14

23.6K 1.5K 495
                                    

Selam! 

Yeni bir bölümle karşınızdayımm. İlk öncelikle çok sık bölüm atamadığımın farkındayım özür dilerim ama dediğim gibi önemli birkaç sağlık sorunum var ve sık sık hastaneye gitmek zorundayım. 

Neyse, bayramınız mübarek olsun! 

Oy ve yorum atmayı unutmayın, sizi seviyorum.







Tam olarak yıkılmış hissediyordum işte. Ya diyorum ki, daha fazla olamaz. Daha fazla üzülemem. Yıkılan bir şey tekrar tekrar yıkılamaz ama her seferinde daha da kötü oluyor. Ben ne olduğunu bilmediğim halde hem de. Dibe mi batıyorum, yıkılıyor muyum, hiçbir şey bilmiyorum.

Salonda kimse sesini çıkartmazken ben buruk bir gülümsemeyle ona doğru adımlamaya başladım. Elimdeki cüzdanı uzatıp "İlk önce al şunu." dedim. Şimdi vermeyi falan unuturum sonra hırsız filan derler. Aman hiç almayayım!

"Demek oyundu, yalandı, her şey ama her şey yalandı." dedim. Onayladı.
Sesimde büyük bir sakinlik vardı ve görmesem de diğer üyelerin şaşırdığını anlayabiliyordum.
"Saçımı okşamalar, kıskanmalar, her şey!" dedim yeni yeni algılıyormuşçasına.

"Ya ben ilk defa en yakın arkadaşımın omzundan başka birinin omzunda ağladım be! Sana güvendim, saçlarıma dokunmana izin verdim." dedim sinirle. Saç, benim için çok önemli bir noktaydı. O adam, yani eski amcam da dokunurdu ve ben tiksintiden kimseye dokundurtmazdım doğru düzgün. Bilmiyorum travma filan herhalde. Tıpçı mıyım oğlum ben? Neyse konumuza dönelim, dağıtmam gereken bir yargı var.

"Alkışlıyorum. Çok güzel oynadın. Hatta benim oyun oynadığımı sanıyordun sen değil mi? Ha şa, burada büyük cevherler varken ben... duymamış olayım." dedim alayla.

Ayağa kalkıp sinirle bana doğru yürürken "Ne diyorsun sen?" diye tısladı.

Allah'ım çok tırsıyorum bak sen beni koru. İstikametim burnumun diki, yanlış yol olsa da koru. Bir kereliğine zaten çok değil.

"Ne mi diyorum? Ne diyorum, söyleyeyim! Oynadın diyorum! Gururumla mesela, duygularımla, her şeyimle ya! Hala aklım almıyor nasıl?" dedim hayretle.
Bende jeton sekiz bin köşeli olunca kafaya biraz geç dank ediyordu.

"Nasıl mı? Çok kolay oldu. 14 yaşındaki bir kız yapabiliyorsa ben de yaparım dedim ve yaptım. Senin gibi..." dedi. Allah'ım öldürmek günah olma kuralını iptal et! İsteyene günah olsun, istemeyen dilekçe yollayıp günah yazmasın. Plizz!

"Allah aşkına biri bana söyleyebilir mi? Kimim ben ya? Kimim? Nasıl biriyim? Karakterim nasıl? Çünkü görünüşe göre sizler beni benden daha iyi tanıyorsunuz da."dedim etrafımda dönerek.

DöNüYoRuM GüNdÜz GeCe!

Poyraz ayağa kalkıp "Hadi ben söyleyeyim," dedi. Hadi söyle bakalım saçmalamanın sınırını tadalım birlikte. "Ukala, düzenbaz, oyuncu, pislik, sonraa günde bi-" derken sözü yediği tokatla kesildi.

Hayır lan, ben atmadım. O kadar da ölüme susamadım.
Aslında susadım. Keşke ölsem.
Aklıma psikoloğumun dediği bir söz geldi:'Keşke deme, iyi ki de.' diye. Psikolojiyi düzeltmek önemli!
O yüzden,
İyi ki ölsem!

Tokatı atana baktığımda Mirza beyamcanın olduğunu gördüm. Amca gibi amca be!
"Ne yapıyorsun sen! Biz seni böyle mi yetiştirdik? Her şeyden önce karşında bir kız var! Saygısız." dedi ama bio baba da bio bozunur hale dönüşerek amcanın karşısına geçti. "Oğluma vuramazsın! Kendine gel, ben senin oğullarına bir şey diyor muyum?" dedi.

Yaprak KızWhere stories live. Discover now