2➰

6.1K 425 291
                                    

Medya:Vmin :)

-

Gözlerimi aynada bana bakan çocuğa diktim. Jungkookun arkadaşıydı. Geçen çarptığım kişiydi. Bakışları beni rahatsız etmişti. Lavobadan çıkmak üzereyken bedenimi kapıyla arasına sıkıştırdı.

"Biliyor musun? Dün aklımdan hiç çıkmadın." Elini yanağımda gezdirip gülümsedi.

"Çok güzelsin. Bir melek gibi." Midem yanmaya başlamıştı. İltifatları gittikçe rahatsız ediyordu.

Çocuk elini dudağıma değdirip çekti. "Seni öpmek istiyorum."

Kaşlarımı çatarak,"Ne yapmaya çalışıyorsun?"diye sordum.

Kekelemem onu güldürdü. Karşısında aciz olmam gülünçtü tabi. Elini kalçama attığında gözlerim büyümüştü. Elini çekmesi için onu itiyordum fakat çok kaslı biriydi. Gözlerim dolmaya başlamıştı ki aklıma Tae'nin konuşması geldi.

"Bu düşüncelerle baş ettiğin için güçlüsün Jimin. Sadece özgüvenin eksik ve utangaçsın. Bu seni güçsüz yapıyor ama içinde güçlü olan bir jimin hala orada. Sen bunu çıkartabilirsin. Güveniyorum."

Derin bir nefes alıp verdim. Bu bana fazlasıyla güç verirdi. Dolu gözlerimi çocuğa diktiğimde arsızca sırıtıyordu. Onu itmeyi bıraktım. Ellerini kalçamda gezdirmeye başladı. Yüzünü avuçladım yaklaştım yüzüne doğru. Sonra sırıttım. En hassas yerine tekme yiyince yerde iki büklüm olmuştu.

"Sakın bir daha bana dokunma. Ben güçsüz falan değilim. Anladın mı?"diye bağırdım.

Hızla lavobadan çıkıp koridorda yere çöktüm. İki elimide başıma koydum.

"Az önce bir şey olmadı. Hayır olmadı. İyiyim."

Ağlamaya başladım. Hızla gözlerimden yaşlar süzüldü. Nefes alamıyormuş gibi hissediyordum. Birisinin ayak sesini duyunca tedirgin olup kafamı kollarıma siper ettim. Önümde diz çökmüş birinin varlığını hissediyordum. Burnumu çektim. Hafifte olsa güzel bir parfüm kokusu duyumsadım. Bu o çocuğun parfümü değildi. Kimdi peki?

Kollarıma dokunan elleri ittim. Bu sefer kafamı kaldırmaya çalışıyordu. Ne kadar direnebilirdim bilmiyorum. Sadece birkaç dakika içerisinde kafamı kaldırmıştı. Yüzünü karanlıktan seçemiyordum.

"Neden hala benimle uğraşıyorsunuz? Oynanacak oyun değilim."

Bir süre nefes sesinden başka bir şey duymamıştım ama daha sonra onun sesini duydum."Benden sana bir zarar gelmez."

Sesini duymamla gözlerim yeniden dolmuştu. Ona sarılmak istiyordum. Ağlamaya başladığımda sanki benim ne istediğimi hissetmiş gibi kollarını bedenime sardı. "Sanırım omzumda ağlamana izin verebilirim."dedikten sonra gülerek," Umarım sümüğün akmıyordur."diyerek beni de güldürmüştü.

Kokusunu içime çektiğimde kalbim hafiflemiş gibiydi. Biraz daha böyle kalmak istiyordum fakat onu daha fazla rahatsız hissettirmemek için ayrılmak üzereydim ama kollarımı hareket ettirmeme izin vermedi.

"İçimden bir ses daha fazla sarılmaya ihtiyacın olduğunu söylüyor."

"Nereden çıkarıyorsun?"

Dudaklarımı ısırdım. Kekelemenin sırasımıydı? Kafasını geriye doğrulttup bana baktı.

"Sesin titriyor bence doğru düşünmüşüm."

Kafamı olumsuz anlamda salladım. "İyiyim. Jung-şey nefes alamıyorum bırakır mısın?"

Dudakları kıvrıldı. "Pekala,"diyerek kollarını bedenimden çekti. Ayağa kalkıp elini uzattı. Elini tuttup ayağa kalktım. Restorantın kalabalık tarafına geçmek üzereyken Jungkookun elini tuttup onu durdurdum. Kaşlarını kaldırıp tuttuğum elime baktı. Tedirgin olup çektim.

𝙎𝙝𝙮 |𝗝𝗶𝗸𝗼𝗼𝗸Where stories live. Discover now