•I'm the biggest lover•

1K 80 18
                                    

"İlişkinizi asla anlamayacağım,"

Niall başımda konuşmaya devam ederken, sıramda oturmuş Bella'yla yazışıyordum.

"Önceden çıkıyormuş gibi yapıp çıkmıyordunuz, şimdi çıkmıyormuş gibi yapıp çıkıyorsunuz."

Kaşlarımı çattım.

"Bu senden duymayı beklemediğim kadar mantıklı bir cümleydi," dedim. "Böyle olduğumuzu fark etmemiştim."

Başını salladı. "Değil mi? Bütün gece bunu düşündüm. Beni masada yalnız bıraktığın için zaman geçirecek şeylere ihtiyacım vardı."

"Üzgünüm,çok daha ilgi çekici işlerim vardı."

Göz devirdi.

"Tabi. Onlarca deterjan ve süpürgenin arasında kız arkadaşınla aşk yaşıyordun,bunun kulağa ne kadar iğrenç geldiğini anlamadıysan söyleyeyim,bu kulağa iğrenç geliyor."

Sırıttım.

"Yargılamadan önce dene."

Suratını buruşturdu.

"Kız arkadaşınla yatmayacağım."

Ona kızmak için ağzımı açtığımda,iç çekip önüme döndüm. Buna değmezdi.

Isabel yanında Parker'la konuşurken sınıfa girdi. Gözleri yavaşça beni aradı,onu dinlemiyor,sadece bana bakıyor ve suratındaki gülümsemeyi gizlemeye çalışıyordu. Dudağımı dişledim.

"Biraz daha birbirinizi gözlerinizle soyarsanız hiçte çıkmıyormuş gibi gözükmeyeceksiniz."

Telefonumu sıraya attım.

"Niall,Tanrı aşkına,beni rahat bırak."

Hemen yanımda oturduğundan pekte rahat bırakıldığımı söyleyemezdim. Sadece diğerlerinin gelip onu başımdan almasını umuyordum.

"Günaydın,erkek arkadaş."

Fısıltısını ensemde hissettiğimde sırıttım. Arkamdaki yerine oturdu.

Önümdeki defterden küçük bir kağıt parçası yırtıp,kalemi kaptım. Kimin olduğuna dair bir fikrim yoktu. Ama işimi görürdü.

Günaydın,sevgilim.

Kağıdı arkama uzattım. Parker göz devirdi.

Parmaklarını avuçlarımın içinde hissettiğimde yavaşça elini okşadım,sikeyim,ne boktan bir şeydi bu böyle?

"Zayn," kıkırdadı. "Abartma! Yakında odama güvercin göndereceksin diye korkuyorum. Seviyeli bir şekilde konuşmamızın hiçbir sakıncası yok."

Ona döndüm.

"Seviyeli bir şekilde konuşurken seni öpmek istiyorum."

Dudağını büzdü.

"Üzgünüm,öğle arası?"

Sırıttım. "Seni seviyorum."

Önüme döndüm. Ders boyunca uyuduğumdan zamanın yavaş geçiyor olması benim için sıkıntı olmamıştı.

Öğle arası için zil çaldığında hiçbir şey belli etmeden diğer çocukların yanına oturdum. Bir şeyler yemeye çalışıp kaçacaktım. Bella hemen karşımda,elindeki yiyeceği kötüye kullanıp beni deli ederken odaklanmak zordu.

"Patates kızartmaları ile evlenebilmek için her şeyimi verirdim."

Göz devirdim. "Niall,git evlen. Böylece bunları duymaktan kurtulmuş oluruz."

"Çocuğa sert davranmayı kes!"

Liam kaşlarını çatmış bana bakıyordu.

"Tamam,anne."

Lora sırıttı.

"Birileri toparlamış,ha? Aşk acın tahminimden de kısa sürdü."

Suratıma yapmacık bir gülümseme yerleştirip, alayla ona baktım. Ofladı.

"Şu konu...Zaynie,seninle bir şey konuşmak istiyordum adamım,Bella ile ayrıldığınıza göre..."

Tek kaşımı kaldırıp,Drew'e baktım.

"Şansımı deneyebilir miyim?"

Sinirle ona bakarken sakin gözükmeye çalışmak zordu.

"Tabi," dedim. "Dene."

Harry suratını buruşturmuş,bana bakarken gözlerimi kaçırdım. Bella'nın onu istemeyeceğini biliyordum,hiçbir sakıncası yoktu.

"Afiyet olsun,çocuklar."

Ayaklanıp,yemeğimi Niall'a attım. Hemen kaptı.

Kendimi odamıza kapatıp,yere oturdum. 5 dakika sonra yanımdaydı.

"Selam,kötü çocuk."

Gözlerimi üzerinde gezdirip,gülümsedim.

"Selam güzelim."

Kucağıma oturdu. Kollarını boynuma sarıp, çeneme minik öpücükler bırakırken başımı arkaya yasladım.

"Sen iyi misin?"

İç çektim.

"Az önce Drew'in seni randevuya çıkarması fikrine destek oldum,yani hayır."

Güldü. Yanıma oturup,yanağıma bir öpücük bıraktı. Kollarını boynuma sarmış,saçlarımla oynarken onu izliyordum.

"Oh,yapma,onunla çıkmayacağımı biliyorsun."

Dudaklarımı onunkilere bastırdım. Kızarmış yanakları gülümsememe sebep olmuştu.

"Bu akşam takılmak ister misin?"

Dudağını büzdü.

"Çıkabileceğimi sanmıyorum."

Ofladım. Bundan nefret ediyordum.

"Bunu yapmak istediğine emin misin? Günlerini odanda beni bekleyerek geçirmeni istemiyorum,buna değer mi?"

Göz devirdim.

"Isabel,bazen o kadar aptalca konuşuyorsun ki beynini ders çalışırken kitapların arasında falan unuttuğunu düşünüyorum."

Kaşlarını çattı.

"Kes sesini aptal. Ben ders çalışmam. Sadece zekiyim."

Kıkırdadım. "Tamam,aklını başından alıyorum,anladım."

Dudaklarımızı birleştirdim. Hala söylediğim şeye gülüyordu,parmakları yavaşça yanaklarımı okşuyordu.

Kapı açılıp,karanlık oda koridorun ışığıyla aydınlandığında suratımı buruşturdum. Bella hızla benden uzaklaştı.

"Oh,yüce Tanrım."

Temizlik görevlilerinden biri bıkkınlıkla bize bakarken suratıma en sevimli gülümsememi takındım. Ama 100 metre öteden görebileceğiniz bir kötü çocuk tipim var,bu yüzden bu pek kolay olmuyordu.

"Yeni nesile inancım git gide azalıyor."

Ayağa kalkıp,kalkması için Bella'ya elimi uzattım.

"Yapmayın,gördüğünüz en akıllı nesiliz. Sadece aşıkken aklımızı yitiriyoruz,inanın bana."

Odadan çıktığımızda Bella gülmeyi kesemiyordu.

"En akıllısın demek,ha?"

Koridorun boşluğundan emin olup,dudaklarına son bir öpücük bıraktım.

"Hayır,ben en aşığıyım."

...

A favor // Z.MWhere stories live. Discover now