15.Bölüm•

24.2K 981 109
                                    

İyi okumalar

Taksiden indim ve hızla eve girdim.
Ağlamak istiyordum.Ben tam bir gerizekalıydım.
Neyse ki evde Dilara yoktu.Bir de onunla konuşamayacaktım.
Hızla banyoya girdim ve üstümdekileri çıkardım.

Sıcak suyu ayarlayıp altına girdim.Su bedenimi hafifletmişti.
Göz yaşlarım bugün yaşadıklarım üzerine dayanamayıp akmaya başlamıştı.
Neden ağlıyordum bilmiyorum ama sinirim çok bozulmuştu.

Onun öptüğü yeri yüzümü buruşturarak sildim.
Pislik birisiydi.Karşısında ki kalbi umursamıyordu.
Melis ne demişti?Sevgiliyiz.Ama Andrew ona iğrenircesine bakıyordu.
Aynı şeyi bana da yapacaktı.O yüzden şimdi beni kullanmasına izin vermemeliydim.

Doğru olanı yaptığım halde kalbim acıyordu.
Yarın hiçbir şey olmamış gibi şirkete gidecek ona Boris Petrov'u söyleyecektim.Artık ne yapardı kendi bilir.

Banyodan çıkıp rahat bir şeyler giydim ve derslerimin başına oturdum.Biraz kafa dağıtmam lazımdı ve sayılar bunun için ideal bir yöntemdi.

Telefonuma gelen mesajları sonra yanıtlardım.Bu gece sadece ders  çalışmak istiyordum.

°°°

Sabah masanın başında uyandım.
Okul sıralarında yatmaya alıştığım için vücudum çok etkilenmemişti.
-Dilara!
Evin sessizliği ile kaşlarımı çattım.
Yoksa gelmemiş miydi bu kız?

Kaldığı odaya baktığım da boş olduğunu gördüm.
Hemen telefonumu aldım ve Dilara'yı aradım.
Gerilmiştim.Sonuçta Dilara bana emanetti,başına bir şey geldiyse?
Telefonunu da açmıyordu.

Sinirle telefonu yatağa attım ve ellerimi belime koydum.Neredesin be kızım?
Arkadaşını tanıyordum ama telefonu bende yoktu.
Biraz daha bekleyecek olmadı amcamı arayacaktım.

Bir yandan da üzerimi değiştiriyordum.
Saçlarımı topladığım sırada kapı çaldı.
Elimde ki tarağı bırakıp hızla kapıya gittim.

Kapıyı açtığım da karşımda ağlayan bir Dilara bulmayı beklemiyordum.
Kaşlarımı çattım.
-Ne oldu!?
Bir anda bana sarıldı.
Hâlâ ağlamaya devam ederken kapıyı kapattım ve onu zar zor içeriye götürdüm.

Onu koltuğa otutturduğum da kalbim endişeyle çarpıyordu.
Zar zor kendimden ayırdım ve yüzüne baktım.Gözleri kızarmıştı.
Ayrıca boynunda gördüğüm izler hiç iyiye işaret değildi.
-Beste...Ben ne yaptım!?
Diye bağırdı ve burnunu çekti.
-Dilara ne olduğunu anlatacak mısın artık korkutuyorsun.
5-10 saniye falan duraksadı ve sonunda konuşmaya başladı.
-Ben...Dean ile birlikte..oldum.
Dedi ve daha fazla ağlamaya başladı.

Bunu demesi ile gözlerimi büyüttüm.
-Nasıl ya?
Dedim boş bulunarak.
Eliyle yüzünü kapadı.

Umarım anladığım şekil de değildir diyeceğim ama sanırım öyleydi.
Bir şey demeden ona sarıldım.
Kendisinin anlatmasını bekleyecektim.

Bir süre sonra ağlamaları yavaşladı..Bende ona bi bardak su getirdim.
Sonunda biraz sakinleşince konuşmaya başladı.
-Arkadaşımdan çıktıktan sonra kafa dağıtmak için bara gittim.Biraz içtikten sonra tam çıkacakken Dean ile karşılaştım.Sanırım o da sarhoştu..Ve daha sonra uyandığım da onun evindeydik..
Yüzünü buruşturdu.
-Kendimden nefret ediyorum.

Dudağımı ısırdım.Bu gerçekten çok kötü olmuştu.
Ayrıca ne diyeceğimi de bilemiyordum.
Elini tuttum.
-Bugün gideceğim Beste.Daha da burada kalamam..
Kafamı salladım.
-Peki ya o ne dedi?
Dalgın bakışlarını bana çevirdi.
-Sinirle ona bağırdım ve o sadece yüzüme bakıp yutkundu.Bir şey demesine izin vermeden direk çıktım zaten.

Mafya ve Hacker +18Where stories live. Discover now