46

822 47 31
                                    

Canlarım ciğerlerim nasilsiniz?

Ben pek iyi değilim (hastayim) ancak sizler için bi bölüm hazırladım.

İyi okumalaaaar

(Ha bi de güzel allık onersenize ya)

Tekrar tekrar yeni mobilya kokusu ve çiçek kokan odamda uyanmanın huzurunu yaşıyordum. Yine uyanmanın huzurunu yaşıyordum. Su sıralar tek basarım buydu.

Şu huzur bile benim için çok önemli bir şeydi, gürültülü bir çocukluktan sonra kız olduğunu hissettiğin bir odada uyanmak...

Çok şey atlatmıştım. Ve bu çok şeye rağmen hala hayattaydim. Bana bir ödül falan verilmesi lazimdi. En azindan bir psikolog da olur yani lazım olabilir.

Kafamdaki beni kronik depresyona sokacak tüm düşüncelerden sıyrılıp yatağımdan kalktım. Ardından hemen yatağımı topladım. Kaç aydır bu evde olsam da hala kendimi misafir gibi hissediyordum ve hizmetlilerden bir şey istemeye utanıyordum. Böyle iyi iste, elim kolum gelişiyordu.

Seksen saat bakim makyaj ve saç mücadelesinden sonra nihayet biraz da olsa adama dönmüştüm.

Bugün ailenin gencolariyla bir şeyler yapacaktık. Son dakika plana Cakir ve Onur da eklenmişti ama olsun. Bu yüzden biraz hoş bir şeyler giyinmek istiyordum. Altıma pileli beyaz eteğimi giyip üstüme grimsi bir kazak geçirdim. Yüksek ihtimalle rengi farklıydı ama benim gözümden öyle gözüküyordu.

Ardından telefonumu elime alıp bildirimlerime baktım. Ata'dan mesaj vardı. Hatta mesajlar...

(Ata birkaç bölüm önce instadan yürüyen ve geçen sene kursta tanistiklari çocuk)

Ata: Yaprak iyi akşamlar
Ata:Nerdesiiiin
Ata: Yaprak iyi geceler
Ata: Günaydın
Ata: Daha uyanmadın
Ata: Uykucu seni
Ata: pekala yaprak, iyi geceler
Ata: Günaydın

Siz: Valla bir uyumuşum bir uyumuşum
Siz: Günaydın bu arada

Ata: Buna inanmalı miyim

Siz: Sana kalmış:)

Ata: Neyse
Ata: Nasılsın

Siz: iyiyim sen

Ve biz bu şekilde yaklaşık 40 dakika kadar sohbet ettik. Ardından acıktığımı fark edip aşağı indim, ki kahvaltı vakti de felmisti. Sohbet muhabbet kahvaltımızı ettikten sonra kalkma vakti gelmişti.

Babam her zamanki gibi hafif sinirli gözükerek Bulut'a dönüp "Kızım sana emanet başına bir şey gelmesin." dedi. Bulut da onu onaylayıp omuzlarımdan tutarken hafif bir kıkirdadim.

"Bulutcum önce Allah seni rüzgardan sonra da beni kötülüklerden korusun, amin." diyip kafamı siper aldım. Her an dayak gelebilirdi. Ve geldi de...

"Kızım körsün galiba su kaslara bak şu kaslaraaaaa" dedi kollarını gözüme sokarken. Evet vucudu iyiydi ama bu benim onu zorbalamayacagim anlamına gelmezdi.

Çıkarken Onur ve Çakır gelmişti. Çakır'la uzun sarılmamız Yıldırım abinin bizi bolmesiyle sonlanmisti. Ancak onurla sadece uzaktan selamlasmistik. Herkes olabilecek hiç kimse olmayi tercih etmiştik ikimiz de.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 24 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Yaprak KızHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin