35.Bölüm•

18.8K 770 294
                                    

Sanırım biraz Fazla geç attım kusura bakmayın💕
İyi okumalar~

-Oha oha ne demek bu!? diye bağırdı Maria.
Ona baygın bakışlarımı yollamakla yetindim.
Hâla yüzüğün ne demek olduğuna inanmak istemiyor ya da inanamıyordu.
Alice keskin bakışları beni süzerken yüzünde gülümsemeyi andıran bir ifade vardı.
-Abim çıtayı yükseltmiş demek Mariacım.

Maria dudağını ısırdı ve gözleri dolu dolu yüzüğe baktı.
-Bu günleri de mi görecektim tanrım?
İkisinin de abisinden böyle bir şey beklemediği belliydi.
Gerçi ben bile beklemiyordum..

Holde otururken otelin kapısından giren Rucastle'lara baktım.
Bizi görmeleriyle yanımıza geldiler.
Alice geri soğuk haline dönmüş gözlerine sadece alay duygusu yerleşmişti.

Özge'den hoşlanmıyordu.
Özge'den kim hoşlanırdı ki?
Bay Rucastle tüm sevecenliği ile bize bakıyordu.Özge annesine falan mı çekmişti?
-Oo hanımlar,sabah şerifleriniz daim olsun.
Maria gülümsedi ve kafasını salladı.
-Sağolun sağolun..
Bay Rucastle ellerini iki yana açtı.
-Pek bir mutlu gördüm sizi,Bayan Alice bile belli etmese de gözlerinin içi gülüyor.

Ben de sırıtarak Alice'e döndüm.
Tek kaşını kaldırarak Bay Rucastle'a bakıyordu.
-Eh beni bile mutlu edecek bir olay oldu.
Gözleri bir kaç saniyeliğine Özge'ye döndüğünde ne yapacağını anladım.
Bu haberi o verecekti.
Eh versin.Eninde sonunda öğrenecekler zaten.
-Abim,Beste'ye evlenme teklifi etmiş,Düğün yakındır.
Son cümlesi bir uyarı gibiydi.

Bay Rucastle şaşkınlıkla bana döndüğünde gülümsedim.
-Ee bu çok güzel bir haber..Kutlarım Bestecim.
-Teşekkür ederim Bay Rucastle.
Özge'ye döndü bakışlarım.Şok olmuştu.Böyle bir şeyi beklemediği açıkça ortadaydı.
Gözleri yavaşça yüzük parmağıma yöneldi.
Onun için biraz da olsa üzülmüştüm.

Üzülme Beste,Onun ki saplantı.
Ama bundan emin değilim iç ses.
Rucastle'lar çok durmadan yanımızdan ayrıldılar.
Özge'nin de beti benzi atmıştı zaten.
Telefonumu çıkardım ve Kemal amcanın numarasını çevirdim.
Bir kaç çalıştan sonra açtı.
-Alo Beste..?
Şaşkın sesine gülümsedim.Daha çok sen beni ararmıydın gibiydi.
-Alo Kemal amca..Nasılsın?
-İyiyim iyi de seni sormalı asıl..Bir anda yok oldun.Nida da kimseyle görüşmüyor fazla haberini alamadık.
Dudağımı ısırdım.
-Valla hiç sorma Kemal amca,Zaten şuan İtalya'dayım..iş için.
İş hariç her şeyi yaptınız he.

Sus iç ses,karıştırma oraları.
-Nida nasıl ya?
Boğazını temizledi.
-Nida bu aralar biraz gergin.
Sırıttım.
-Eh sizin haberinizden sonra herkes bi gerildi..Ha bu arada tebrikler,evlenmişsiniz,Andrew'in annesiyle..
Sonlara doğru tam haykırmaya başlayacakken kendimi zar zor tuttum.

Maria,Andrew ismini duyunca bana döndü ama Türkçeyi fazla anlamadıkları için sorun yoktu.
Andrew bildiğim kadarıyla daha söylememişti sanırım.
-Evet oldu öyle bir şey kızım..Neyse ben Nida'ya vereyim biraz da onla konuşun.

Konuyu değiştirmesine ayrı gülerken birkaç haşırtı sesinden sonra Nida'nın bağırma sesini duydum.
-Kız hayırsız neredesin sen ya!?
Kulağımı ovuşturup yüzümü buruşturdum.
-Ah Nida,Seni nasıl özledim bilemezsin,neler oldu neler.Anlatsam kitap kurgusu mu bu ne?Dersin.
-Ay sen bir de bana sor,Her şeyi konuşsak dakika yetmez.
İç çektim.
Gerçekten konuşulacak çok şey vardı.

Bir anda sırıtmaya başladım.
-Nida..Üvey kız kardeşlerin yanımda şuan..kendileri görümcem oluyor..Ay sende benim üvey görümcemsin şimdi.
Bu çıkarımım ile beni alsın mı bir gülme.

Mafya ve Hacker +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin