Gölge Demirkan, 17 yaşında bir lise öğrencisidir. Yaşadığı yerden ve annesinin yanından ayrıldıktan sonra geçmişinde olduğu kişiyi bir kenara bırakıp yepyeni bir ben yaratmak istesede bu sefer hayallerin içinde yaşadığı yaşamı, hayallerinden daha il...
"Satranç hayat gibidir, Bazı taşlar zayıftır, bazıları güçlü. Bazıları oyunun başında işe yarar, bazıları sonunda. Ama kazanmak için hepsini kullanmak zorundasın. -Adam Fawler, Olasılıksız."
***
Yazar'ın Anlatımı;
İnançsız bir insanı, Tanrı'ya inandırmak için, Tanrı rolüne girip onun sözlerini taklit ettim. Kimse görmediği bir şeye inanmazdı. İnsanın inandığı şey, Tanrı'nın yarattığına inandığı mucizelerdi.
Meva, iki farklı adamla oturduğu masada, kendine olan güveni ile sevdiği adama olan güveni arasında bir seçim yapmak zorunda kalmıştı.
Şeytandan daha şeytan olmayı becerebilen Selim'in karşısında, kendisinden verdiği ödünü asla unutmayacaktı Meva. Sevdiği adama duyduğu güven, bundan sonra kendisinin sahip olacağı tüm güvensizliklerin başıydı.
"Bu yaptığımız şey, üçümüz içinde en iyisi..." Selim, işaret parmağını boş masaya bastırıp, sanki yazılı bir metine işaret ediyor gibi dikkatle parmağının ucunun gösterdiği boşluğu izliyordu. "Kamer, senin planın büyük. Meva, sen ise yaptıklarının yanlış olduğu düşüncesine kapılıp, şu ana kadar oynamayı başardığın tüm bu yalan oyununu, duygularının senin önünde yarattığı vicdan bariyeri yüzünden kaybetmek üzeresin.."
"Sana göre tüm bunları yapmak konusunda haklıyım, öyle mi? İnsanın dostuna ihanet etmesi çok doğru dimi?" Dedi Meva, sigarasından derince bir nefes alıp, yanındaki iki adamdan uzağa baktı.
"Benim görüşlerimin bir önemi yok. Sen bana gelmeden önce bile dostlarına ihanet ettin. Ben sana bundan sonra yaptıklarının senin için bir zarara dönüşmeden yardım etmek istiyorum." Dedi Selim oldukça anlayışlı tuttuğu sesiyle. Sakinliğinin ardındaki keyfi görmemek imkansızdı ama Selim bunu onların gözüne sokmamaya çalışarak içten içe yaşadı duygularını.
"Hadi bana gördüklerini anlat Meva..." Selim dirseklerini masaya yaslayıp yavaşça öne eğilerek, karşısında oturan Meva'nın dikkatini üzerine çekti. "Bende sana yürüyeceğin yolda ne kadar engel varsa hepsini ortadan kaldırmanda yardım edeyim." Dedi.
Kamer, Selim'i daha iyi anlayabilmek için dikkatle izliyordu. Bu genç adamda gördüğü şeyler çok büyüktü. Ve bu potansiyel, onun aklını çelmeye başlamıştı.
