17

23K 1.4K 630
                                    

|Medya: Can Kazaz-Yok|

Selam!

Yepyeni, upuzun bir bölümle karşınızdayım...

Tam 3261 kelime sürdü paşa paşa okuyun hadi.

Neyse başlayalım.



Ay Bismillah, bi gittim geldim de. Sıkıntı yok ama şimdi.

Gözlerimi açtığımda ilk önce bir şey göremedim. Daha sonra birkaç kez kırpıştırınca daha net görmemle bulunduğum ortama bakındım.

Yerde yatıyordum 2.80
Bozmayın 2.80 o!
Odayı sadece tavandaki asılı ampül aydınlatıyordu, oda loştu.
Siyah bir koltuk dışında da hiçbir şey yoktu. Ama koltuğun üstünde de bir şey vardı, biri...

Kız CinAyşe sen mi geldin?
Bakın, ne olursa olsun sizi yalnız bırakmayacak arkadaşlıklar edinin. Nerde Sarp? Yok!
Demekki o it çıktı.

Kendi düşüncelerime 'aptal tescili' koyup yerimde doğruldum. Evet, hiçbir şekilde bağlı değildim. Koltuğa doğru da adımlamaya başladım.
Tırsmıyor değildim, bok da çıkabilir sonuçta!

Koltuktaki kişiye bakmak için eğildim. Bir dakika! Güncelleme yapılıyor...
Ulan, Efe bu!

İyi bari yerde yatmamış, üşürdü.
Uyandırmak için dürtmeye başladım. Oh, kaçırsınlar seni, sonra sen de bir yerlerini devir yat. Lütfen biraz kaçırılma ahlakına uyalım!

Gözlerini birkaç kez kırpıştırdıktan sonra etrafına bakmaya başladı. Böyle tatlı bir kaplumbağaya benziyordu köpek.
Üstüne baktığımda tahminimce ince bir sweati olduğunu fark ettim. Üşürdü.

"Doğrul bi." dedim.
O doğrulurken ben de sweatimi çıkarıyordum. Bugünün soğuk olduğunu bildiğim için sweatimi altına uzun kollu bir tişört de giyinmiştim, eferim bene!

"Abla ne oluyor, neredeyiz biz? Hem, s-sen iyi misin?" Ona çıkardığım üstümü giydirirken "Bilmiyorum ama öğreneceğiz, sakin ol." dedim. Giydirdikten sonra kapüşonunu kapattım ve altındaki kendine olan sweati beline sıkıştırdım, beli filan açılırsa şimdi.

Hayır ondan değil, beli açılırsa hasta filan olur uzun süre kalırsak da bana patlar diye. Başka sebebi yok.

"Huh, tamam." diyip doğruldum ve tişörtümün üstüne montumu geri giydim. Kapişonu vardı bence bereye ihtiyaç yoktu. O yüzden kafamdaki bereyi düzelttim, burdasın kardeş sıkıntı yok.

"Abla sen üşürsün." dedi.
"Off, tırıvırı tırıvırı bi sus ya." dedim başımı ovarken. Zaten soğuk zeminde bilmem kaç saat yatmıştım bir de şu bezin kokusu...

"Seni nasıl kaçırdılar?" diye sordum.
"Ben sitenin girişine arkadaşlarımla oturmak için gidiyordum. Kış bahçesi var orada. O esnada oldu. Da sen seni nasıl kaçırdılar?" dedi.

"Marketten çıkınca, hadi onu bırak kendime o kadar şey almıştım."
Şu an tek başıma olsaydım çikolatalarımın derdine düşerdim. Ama Efe var işte, onu da düşünmem gerek.

"İyisin sen, bir şey yapmadılar değil mi?" diye sordum. Aynı zamanda da vücudunu süzüyordum, hasar taraması.
"İyiyim ben abla da s-sende bir şey var mı,
i-iyisindir." dedi.
Kendi cevabını kendin verdin zaten!
"İyiyim ben." diyip geçiştirdim.

Ayağa kalkıp odanın içinde turlamaya başladım. Hiçbir şey yoktu, koltuk dışında. Kapıya baktığımda o da kilitliydi.
Aklıma gelen şeyle aniden Efe'ye döndüm.
Önüne gelip dizinin önüne çöktüm. Koltuğun tam ortasına oturmuş, çift kişilik o aloo!

Yaprak KızWhere stories live. Discover now