•We're gonna get married•

2.4K 136 72
                                    

Zayn

"Beni öpebilir misin? Seni özlemiş gibiyim."

Sırıttım.

"Yemin ederim kendimi zor tutuyordum."

Kıkırdayışı kulaklarımı doldurdu. 1 haftanın sonunda,nihayet diye düşündüm. Bu dudakların tadını almadan nasıl yaşadığımı sorguluyordum.

Dudaklarımız hala birleşikken poposundan tutup kalkmasına yardımcı oldum. Kucağıma oturdu. Uzun süre son ayrıldığımızda gözleri hala kapalı,alnı alnımdayken burnunun ucuna bir öpücük bıraktım.

"Tamam,şimdi seninle çıkabilirim."

Aynı anda güldük.

"Hey,Parker ve sen...ne yaptınız?"

Dudaklarını birbirine bastırdı.

"Arkadaşız. Aslında bakarsan,beni seninle konuşmaya cesaretlendiren oydu."

Tek kaşımı kaldırdım. Orospu çocuğu. Ters psikoloji yapıyordu.

"Oh,bunu duyduğuma sevindim."

Hiçte bile. Bir gram bile sevinmemiştim.

"Zayn,uzuvlarım soğuktan şekil değiştirdi. Artık çıkacak mısınız amına koyayım?"

Göz devirdim. Bella bir 'oh!' Sesi çıkardı.

"Sanırım onları unuttuk. "

Başımı salladım.

"Hadi,çık dışarı. Son ders zili çalmadan önce malzeme odasında buluşuruz."

Dudağını dişledi.

"Hiç söylemeyeceksin sanıyordum."

Dudağına küçük bir öpücük bıraktım. Kucağımdan indi ve dışarı çıktı. Kucağımda hissettiğim soğuklukla suratım düştü.

Şimdi Parker'la konuşmam gerekiyordu.

...

"Ne istiyorsun?"

Etrafıma bakınırken gözlerimi kıstım. Banklardan birine uzanmış yatıyordu.

"Parker,konuşmamız gerekiyor. Isabel'e olan yakınlığın hakkında."

Kahkahasını işittiğimde dişlerimi sıktım.

"Öncelikle,ona Bella de. Her şey sana özel olmak zorunda değil. Özellikle Bella, o asla sana özel değil."

Ayağa kalktı ve önüme kadar yürüdü.

"Ve sonra,her zaman beni tercih edeceğini biliyorsun. Artık tehdit edebileceğin hiçbir şey yok,ona açıldım."

Dudaklarımı birbirine bastırdım.

"Biliyorum,onu öpmeye çalıştın. Seni istemeyeceğini bildiğin halde."

Omuz silkti.

"Kavga etmek istemiyorum Parker. Sadece arkadaşı olarak kal. Gereksiz yakınlık kurma. Artık gerçekten kız arkadaşım ve sana güvenmiyorum."

Tek kaşını kaldırdı.

"Dünkü boksun,Zayn."

Göz devirdim.

"Dünkü bok olarak beni seçti,Parker. Belki sen fazla eskidin."

Sinirle çenesini sıkarken sırıttım.

"Görüşürüz,beni anladığını düşünüyorum."

Onu arkamda bırakırken zaferle gülümsedim. Benimle yarışabileceğini sanması komikti.

...

"Nereye gideceğiz?"

Omuz silktim.

"Sürpriz,Bella. Cevabını öğrenirsen artık sürpriz olmaz."

Göz devirdi.

"İpucu versen? Baş harfini söyle. Daha önce gittik mi? Çok uzak mı? Kaç saat sürüyor? Şehirden çıkacak mıyız? Kaç gibi orda oluruz?"

Elimi dudaklarının üzerine kapatıp sesini kesmesini sağladım. Yoksa susacağını sanmıyordum.

"Sürpriz,Bella."

Kollarını göğsünün üzerinde birleştirip arkasına yaslandığında elimi olması gerektiği yere,direksiyonun üzerine yerleştirdim.

Yolumuz beklediğimden daha uzun sürmüştü, trafikte uyuyakaldığında kırmızı ışığı fırsat bilerek bir fotoğrafını çektim. Uyandığında beni öldürecekti.

"Günaydın,Isabel,geldik."

Gözlerini bile açamazken etrafa bakınmaya başladı.

"Burası neresi?"

İncelediği apartmanlarda göz gezdirdim.

"Evim."

Tek kaşını kaldırdı. Suratımdaki sırıtışı gizlemeden aşağıya indim.

"Hadi,in artık."

Camına tıkladığımda sonunda kendine gelebildi ve aşağıya indi. Yani,çalıştı. Takılıp düşmek üzereyken kolunu yakalamıştım.

"Bu acıttı!"

Güldüm.

"Uyanabildiğine inanıyorum?"

Bana kötü bakışlarını atarken kapıyı kapadım. Sırt çantasını düşürdüğü yerden alıp omzuma taktım.

"Hadi,karşındaki bina."

Geçerken binanın altındaki küçük dükkana bir göz attım. Hannah hala burda çalışıyor olmalıydı. Pekala,bu küçük bir sıkıntı olabilirdi.

Asansöre binene kadar etrafını süzmeye devam etti. Ben de onun gereksiz şaşırmış ifadelerini izleyip sırıtıyordum.

"Evim derken neyi kast ediyorsun? Evin gibi mi yani? Bildiğimiz ev?"

Güldüm.

"Bilmediğimiz ev mi var amına koyayım?"

Göz devirdi.

"Ne demeye çalıştığımı biliyorsun,senin mi?"

Başımı salladım.

"Babam çocuklarına yatırım yapmayı sever,yani bana özel bir şey değil."

Başını salladı.

Boş koridorda sadece ayakkabılarımızın sesleri yankılanıyordu. Anahtarı zor da olsa cebimdeki karışıklığın arasında bulabildim ve kapıyı açtım.

"Şaka yapıyor olmalısın."

İçeri girdiğinde beklemeden arkasından ilerleyip kapıyı kapadım.

"Burası çok güzel. Hiçbir abartısı yok,şık ve güzel."

Başımı salladım.

"Evet ve dekorasyon işleri müdürü karşında duruyor."

Kolunu boynuma sarıp yanağıma bir öpücük bıraktı.

"Beni buraya getirdiğin için teşekkür ederim. Hayatına dahil olduğumu hissettirmen benim için çok şey ifade ediyor."

Gülümsedim. Sırtımdaki çantayı yere atıp ellerimi olması gerektiği yere,beline yerleştirdim.

"Seni hayatıma dahil edebileceğimi hissettirmen de benim için çok şey ifade ediyor,Bella. Bu beni mutlu ediyor."

Çenesine minik bir öpücük bıraktım.

"Şimdi...seni gerçek bir ev hanımı yapmama izin ver."

Güldü.

"Ne yapacağız?"

Omuz silktim.

"Evleneceğiz."

...

Taslaklarımda duruyordu bundan sonra kaç yüzyıl içinde bölüm atarım bilmiyorum....

A favor // Z.MWhere stories live. Discover now