0.1

43.6K 2.2K 3.9K
                                    

Bu kitap Wish You Back şarkısından esinlenip yazılmıştır*

Öncelikle, şu an tarih 03.07.22 ve kitap bir yıl önce bitmiş bir kitap bu yüzden hikayede hiçbir şey değiştirilemez. Bu kitap yazıldığında Bbama yoktu ve neden Bbama yok gibi saçma bir yorum görmek istemiyorum.

Kitap psikoloji üzerine işleniyor bu sebeple empati yapmayı bilmeyen, olaylara tek taraflı bakacak, şiddeti savunacak kişiler varsa şimdiden gidebilirler.

Not: Innie, Jeongin değil.
Not2: Kitap 2026 yılında geçiyor, mantığa göre öyle olması lazım.

İyi okumalar 🌸

***

"Hoş geldin."

Jisung, ruhsuz bir tonda kapıdan içeri giren bedene doğru konuştuğunda Minho sadece hiçbir şey demeyip başını sallamış ardından da hiç oyalanmadan evin merdivenlerine yönelmişti. Arkasından kısa bir gülüş attıktan sonra evin kapısını kapatarak mutfağa geçti.

Minho'nun duşa gireceğini biliyordu, ondan sonra odalarında bu aralar ikisine de trip atan Innie'nin yanına gider onunla oynardı. Her bir detayını ezberlediği adama karşı, bu minik bilgileri bilmesi tuhaf değildi.

Sessiz bir yemek seromonisinin ardından masayı kurduğunda, "Innie!" diye bağırdı yukarıya doğru. "Yemek hazır! Hadi gelin, yiyelim."

"Tamam! Geliyoruz."

Oğlundan gelen yanıtla mutfaktan bahçeye çıkan balkonun camından kendine bakıp, ellerini yanaklarına koydu ve iki yana çekiştirerek yüzünde bir gülümseme oluşturmaya çalıştı. "En azından oğlun için yap Jisung," dedi ve parmaklarını indirerek gülüşün yüzünde asılı kalmasını sağladı.

"Baba, mis gibi kokuyor."

Arkasını döndü. "Her zaman böyle diyorsun."

"Çünkü her zaman güzel yemek yapıyorsun."

Oğlunun ardından Minho da masanın başına oturduğunda Jisung tabakları doldurdu. O sırada aklına gelen anılarla maziye dalmıştı. Innie, onları tanıdığından beri her zaman iyi yemek yaptığını söylese de işler en başında öyle değildi. Jisung, Minho ile yeni evlilerken sayısız tencere yakmıştı.

Aldığı o kadar yaraya rağmen pes etmemişti çünkü günün sonunda yanıklarına dikkatlice merhem süren bir Minho vardı yanında.

"Bir şey mi oldu?" dedi Innie gözlerini aslında hiç ayırmadığı babasından. Sadece yeni fark etmiş gibi yapmaya alışkındı, Jisung'un yüzünde yakaladığı hayal kırıklığı yine onu üzen bir şeyler olduğunu belirtiyordu.

Yakalanmanın verdiği telaşla kafasını hızla iki yana salladı. "Yok. Bir an yemeğe tuz atmış mıydım diye düşündüm. Atmıştım, hatırladım." Ardından gülümseyerek oğlunun karşısına oturdu. "Hadi ye bakalım, bu seferki akşam yemeğini beğenecek misin?"

Innie gülerek kafasını sallarken yemeğine başlamıştı. Salak bir çocuk değildi, üvey de olsa onların oğluydu ve biri zeki diğeri kurnaz olmak üzere iki babası vardı ve onlardan birçok özellik almıştı. Sadece sırası olmadığını bildiği için salağa yatıyordu, iki babası da onun salağa yattığını biliyor, garip bir döngü içinde yaşantılarını devam ettirmeye çalışıyorlardı.

Yıllardır oturma düzenleri hep böyleydi; Minho başa oturur, Jisung ile Innie de onun iki yanına yerleşirdi. Ama bu düzene şimdi uysalar da üçü de korkuyordu bozulmasından.

Yemeklere başlandığı zaman Innie çaktırmadan sessizce karşısındaki babalarına baktığında gördüğü görüntüyle kendinin bile tahmin etmediği bir şey olarak gözleri doldu. Minho yemek yiyordu ama kafasının burada olmadığı çok belliydi, Jisung ise ağzını bile sürmüyor sadece başını yemekten kaldırmadan tabağına bakıyordu.

wish you back, minsung ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin