•Oh,cmon•

1K 68 14
                                    

Bella

"Bels,ben yatıyorum. Çok geç yatma,olur mu?"

Bir şey söylemeden gözlerimi elimdeki kitaba yeniden çevirdim. Onunla konuşmak istemiyordum,annem olduğunu ve eninde sonunda konuşmak zorunda kalacağımı biliyordum. Ama beni ondan ayırmaya hakkı yoktu.

İç çekti.

"Sana da iyi geceler."

Kapıyı kapadı. Kitabı yanıma bırakıp,gözlerimi yumdum.

Aklımda milyonlarca şey dolaşıyordu. Tavanı izlerken şeytani şeyler düşünmeme engel olamıyordum.

Evden kaçabilir miyim?

Eh,bence kaçabilirdim.

Üzerime Zayn'in burada bıraktığı kıyafetlerinin arasından bir gömlek aldım. Hava pek soğuk sayılmazdı,idare edebilirdim.

Telefonu cebime atıp,yavaşça kapıyı araladım. Işıklar yanmıyordu. Harika!

Sessizce merdivenlerden inip,bahçeye açılan kapıdan çıkarken vücudum daha önce hiç yapmadığı kadar adrenalin salgılıyordu. Bana bunları yaptırdığı için kendisiyle gurur duymalıydı, ona ne kadar aşık olduğumla ilgili bir fikri var mıydı ki?

Evin önünde dikilirken bir arabam olmadığını hatırlamıştım. Bugünlerde her yere araba ya da motorla gittiğimden garajdaki bisikletimi çıkarmak utanç vericiydi.

Evine ulaşmam yaklaşık 1 saat sürdü. Ciddiyim. 1 saat.

Penceresinin önünde nefes nefese kalmıştım. İçeri girmeyi çok isterdim. Ama saat 1'i geçmişti ve ben biraz şey görünüyordum...Ailenizin tanışmayı istemeyeceği türden.

Yerden aldığım küçük bir taşı doğru cam olduğunu umarak fırlattım. Değilse sıçmıştım,ciddi manada sıçmıştım.

Risk almamak için saklanabildiğim kadar saklanıp,onu görene kadar bekledim.

Aptal. Muhtemelen duymamıştı bile!

"Zayn! Tanrı aşkına!"

Bir taş daha fırlattıktan sonra elimden geldiğince sessiz -aynı zamanda sesli- bir şekilde bağırmaya çalıştım. Sonunda camı açtı,çatık kaşlarıyla etrafa bakınıyordu.

"Hey! Burdayım!"

Gözlerini kısıp varlığımdan emin olmaya çalıştığında onu uyandırdığımı anlamıştım.

"Isabel,senin akıl sağlığın gerçekten bozuldu. Ne yaptığını sormaya bile korkuyorum."

Göz devirdim.

"Bu akşam takılmak istememiş miydin? Geldim işte."

Kolundaki saate baktı.

"Akşamın üzerinden yaklaşık 10 saat geçti."

Kollarımı göğsümde birleştirdim. Hava gitgide daha çok esmeye başlıyordu.

"Bana bak Malik,iniyor musun yoksa geceyi geçirecek birini mi bulmalıyım?"

Sırıttı. "Bekle."

Aşağıya inmesini beklerken etrafımı gözlüyordum. Burada yakalanmak istediğim son şeydi.

Gelmesi şaşırtıcı derecede kısa sürmüştü. Üzerine bir tişört ve pantolon geçirmiş, henüz yeni yataktan kalkmış saçlarıyla bile inanılmaz gözükmeyi başarmıştı. Ondan nefret ediyordum.

"Sen nasıl izin aldın? Sormalı mıyım?"

Kollarımı beline sardım. "Belki de."

Kıkırdadı. Dudakları, benimkilere değdiğinde hızlanan kalp atışlarımı görmezden gelmeye çalışıyordum.

A favor // Z.MWhere stories live. Discover now