Bölüm 18

26.4K 961 118
                                    

Şuan gördüğümde şok olduğum mumlarla ve gül yaprakları ile süslenmiş koridorundan yürüyorum. İçimde tarif edemeyeceğim bir duygu var. Biraz heyecan, biraz öfke, biraz özlem, biraz hüzün şuan bir duygu karmaşasının tam ortasındayım. Mumlarla süslenmiş yol bittiğinde evin büyük salonuna geldim. Etraf karanlıktı içeri girdiğimde ışıklar açıldı ve birden konfetiler patladı. Ben daha ne olduğunu anlamadan tanımadığım insanlanlar. '' Okulumuza hoşgeldin..'' diye bir ağızdan bağırdılar.

Şuan mutlu olmak istiyordum. Tamda bu olması lazımdı zaten . Fakat ben. Boşluktaymışım gibi hissediyordum.Buralardan kaçıp gitmek için çok sebebim var. En basiti ise şuan karşımda gördüğüm manzara. Evimi nasıl bulmuşlardı? Beni nasıl tanıyorlardı? En önemlisi ise bu partiyi kim planlamıştı?

Düşüncelerimi bozan ise o muhteşem tanıdık sesti...'' Beğendinmi?'' diye sordu usulca. sesin sahibine yani Tugay' a döndüm. Ve kendimi daha fazla tutamadım ağlamaya başladım. Bu gözyaşları mutluluk gözyaşları değildi hayalkırılığıydı. BENİ KANDIRMIŞTI , AĞLAMAMA GÖZ YUMMUŞTU.Hemde sadece şu karşımda gördüğüm parti manzarısı için. Herkesin şaşkınlıkla dolu meraklı gözlerinden kurtulmak adına bağırarak konuşmaya başladım. ''Kimseden birşey istediğim yok.. Az ötede oynayın yeter.''

Galiba insanları kendimden soğutmuştum ama bu şuan için umrumda olacak son şeydi.. Davetliler hızlı adımlarla evi boşalttı. Hepsini kovduğum için tiksindirici bakışlarınıda eksik etmeden evimi terketti.

Sadece o ve ben kalmıştım. O an iç sesim kulağıma birşeyler fısıldadı ''Eğer bir insan sizi sevmiyorsa, iğne ucu kadar sorunları bahane ederek sizi kendinden uzak tutar. Eğer bir insan sizi seviyorsa , dağalar kadar sorunları gözardı ederek sizinle olur.Seven insanın bahaneleri yoktur. Evet iç sesim haklıydı fakat Tugay.. Benim çocuk gibi davrandığım bahanesiyle beni bırakmıştı. Fakat bırakmamış. Aklım çalışmayı durdurmuştu. Beynim adeta error verdi. Ne yapacağım. Ne diyeceğim hakkında en ufak bir fikrim yoktu.Öyle karışık bir haldeyimki.. Ağlaya ağlaya gülesim var.

Sonunda cesaretimi toplayıp konuşmaya başladım ''Hep gidiyorlar, hepsi gidiyor. Hep yanındayım diyen herkes gidiyor. Zaten hep giderler. Sende gittin Tugay. Beni bıraktın. Beni kandırdın. Sence beni saatlerce ağlatmana deydimi? Sence kalbimi kırmaya deydimi Tugay'' diye sordum ağlamama engel olamadan.

Tugay sessiz kalınca ben konuşmaya devam ettim ''Madem gönlün yoktu niye bana o kadar içten ve güzel güldün? Ben seni herşeyinle kabul etmişken sen ebni bir hiç uğruna saatlerce ağlattın.'' Sırtıma duvara yasladım ve yere oturdum kafamı ellerimin arasıan aldım ''Niye sevdiğim herşey benibitiriyor Tugay ? neden beni bitiriyorsun?''

Tugay yanıma eğildi ellerimi tuttu ''Ellerimi tutarsan dünyam ısınır benim. Berra ebn seninle nefes aldığımı hissettim. İnsan olduğumu hissettim. İnsanlar değişirmiş. Asla olmam dedikleri şey olurmuş . İşte ben asla aşık olmam demiştim. Mutlu olamam demiştim ama ben senle mutluyum. Ne bileyim ebn mutlu olursun sanmıştım. '' Ardından eliyle yanağımdaki gözyaşları sildi. ''Ağlama gözünden akan her yaş damlası sol göğsüme bir bıçak gibi saplanıyor''

Bazen canını yakar fakat yanlış kişi olduğunu kabul etmezsin. İşte tamda buydu Tugay canımı yakıyordu.Tugay'ı ararken kendimi kaybetmekten iyice yorulmuştum. Tükenmiştim. Bir yanım aonu affet derken bir yanım bırak inceldiği yerden kopsun. Onu değiştirmiştim. Onunla ben asla biz olamayacaktık bunu biliyordum onu üzmemek için onu unutacaktım. Asla pişman olmaycaktım.eğer sonucu iyiyse mükemmel. Kötüyse bir tecrübe olacaktı. Sevmek , aşık olmak herşeyi göze almak değilmidir. Evet , evet ben herşeyi göze alacağım.

Kollarımı Tugay'ın boynuna sarıp boynuna küçük bir buse kondurdum oda ellerini belime doladı

- Sonsuza dek böyle durabilirim. Tugay ölene kadar sana sarılabilirim

- Berra sana sarılarak ölmeyi bekleyebilirim..

SAPIKWhere stories live. Discover now