2.Bölüm•

34.6K 1.4K 223
                                    

İyi okumalar.

Nida'yı zar zor bulduktan sonra bir yere oturduk.
Benim tüm keyfim kaçmıştı ama ona belli etmeden eğleniyormuş gibi yapıyordum.
-Beste..Şu kameraları hackleyip dalga geçmen yok mu? Dedi ve güldü.
Gözlerimi devirdim.
-Üf ne gerek var Nida.Başıma bela alacağım.
-Tabi sen büyük işlere girişmiyorsun değil mi?Unutmuşum.
Gözlerimi kısarak ona baktım.
-Yapmak istesem yaparım canım sadece gerek yok.
Tabi tabi dercesine Kafasını salladı.

Etrafı incelemeye başladım.
Buraya daha çok elit kesimler geldiği için ayakta sevişen insanlar yoktu.
Işlerini ya geceden sonra ya da kuytu köşede bir yerde yapıyorlardı.
Hatta bir kere denk gelmiştim.
Yüzümü buruşturdum.

Merdivenlerden inen o adamı görmemle yüzümü eğdim.
Bir gitse de kurtulsaydım.
Hafifçe başımı kaldırmamla adamla göz göze geldik.
Bu kalabalıkta gerçekten beni fark etmiş miydi!?
Hafifçe sırıtması ile kaşlarımı çattım.
Bir anda bana gelmeye başladı.
Yok canım bana değildir.

Yine de bende ayağa kalktım ve hızlı adımlarla arka tarafa doğru ilerledim.
Onun göz hapsinden çıkınca koştum ve resmen saklandım.
Ama öyle korkutucu bir gelişi vardı ki belinde gördüğüm silahı çıkarıp vuracak gibiydi.
Üzerine döktüğüm içecekten mi böyleydi yoksa dediğim laftan mı?
Hayır egosunu tatmin etmediysek ne vardı bunda canım.

Duyduğum adım sesleri bir anda kesildi.
Adam gerçekten benim yanıma geliyormuş.

-C'è un problema, Andrew?  Dobbiamo andare adesso.
(Bir sorun mu var Andrew?Hemen gitmemiz gerek.)

Ismi Andrew miş.
Alayla konuştu.
-Nessun problema, abbiamo avuto un piccolo problema.
(Problem yok.Küçük bir sorun vardı.Önemsiz.)

Yüzümü buruşturdum.
Sonunda gittiklerinde Nida'nın yanına gittim.
-Kızım nereye kayboldun?
-Nida biraz önce ki adam kimdi?Sanırım ismi Andrew.
Kaşlarını kaldırdı.
-Andrew Celanto'dan mi bahsediyorsun dedi alayla.
Kaşlarımı çattım.
-Ne var?Iş adamı falan mı?
Dedim ters ters.
Altı üstü adamın üstüne bir şey döküp iki laf sokmuştum.Sinir hastası falan mıydı?
Haykırmaya başladı.
-Kızım kendisi Italya'nın en bilinen kişisi.
Kulağıma yaklaştı.
-Bir mafya ve çok yakışıklı.
Dedi hülyalı hülyalı.
Ben daha çok mafya kısmına takılmıştım.

-Zaten beni normali bulmaz diye söylendim.
-Ne dedin?
-Yok bir şey.
-Sen neden sordun ki şimdi bunu?
Dedi sorgularcasına.
Omuz silktim.
-Öylesine..Neyse kalkalım mı?
Inanmasa da üstelemedi.

Sonunda çıkmıştık.Derin bir nefes aldım.
Eve gidip Tayfun ve Tufan meselesini çözecektim daha.

Andrew Celanto'dan

Kemal Yıldırım'dan alacağım holdinge yeniden göz gezdirdim.
İşler iyi gidiyordu.
Türkler'den bir şeyler almak onu daha da güçlendirecekti.

Aklına Bardaki kızın gelmesi ile gözlerini kapattı.
Aslında umrunda olmazdı ama o masum yüzü ve Lafları ilgisini çekmişti.
O da diğerleri gibi Andrew.
Belki bir gün yatağına alırdı, şimdilik işe odaklanması gerekiyordu.

-Efendim..Fırat Soykar 3 gün sonra burada olacaklarını söylediler.
Yavaşça kafamı salladım.
-Anlaşıldı.O adamla da işim bitecek yakında zaten.Sonra Kanada'ya gideceğim.

Bu yerde çok bile kalmıştı.

Beste Soykar'dan

Evde kahkaha atıyordum.
Tayfun o kadar korkmuştu ki bir daha yapmayacağına yeminler etmişti.
İşte böyleydi.
Dışarda halledemediğimi sanal da halletmek bana daha kolay geliyordu.

Mafya ve Hacker +18Where stories live. Discover now