𝙎𝙝𝙮 |𝗝𝗶𝗸𝗼𝗼𝗸

20➰

Selam millet 🥺

İlk başlarını yazarken biraz zorlandım sonrası hızlı geçti, bakalım bölümü beğenecek misiniz??

Bir sonraki bölüm için oy sınırı +35 ama yorumlar 100'ün aşağısında olursa bölüm atmam, bu arada oy sınırını kendime toparlanmak için zaman versiğimden koyuyorum ama eğer koymasam kimse vote vermeyecekmiş gibi geliyor.

İyi okumalar

-

JUNGKOOK:

O bayık bakışlarla bana bakarken yumuşacık yanaklarını okşuyordum, kalkacak halinin olmadığını söylemişti ama ben ona hala doyamamıştım.

Boynuna bir öpücük bırakıp kulağına doğru fısıldadım. "Jimin ben hala sana açım." Parmaklarımla göğsünün etrafında gezerken huylandığını belirten sesler çıkardı. Birkaç saniye sonra minik elleriyle bileğimi geri çekmişti. "İki kere yaptık zaten, açgözlülük yapma." Masum surat ifadesiyle sızlandığında iki bileğimi birleştirip ona doğru uzattım.

"Açgözlülük bir suçsa beni tutukla." Ona uzattığım ellerime bir de bana baktı ondan sonra kocaman bir kahkaha attı. Duyduğum en güzel kahkaha sesi, kulağımı kutsadı.

Kahkahası küçük kıkırtılara dönüştüğünde,"Bir polis olsaydım çoktan hapse atmıştım seni."diyerek bileklerimden tuttu. "İlk önce kalp hırsızlığı yaptın bunu unutmayalım." Minik gözleri bir süre gözlerimde gezdi. Öyle tatlıydı ki yanakları pespembeydi, öpülesi dolgun dudakları..sanırım her saniye daha çok aşık oluyordum.

Ona yaklaşayarak bu sefer onun bileklerini tutan bendim, bileklerini koltuğa sabitleyip yüzüne yaklaştığımda şaşkınca bana bakmıştı. İki gözünün arasındaki boşluğa tüy kadsr hafif bir öpücük kondurdum. "Peki benim çalınan kalbim ne olacak? Bu konuda ödeştik bence, sen benim kalbimi çaldın bende seninkini."

Dudakları yukarı kıvrıldı. Minik gözleri bana bakarken daima parlıyordu, bu şanslı hissetmemi sağlıyordu. "Ağzın iyi laf yapıyor." Yukarıda birleştirdiğim bileklerinden birini ellerimin arasına aldım. "Ellerimde iyi iş yapıyor, görmek ister misin?" Kaşlarını çatarak bana bakmaya başladı. Şuan ne düşündüğünü anlamak zor değildi. Bu sırıtmama sebep oldu.

"Hadi gel benimle."diyerek onu ayağa kaldırdım. İkimizde çıplaktık, ben bunu umursamıyordum fakat Jimin ayağa kalktığı gibi bedenini kapatma ihtiyacı duymuştu.

"Jungkook nereye gideceğiz?"diye sordu. Yerden aldığım kazağımı onun üstüne geçirdim. Kalçasının aşağısına kadar gelmişti. Onu giydirdiğim gibi kazağın eteklerini daha çok aşağıya çekti. Kendim için sabahlık çıkarmıştım. Minik ellerini ellerim arasına alıp piyanonun yanına doğru yürüttüm. "Çok da uzak değilmiş gideceğimiz yer?" Gülerek konuştuğumda boşta olan eliyle omzuma vurdu. "En başında söyleyebilirdin."

Piyanonun başına oturduğumda onu kucağıma çektim. Ani hareketim yüzünden yüzünü boynuma gömmüştü. "Jungkook ne yapıyorsun?"sesi boğuk çıkıyordu, boşta kalan tenime değen dudaklarını hissettiğimde gözlerimi kapamamak için zor durdum. Şimdi etkilenmenin sırası değildi.

"Senin için özel bir parça çalacağım." Kafasını yukarı doğru çevirip bana gözlerini değdirdi. "Yüzüme değil, ellerime bak."diyerek çenesinden tuttum. Yüzünü piyanoya doğru çevirirken ekledim. "Sen öyle bakarsan çalmayı unuturum." Başını sallayarak parmaklarımı piyanoya dokunduruşumu izledi.

Kafasını göğsüme yasladı, çıkan melodinin sesiyle pür dikkat izlediğini göz ucuyla görüyordum. Saçlarından gelen tatlı kokuyu solurken daha önce olmadığım kadar huzurluydum.