'un bana baktığını gördüm. Bir süre ne olduğunu anlamadığım bir derin bakışma içerisindeydik. Sonra gözlerini kaçırıp Min hocaya baktı. Ne düşünüyordu da gözlerini kaçırmıştı?

Birkaç dakika sonra Min hocanın yanına Hoseok hoca gelince birlikte Jungkook'un yanından ayrıldılar. Gözlerimi başka masalara dikip ona bakmamaya çalıştım. Neden birden utandığım hakkında fikrim yoktu. Gözümün önüne gelen kağıt parçasıyla refleks olarak irkildim. Masadan kağıdı aldığım gibi açıp okudum.

İlk dersimize başlasak mı? Bana bakarken yakaladım seni. Bunuda açıklarsın. Hm?

Yüzümde oluşan hafif tebessümle bir süre el yazısının güzelliğine daldım. Kendime geldiğimde Jungkook'un ayağa kalkarak kafetaryadan çıktığını gördüm. Piyano sınıfına gittiğinden emindim. Bende ayağa kalkıp tırnaklarımı kemire kemire piyano sınıfına adımladım. Kapıyı açıp açmamak arasında kaldım. Tedirgin hissediyordum.

Kapı birden açılınca dengemi kaybedip öne doğru düştüm. Jungkookun ayağına doğru düşünce kafamı yere vurmak istedim. Onun kahkahasını duyunca yüzüm kızarmaya başladı. Önüme düşen gölgesiyle yanaklarımı ellerimle saklmaya çalıştım. Yüzlerimizi eşitleyip bana baktı.

"Jimin seni bana baktın diye azarlamayacağım. Neden bu kadar tereddüt ettin bilmiyorum ama utanmaların aşırı şirin geliyor."

Ellerimi kızarmış yanaklarımdan çekip yanaklarımı sıktı."Ayağa kalkalım mı artık?"

Bir şey demeyip sadece ona baktım. Ayağa kalktığı gibi elini bana uzattı. Elini tuttuğum gibi ayağa kaldırdı. Elimi bırakmayıp piyanoya kadar eşlik etmişti. O anlar elimize bakmaktan yine sakarlık yapmak üzereydim ki son anda kendime gelmiştim. İkimizde piyanonun başına oturduk.

"Şarkıyı senin karar vermeni istiyorum. Aklında bir şey var mı?"

"Çok sevdiğim bir şarkı var. Sözlerinin anlamı benim için özel. Onu piyanoyla çalmak isterim."

Gözleri parlayarak bana baktı."Şarkı sözlerini çok merak ettim. Şarkıyı söylemeye ne dersin?"

Gözlerimi şaşkınlıkla açıp,"Ne? Şimdi mi? Ama sesim hiç iyi değil. Olmaz."diyiverdim.

Beni cesaretlendirmek için omzuma elini koydu."Pekala,beni iyi dinle sana şarkı söyleyeceğim."

"No limit in the sky that I won't fly for ya Sana uçmayacağım gökyüzünde limit yok

𝙎𝙝𝙮 |𝗝𝗶𝗸𝗼𝗼𝗸Where stories live. Discover now