1.1

19.7K 1.7K 2.6K
                                    

Fazla sessiz olmayan ancak bir o kadar da huzuru hissettiren masadan sonra herkes ayaklanmış, Jisung mutfağı toplamak için kalırken Innie, Minho'yu çekiştire çekiştire salona getirmişti. "Dizimize devam edelim mi?" diye sordu koltuğa otururken.

Minho kafasını salladı, Innie ile akşamları oturup izlediği dizileri bile özlemişti. Bu yüzden reddetmezken oğlunun kumandayla televizyonu açmasını izledi. Innie içindeki neşe ile hemen babasının yanına kurulmuş, göğsüne sarılarak, "Başlatıyorum?" demişti.

Minho onun bu çocukça haline gülerken onayladı. "Başlat."

Onlar, birbirlerine sarılır vaziyette açılan dizilerine odaklanırken Jisung gördüğü bu görüntü karşısında göz bebeklerinin mutluluktan titrediğini hissetti. Dudaklarında ki gülüş büyüdü ve son kez bir bakış atarak arkasını döndü.

Başta tereddütlüydü ancak şimdi gördüğü görüntü doğru bir karar verdiğini söylüyordu ona. Innie minik bir bebek gibi Minho'nun dibinden ayrılmıyordu ve Minho'nun ise gözleri parlıyordu. Şirkette gördüğü o halden sonra, tekrar o görüntüyü görmemek için her şeyi yapabilirdi.

Oğlu ve eşine yetişmek için hızla mutfağı topladıktan sonra mısır patlattı, Innie'nin yarası iyice iyileştiği için onunda yemesi sorun olmazdı. Evi patlamış mısır kokusu sararken Jisung dolaptan kolayı çıkardı.

"Oha!" dedi Innie yükselerek. "Mısır kokuyor. Baba! Mısır yaptın değil mi? Cevap hayırsa bile evet de!"

Jisung kıkırdadı. "Evet!"

Minho ona baktı. "Sence yaptı mı, yapmadı mı?"

Innie bu soru ile kalakalırken Minho kıkırdamış ve, "Aptal," diyerek saçlarını karıştırmıştı. Oğlu homurdanırken Jisung salona elinde mısır tabakları ile girdi. Birini direkt Innie'ye uzatırken diğerini de Minho'ya vermişti.

"Kola var," dedikten sonra küçüğe bir bakış attı. "Ama sen içmiyorsun beyfendi. Meyve suyu istersen onu vereyim."

"Aman, aman. Tamam. Meyve suyuna kaldık desene.."

"Ayıp."

Jisung gülerek mutfağa geçtikten sonra Innie'ye de meyve suyu doldurmuş ve geri salona gelmişti. Minho'nun yanına oturmak istiyordu ama bir yandan da ona çok umut vermemek. Çünkü o her şeyi açıklayan kadar tamamen tabularını yıkmak istemiyordu.

Tereddütle dururken Minho fark ederek yanını patpatladı. "Otursana."

Kendinden korkuyordu ama ilk defa büyük bir yemin etmişti, kendine hakim olacaktı. Jisung'dan ayrı kalarak hem ona hem kendine acı çektirmek istemiyordu, evet belki biraz daha zorlanırdı ancak Jisung işin sonunda mutlu olacaksa buna da razıydı.

Şu anda ayakta duran eşinin yüzündeki gülümseme de bu zorluğa deyeceğini belli ediyordu.

Jisung minik bir baş sallaması ile onun yanına oturduktan sonra bacaklarını kendine çekerek kolasını içmeye başladı. Innie güldü kendini tutamadan, şöyle dip dibe olmayı bile özlemişti.

"Film mi açsak ya?" dedi Jisung'un şu anki diziden bir şey anlamayacağını bilerek. Çünkü onla bu diziyi daha önce hiç izlememişlerdi, bu dizi Minho ile başladıkları kategorideydi.

"Olur," deyip ikisi onu aynı ağızdan onaylayınca hafifçe Minho'nun dizinden doğrulup menüye geçti ve gezmeye başladı. Jisung merakla dikkatini çeken afişlere bakarken Minho ayaklanmış ve üst kata çıkmaya başlamıştı.

Jisung korku ile olduğu yerde donakalırken 'yine mi eskisi gibi?' diye düşünüyordu ancak sadece saniyeler sonra duyduğu ayak sesleri ile geri rahatlamıştı. Çaktırmadan bir oh nefesi verirken Minho geri yanına oturdu ve elinde getirdiği battaniyeyi Jisung'un çıplak bacaklarının üstüne örttü.

wish you back, minsung ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin