2.0

20.2K 1.3K 2.4K
                                    

Siz Innie ile Yejoon'u shiplediniz mi cidden 👉🏻👈🏻

***
[M]

Jisung adımlarını eşine doğru yöneltirken reddedileceğini düşünmüyordu, bu birkaç günde o kadar çok şeyi aşmışlardı ki daha önce 'vay be!' dediği şeyler şimdi ona hiçbir şey geliyordu.

Minho duyduğu cümle ile kaşlarını çatıp yerinde hafifçe dikleştiğinde, "Ne?" diye konuşmuştu ancak Jisung ona cevap vermeden kucağına yerleşip ellerini boynuna koydu.

Bir yıldır hiçbir şekilde cinsel temasa girmediği için haklı olarak eşini istiyordu, aralarında ki bu gerilimi de aştıklarından dolayı artık bu isteğini saklama gereği duymamıştı.

"Şu ki," deyip sağ elinin tırnaklarını tehlikeli bir şekilde Minho'nun omuzundan, kulağının arkasına doğru yavaşça sürttü. "Çok tehlikeli işler yapıyorsun Lee Minho."

Hafifçe yükselip dudaklarını dudaklarına sürttüğünde Minho alt taraflarının alev alev yandığını hissederek elini usulca Jisung'un beline dolayıp mümkünmüş gibi onu kendine daha çok çekmişti. Jisung öpmüyor, sadece daha da tahrik etmek için dudaklarını temas halinde tutarak konuşuyordu.

"Innie gitti," dedikten sonra ellerini Minho'nun boynundan çekerek tam karşısında düğmelerine attı. İlk birkaç düğmeyi yavaşça çözmüş, diğerlerini ellemeden göğsünün üst kısmını göz önüne sermişti.

Karşısında adım adım dağılan kocasını fark edebiliyordu, kesik kesik nefesleri, kararan göz bebekleri buna bedeldi. Dilini, yakıcı bir şekilde alt dudağının üzerinde gezdirip elini hafifçe aralarındaki boşluğa koyduğunda Minho'nun aldığı nefesle göğsünün şiştiğini fark etti.

Bu onu gülümsetti.

Ensesinden çekip onu kendine hızla yakınlaştırarak kulağına eğildi. "Bu geceyi değerlendirmek sana kalmış."

Neyi kast ettiğini biliyordu Minho. Jisung, yüzündeki tehlikeli gülümseme ile geri çekilip kucağından kalktıktan sonra mutfağa geçip kocasının kararını beklemek üzere bir bardak su doldurdu kendine. Onu yudumlarken gözleri Minho'nun üzerinde, hala koltukta kalakalmış bedenini izliyordu.

Sadece birkaç saniye yetmişti Minho'ya. Alev alev yanan vücudu o birkaç saniyeye bile zor dayanmıştı. Yerinden kalktığı gibi hızlı adımlarla mutfağa geçti ve Jisung'u belinden tutup kendine çevirdiği gibi dudaklarına atıldı.

Ona zarar vermeyecekti, bir yıldır yapmadığı bir şeyden korkarken şimdi gerçekleşmesi zaten imkansızdı. Jisung anında, sonunda harekete geçen kocasının yanaklarından tutup onu kendine çekerek alt dudağını emmeye başladığında Minho seri bir hareketle onu kucağına almış, o da bacaklarını sıkıca beline dolamıştı.

Minho daha önce hiç yaşamadığı bir hazla Jisung'un dudaklarını emiyor, yetmediği için ısırarak kendine çekiyordu. Jisung boynuna sarılıp onu kendine daha çok çektiğinde inleyerek ağzını araladı ve eşinin dilinin üzerinde hakimiyet kurmasına izin verdi.

Yalnız evde sadece ıslak sesler yankılanırken onları uzaklaştırmıyor aksine birbirine olan çekimlerini daha çok arttırıyordu. Nefessiz kaldıkları için ilk geri çekilen Jisung olmuştu ama Minho ara vermeden çenesine, oradan da küçük öpücüklerini boynuna yöneltmiş bunlar az geldiği için öpücüklerin dozunu arttırmıştı.

Dili ile Jisung'un boynuna en hassas darbelerini vururken aldığı hazla Jisung inleyerek boynunu geriye attı ve onu daha da boynuna bastırdı. Minho'nun elleri usulca kalçasına inmiş, dudakları eşinin boynunda meşgulken elleri de bacaklarında oyalanmaya başlamıştı.

wish you back, minsung ✓Where stories live. Discover now