24.Bölüm•

20.5K 754 69
                                    

Multiyi gözlüklü Bestemiz olarak düşünebilirsiniz.
İyi okumalar.

Duş,temiz kıyafetler ve uyku bana o kadar iyi gelmişti ki.
Bu yatağın rahatlığı beni benden alıyordu.Bıraksalar tüm gün uyurdum.
Yataktan kalkacakken hissedeceğim soğukluğu düşündüm.Vazgeçip sıcak yorgana biraz daha sokuldum.
Kızım kendi evinde değilsin kendine gel.
Ne yapayım iç ses?O odada soğuk zemine yatmaktan bir yerlerim ağrıdı.
E tabi vücudum rahat yeri bulunca kalkmak istemiyordu.

Hafifçe yatakta doğrulup geniş camdan yağan yağmuru izlemeye başladım.
Kafam o kadar doluydu ki bir bilgisayar alıp beynimi çalıştırmam gerekiyordu.
Kapının açılmasıyla o tarafa döndüm.
Andrew içeri girince iyice yerimde doğruldum.
Adamın yatağına çökmüştüm resmen.
Kendine gel Beste.

Tam kalkacakken Andrew'in bakışlarıyla geri oturdum.
Eh madem çok ısrar ediyordu kalkmayayım değil mi?
Mal.
Dolaplarından birini açtı ve Robert Mondavi şaraplarından birini çıkardı.
Eh babam misafirlere sürekli ikramda bulununca markaları biraz da olsa biliyordum.

Ne yaptığını istemsizce,dikkatle izliyordum.
Kapağını açıp şarabı bardağa boşalttı ve siyah koltuklarından birine oturdu.
Bakışları bendeyken şarabından bir yudum aldı.

Bakışları bendeyken şarabından bir yudum aldı

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Rahatsızca kıpırdandım.
En iyisi kalkıp kendime çeki düzen vermekti.
Yavaşça kalktım ve Saçlarımı elimle düzeltip yatağın yanında dikilmeye başladım.O ise bacaklarını açmış, koltukta yayılmış bir şekilde oturuyordu.
-Benim artık gerçekten gitmem gerek.
Bir şey demeyip ifadesizce beni izlemeye devam etti.
Bazen öyle bir susuyordu ki bir daha konuşmayacak gibi geliyordu.
-Buraya gel.
Dediği şeyle kaşlarımı çattım.

Niye yanına gidecektim ki?Bir şey demeden yanına yaklaştım.
-Noldu?
Ben saf saf noldu diye sorarken bir anda kolumu tutup beni kendine doğru çekti.
Küçük bir çığlıkla kucağına düşerken gözlerimi büyüttüm.

Hafifçe sırıttığın da sinirle sağlam omuzuna vurdum.
Adamın resmen kucağında oturuyordum.
Tam geri kalkacakken bir eliyle belimden tuttu ve beni kendine daha da bastırdı.
-Rahat dur Beste.
Ben hâlâ kıpırdanıp kalkmaya çalışıyordum.
-Beste!
İsmimi dişlerinin arasından vurgulayınca durdum.
Adamın kucağında da kıpırdanmazsın be Beste.
Ne yapayım indirsin o zaman.

Gözlerimi kısıp ona bakmaya başladım.
Şarabını kafasına dikti ve masaya bıraktı.
Diğer elini de belime koyunca artık kalkmam imkansız bir hale gelmişti.
Hava grimsi olduğu için oda da pek aydınlık değildi.
Bu iç karartıcı hava da ruhumun daha da daraldığını hissettim.
Aklımda sürekli babam gerçekten beni evlendirir mi düşüncesi dönüp duruyordu.Şuan ki pozisyonda bile aklıma sıkıntılarım gelmişti.
-Daha fazlası var değil mi?
Andrew'in soğuk sesiyle düşüncelerimden sıyrıldım.
-Efendim?

Mafya ve Hacker +18Where stories live. Discover now