19➰ M

3.6K 202 146
                                    


Merhaba güzellerim
Çok ani bir sürpriz yaptım başlıkta görüldüğü üzere, umarım bu bölümü seversiniz 😈

İyi okumalar

-

"Beni özledin mi güzelim?"

Yanağıma dokunmak için uzattığı elini geri çektim. Dudakları gerilip bana daha çok yaklaşınca suratına kafa atmayı düşünüyordum fakat bir kolumu büküp beni arkama çevirince etkisiz kalmıştım.

Yanağım soğuk duvara değdi gibi onun arkamda oluşu beni daha çok rahatsız etmişti. "Beni özledin mi diye sordum?" Kulağıma gelen iğrenç nefesi ile kusacak gibi hissetmeye başladım.

"Senin nereni özleyeyim, beni rahat bırak." Yanağımın duvarda olmasından kaynaklı sesim boğuk çıkmıştı. Gülüşünü duydum o iğrenç gülüşünü, tanrım kulaklarımı bu iğrenç sesten kurtar!

"Bunca zaman güzel bir anı kolladım, Jungkook şerefsizi seni yalnız bırakmıyordu. Doğruyu söylemek gerekirse seni benden aldığı için ve üstelik çetemdeki kişileri iyi benzettiği için onun için birkaç planım var."

Jungkook'un ismini duyunca kalbim çaresizce çırpındı. Şuan yanımda olmasını o kadar istiyordum ki her an başına bir şey gelebilirmiş gibi içim kötü olmuştu.

"Sakın denemeyi düşünme, Jungkooktan uzak dur!" Kolumdaki bir elini bel kıvrımlarıma doğru yönlendirdiğinde dişlerimi sıktım. "Bana dokunma,rahatsız oluyorum." Bu dediklerime sadece gülüyordu. Yaptığı tek şey buydu zaten, zayıf bir anında onu arkamdan def etmeliydim.

Eli bel oyuntunda durakladı, ayak topuğumla bedenine vurmaya çalıştım. Bana dokunmasını istemiyordum, izin vermezdim.

Neresine geldiğini bilmediğim halde acıyla bağırışından fırsat bilip kolundan kurtuldum. Baldırına isabet eden vuruşlarım onu kısa süre etkisiz bırakmış olsa da çabucak ayağa kalkmıştı.

Kendime güvenim saniyeler içinde yerlebir olurken tedirgince etrafa baktım. Bu sefer erkekliğine vurabilirsem hiç şansı olmazdı, belki de koşarak onu atlatmalıydım? Hayır! Koşu da iyi değilim onu alt etmeliyim.

Bana birkez daha yaklaşmaya çalıştığında bacağımı kaldırdım bunu fark edip yaklaşan darbeden kaçmıştı. Hiç beklemediğim bir saniyede tekrar kolları arasındaydım ama bu sefer gözümün önünde bir çakı vardı. "Uslu dur yoksa seni cezalandırırım."diye sırıttığında şoktaydım. Kulaklarım uğulduyordu, böyle bir şey yaşamayı beklemiyordum.

"Sen nasıl bir ruh hastasısın?"diye sordum kendime geldiğimde. Zorlukla nefes alıyordum, boynuma tuttuğu bıçağın metalini hissedebiliyordum.

"Ah Jimin, senin dilin fazla uzamış. Ağzından çıkan şeyler hoşuma gitmiyor." Bakışları yüzümün her yerinde gezerkendaha fazla bana bakmaması için kafamı çevirdim. Nasıl kurtulacaktım ben bu ruh hastasının elinden?

Boğazıma değen bıçağın sivri ucu biraz daha yaklaşmış gibi hissedince kalbim korkudan hızlanmıştı. Beni öldürebilme ihtimali var mıydı?

Korkuyla geçirdiğim dakikalardan sonra bıçağı ikiye katlayıp cebine atınca rahat bir nefes verdim. "Bir daha yanlış bir hareket yaparsan bıçağı kullanmaktan hiç çekinmem, şimdi benimle geliyorsun." Bileğimi tuttuğu gibi beni çekiştirince zorla arkasından yürümek zorunda kaldım.

Çıkmaz sokağın en sonunda depo gibi bir yer vardı. Oraya yaklaşmadan ani bir şekilde elini ısırıp ona tekme atmış yere düşmesini sağlamıştım. Panik içindeydim, bedenim titriyordu çünkü bana dokunuşları bir bir aklıma doluşuyordu üstelik onun arkadaşları da bana dokunmaya çalışmışlardı. Üçüncü kez sıkıştırılıyordum bu sefer kayıtsız kalmayacaktım, belki ondan güçsüz olabilirdim ama güç akıldaydı. Şuan karşımda iki büklüm duran ruh hastasında olmadığı kesindi.

𝙎𝙝𝙮 |𝗝𝗶𝗸𝗼𝗼𝗸Where stories live. Discover now