28➰

1.7K 117 236
                                    

Selam!

Okullu oldunuz artık buralara uğramıyorsunuz. Bölümü hafta sonuna denk getirdim. Boş vaktiniz olduğunda okursanız mutlu olurum.

++ Sınır koymamın sebebi uğraştığım şeyden biraz olsa emeğimin karşılığını almak, umarım beni kale alırsınız.

Diğer bölüm sınırımız, 27 vote 200 yorum (ben hep okuyanların hepsi yorum yapsın istiyorum ama çoğunuz bu notları okumuyor sanırım.)

-

"Jimin solo dansını tekrar edebilir misin?" Kai'nin cümlesiyle gözlerim Jungkook'a kaydı. Hiç hoşnut olmadığı halde bana gülümsedi.

İkimizinde solo dansını çalışması gerektiğinden Kai'nin yanına gelmiştik. "Az önce kusursuz bir şekilde solo dansını gerçekleştirdi, neden tekrar etmek zorunda?"

"Tekrar yapılmazsa aksaklık olur, dans konusunda hala biraz eksiksin." Kai, dik başlı sevgilime acımıyordu. Aslında hala barışmamıştık çünkü benim tarafımdan sürünmeliydi. Ayrıca Kai'yi ona tercih ettiğimi düşünmesini unutmamıştım.

"Onu bir daha dans ederken izlemek istiyorum demiyorsunda." Onun yakınında olduğum için mırıltısını duyabilmiştim. Kıskanç tavşan.

"Tamam, bir kez daha tekrar edelim."diye söylediğimde kaşlarını çatarak bana baktı. Hızlıca yakınına yaklaşıp,"Bana güveniyorsan Kaiyle ilgilenmediğimi biliyorsundur."dedim.

Solo dansım için planladığımız dansı yaparken sadece Jungkook'un gözlerinin içine baktım. Az önceki huysuzluğu gitmiş, büyülenmiş gibi gözlerimin içine bakıyordu. Dudakları hafifçe aralanıp iç çekince gülümsedim.

Son hareketlerimi yapıp ayaklandığımda Kai alkışladu, Jungkook ise elleriyle küçük kalp yapıp,"Büyülendim."diye itiraf etti.

"Baby J'nin insanı büyüleyen bir aurası var."diyen Kai ile ortam yeniden gerginleşti. Jungkook gözlerini kısıp ona baktığında o, omuz silkip bana göz kırptı.

"Baby J? Jungkook'un sorusu ile cevabı ben verdim. "Sahne adım, senin içinde bir şeyler bulmamız lazım."

"Yok kalsın, bir şey istemiyorum." Kai gülerek Jungkook'a,"Yazık oldu senin için çok iyi bir ad bulmuştum."dediğinde araya girsem mi diye düşünüyordum çünkü bu muhabbet iyi yerlere gitmiyordu.

Jungkook, Kai'nin telefonunu duvara fırlattığından dolayı ona gıcık olmuştu. Kim olmazdı ki? Telefonundaki bazı bilgiler çöp olmuştu.

"İstemez, işimiz bittiyse gidelim Jimin." Ayaklanıp elini elimin arasına alıp Kai'nin gözüne sokarca öne doğru çıkardı.

Biraz sonra elimi onun ellerinden çektim. Sıkı tutuşu yara izi tam iyileşmemiş avuç içini acıtabilirdi. Jungkook'a gözüm değdiğinde elini bıraktığım için üzülmüş gibiydi.

"Pekala bugünlük bu kadar olsun, düzenli olarak ezgersiz hareketleri yapmanızı öneririm. Bedeniniz uyuşmasın her zaman dans etmek için hazır olsun."

Başımla onayladıktan sonra ayak ucumda yükselip Jungkook'un kulağına fısıldadım. Kulağına doğru konuşmamın onun için daha etkili olacağını biliyordum. "Ben gidiyorum ve sen Kai ile güzelce konuşuyorsun."

İtiraz edecek gibi olduğunda, "Birbirinizi dinlemezseniz, sorun çözülmez. Eğer böyle devam ederse seninle barışmam."diye tehtit ettim. Belimden yakaladığı gibi beni kendine çekti, öpmeye kalktığında ise geri çekildim.

"Tamam."deyişi üzerine gülümsedim. "Sözümü dinlendiğin için teşekkür ederim, kavga çıkarmak yok." O da gülümseyerek,"Buna söz veremem."dedi.

𝙎𝙝𝙮 |𝗝𝗶𝗸𝗼𝗼𝗸Where stories live. Discover now