0.2 Saniye...

88.5K 5.3K 435
                                    

   Bölüm şarkısı ; Sia- Alive

    

   Günlerdir şu peşimi bırakmayan her adımımı izleyen sapığımın içime düşürdüğü kurttan bir nebzede olsa kurtulmak için gecenin karanlığında kendimi dışarı atmıştım. Yağmurdan dolayı ıslanmış kaldırımlarda yürürken toprak kokusunu içime çektim. Bu koku tarif edilemeyecek derecede huzur veren bir kokuydu, bağımlı yapıyordu kendine içine çektikçe çekesin geliyordu.

Aklımdan şu  ne olursa olsun  peşimi bırakmayan sapığım vardı. Neden beni seçmişti ki? Ben ona ne yapmış olabilirdim? Neden hayatımı bir cehenneme çevirmişti. Her adımımda aklımda o vardı. Bir süreden sonra ise paranoyak olmuştum etrafıma sürekli bakıyor çevremdeki insanlara o tanımadığım silueti yakıştırıyordum. O'nu tanımıyordum. Oturduğum bir bankta sessiz sedasız yanıma otursa bile ona hesap soramayacak kadar acizdim. 

  Bunları düşünürken benden bağımsızca  gözümden akan yaş damlası yanaklarımdan çeneme doğru bir yol izledi . Gözlerimi kapattım toprak kokusunu içime çekip  ve yürümeye devam ettim. Nereye gittiğimi bilmiyordum sadece gidiyordum bu iyi geliyordu. Nereye gittiğini bilmeden bir yerlere gitmek insanı dertlerinden biraz olsun kurtarıyordu...

Yürüdüm yürüdüm ve yürüdüm bu serin hava beni rahatlatıyordu gecenin karanlığı çökmüştü.  Yürürken farkına varmadan  birden bir siluete çarptım. Bu siluetin bir erkeğe ait olduğu bariz bir şekilde ortadaydı . Geri çekilip "Kusura bakmayın dalmışım. " dedim. Genç göz kapaklarını dahi  kıpırdamadan gözlerime daha önce hiç görmediğim  özlem ve şefkatle bakıyordu   bana beni ürkütmek istemiyormuşçasına yavaş ve sakin bir adım yaklaştı hala gözlerime gözlerini bir saniye için bile ayırmadan bakıyordu  bakıyordu. Gözlerindeki bu özlem beni ürpertmişti..

     Saniyeler içinde üstüme atlayacakmış gibi duran gençten gerçekten korkmuştum. Bir adım geriledim genç çocuk ise hala gözlerime en derinden bakıyordu. Dış görünüşünün bir serseriden farkı yoktu. Bu durum beni iyice gerdi şuan damarlarıma kadar adrenalini hissediyordum .Bir adım daha geriledim ve arkama bakmadan var gücümle  geldiğim yoldan geri koşmaya başladım.

Gerçekten çok korkmuştum. Kalbim göğüs kafesime sığmıyordu damarlarımda dolaşan adrenelin avuçlarımın içinin terlemesine sebep olmuştu . Sonunda eve vardığımda hiç vakit kaybetmedim  ve odama girdim. Üstümdekileri çıkarıp hızla yatağa girdim, titriyordum hemde deli gibi O'nun şu sürekli peşimi  bırakmayan takıntılı manyak olabilme ihtimali tedirginliğimi dahada arttırmıştı , bedenimi ve ruhumu daha fazla zorlamayarak kendimi uyumaya zorladım. 

   Sabahın ilk ışıklarında gözlerimi açtım.Banyoya girip kısa bir duş alırken bile aklımdan hala dün geceki olay çıkmamıştı. Gözümü ne zaman kapatsam gözümün önünde O'nun silueti beliriyordu. Beynimi kemiren düşüncelerde beni gerçekten zorluyordu. 

  Duştan çıktığımda komidinin üstündeki ufak paket dikkatimi çekti yavaşça paketin yanına gittim içimde tekrar bir endişe oluşurken kutuyu açtım kutuda bir toka vardı tokayı elime alıp baktığımda bunun dün gece dışarı çıkarken taktığım toka olduğunu farkettim dehşetle tokaya bakarken kutunun içindeki ufak kağıt parçası gözüme ilişti. Kağıdı elime alıp okuduğumda bütün dünya durmuştu saniyeler geçmiyordu.

"Dün gözlerin her zamankinden daha güzeldi "  Kalbimdeki bu büyük çarpıntı beni iyice korkunun en derinlerine uğuldarken  moralim eksi derecelerin en eksilerine düşmüştü. Bu sapık olayı beni gerçekten fazlası ile yormuştu.

Okuduğunuzda lütfen emeğe karşılık ufacık  oy tuşuna basmayı bana çok görmeyin..

  Sevgilerle...


SAPIKWhere stories live. Discover now