•it's like i'm coming from space•

3.8K 179 70
                                    

Suratındaki sırıtışla üstüme doğru gelirken gergince gülmeye çalıştım.

"Sen komik bir çocuksun,sevişecekmişiz,ha!"

Dudaklarını büzdü.

"Güzelim,sen bir de beni yatakta gör."

Kaşlarımı çattım.

"Daha bugün biriyle birlikteydin,yakında şeyini kaybedeceksin."

Üstünden çıkardığı gömleği kenara fırlatıp göz devirdi. Kendini yatağına attı.

"Siktir et,tadımı kaçırıyorsun."

O hâlâ yatakta yatmaya devam ederken etrafı izlemeye başladım.

"Gel,sana dokunmayacağım."

Başımı sallayıp yanına uzandım. Bu çok gericiydi,kalbimin sesini duyuyor olması beni ürkütüyordu.

"Nasıl hissediyorsun? Ailemle iyi anlaşmış gibiydin."

Başımı salladım. Gülümseyerek suratına baktım.

"Ailen harika,neden onlarla geçinemediğini anlamıyorum."

Yutkundu. Gözlerini yumduğunda suratını seyrettim.

"Kendimi buraya ait hissetmiyorum Bella."

Her bir harfinde dudaklarının aldığı şekli izlemek beni kötü şeylere zorluyordu,ama harekete geçmeyi popom yemiyordu.

"Nereye ait hissediyorsun?"

Güldü. Gülüşünde kaybolmuşluk hissediyordum,bu suratımı düşürmüştü.

"Hiç bir yere,sorunda bu."

Derin bir nefes aldı.

"Hiç bir şehre,eve,hiç bir kalbe ait hissetmiyorum. Sanki biri beni uzaydan fırlatmış gibi."

Doğrulup yatakta oturur pozisyona geçtiğimde gözlerini açıp bana baktı.

"Bu yüzden mi kimseye değer vermiyorsun?"

Başını iki yana salladı. Doğruldu ve tam karşıma oturdu.

"Ben bir çok kişiye değer veriyorum,ama tıpkı senin beni gördüğün gibi,herkes kimseyi siklemediğimi sanıyor."

Başımı öne eğdim.

"Üzgünüm."

Çenemden tutup ona bakmamı sağladı. Gülümsedi.

"Sorun değil,buna alışkınım. Ve öyleki...artık böyle tanınmak istiyorum. Böylelikle kimseye koz vermiyorum."

Suratını inceledim. Gerçekten...söyleyecek hiçbir şey bulamıyordum. Gözleri dudaklarıma kayarken yutkundum.

"Seni habersizce öpsem ne yapardın?"

Yüzüme çarpan nefesi titreyerek gözlerimin kapanmasına sebep olurken yutkundum.

"O çok mükemmel dudaklarını patlatırdım."

Dilini dudağında gezdirdi.

"Pekâlâ..."

Dudakları dudaklarımın üstüne kapanırken beklemeden karşılık verdim.

Kalbim çok hızlı atıyordu,çok fazla hızlı.

Bir eli yanağımı okşarken,diğer eliyle popomu kavrayıp kucağına oturmama yardım etti.

Birkaç dakika sonra ayrıldığımızda gözlerimi açamadım,beni izlediğini hissedebiliyordum. Alnıma değen alnı bu anın bir rüya olmadığının en büyük kanıtıydı.

"Bella,"

Gözlerimi açtım. Karşımdaki ela gözleri yutkunmama yol açtı. Belli belirsiz bir 'hı?' Sesi çıkardım.

"Evine git."

Dişlerini sıkarken başımı salladım. Hızla üstünden indim ve saçlarımı düzelttim.

"Yarın görüşürüz,sanırım,hoşçakal."

Kendimi odasından dışarı atar atmaz derin bir nefes almıştım.

Bunun olduğuna inanamıyorum! Rüya gibiydi. Her zaman hayal ettiğim gibi. Hayır,çok daha iyi.

Merdivenlerden aşağıya indim ve görüş açıma ailesi girdi. Biz yukarıya çıkmadan önce burada olmadığına emin olduğum birkaç insanla konuşuyorlardı.

"Bella,gidiyor musun?"

Gülümsemeye çalışarak başımı salladım. Annesi gelip kolumu tuttu ve beni yanlarına aldı.

"Bella,Zayn'in kız arkadaşı. Bunlar da ortaklarımız."

Başımı salladım.

"Tanıştığımıza sevindim!"

Hepsiyle teker teker muhattap olmak zorunda kalmıştım. Zil çalana dek.

"Sizinki,gelmiş olmalı."

Karşımdaki ailenin gülmesiyle çocuklarının geldiğini tahmin edebilmiştim.

"Selam,millet."

Sesin geldiği yere döndüm. Kaşlarımın kendiliğinden çatılmasına engel olamamıştım.

"Parker?"

...

AĞAĞAĞĞAĞAĞAĞAĞAĞ

SELAM BEBEKLERİM

Yıllar sonra bölüm atmak aklıma geldi evet.

Bu arada Stepbrother'dan gelen var mı? Ellerini öpcem.

Sonraki bölümde görüşürüz öptüm ❤️

A favor // Z.Mحيث تعيش القصص. اكتشف الآن