bölüm 20 -özel bölüm-

24.7K 894 58
                                    

Şuan babamın karşısında babama hesap veriyoruz.  Ben utancımdan halının desenini incelerken tugay gayet rahat bir şekilde oturmuş babamla bir şeyler konuşuyordu. Utancımdan onların konuşmalarına bile odaklanamıyordum.

    Kulaklarımda hala babamın "Berra! "  diye bana bağırmasındaki o ses tonu çıkmamıştı. Bu ses tonunda utanç, nefret, tiksinme ve hayal kırıklığı vardı.  Adeta duygu karmaşasıydı.

   Sonunda kendimi toparladım tugay ve babamın konuşmasına kulak verdim. "Yani biz Berra ile evleneceğiz zaten şimdi veya sonrası farketmez diye düşünüyorum. " dedi rahat bir tavırla.  Evlilikten bahsediyordu,  hemde babamla konulurken. 

    Babamın bir an güldüğünü gördüm galiba babamda evlilik olayını destekliyordu.  "Tugay bilirsin seni ilk gördüğümden beri severim . Berra'nında seni sevdiğinden eminsen bence beklemeye gerek yok. " annemle bir ağızdan babama dönüp "ha? " dedik.

   Ben gözlerimi pörtlettim "Baba ben daha reşit bile değilim.  Yani ne evliliği sen benim evlenmeöe karşıydın"  aslında 18 yaşındaydım fakat resmi olarak 2 ay sonra, reşit olacaktım. Babam bakışlarını bana çevirip "Ben diyeceğimi dedim kızım " dedi ve anneme kaş göz hareketi yapıp odadan çıktı.  Annemde onun peşinden çıktı.

   Şuan sinirden ve utançtan domatese döndüğümden eminim.  Tugay muzip bir gülümsemeyle bana baktı.  Sonunda kendimi tutamayıp konuşmaya  başladım.  "Tugay ben seninle evlenemem yani ne bileyim garip değilmi aynı evde yaşamamız felan hem yani ben küçüğüm sen benden büyüksün yani olmaz" dediğimde Tugay'ın gülümsemesi soldu.
  
   "Ben anladım Berra beni sevmiyorsun başından beri benden uzak durmaya çalışıyorsun.  Şuana kadar seni zorladım ama artık zorlamayacağım.  Beni istemiyorsan bına katlanabilirim. Senle geçirdiğim dakikalar hayatımda geçirdiğim en güzel dakikalardı bunu bilmen yeter" dedi ve umutsuzca yere baktı.

   Koltukta ona biraz daha yaklaştım.  Yüzünü ellerimin arasına alıp bana bakmasını sağladım. Ona yaklaşıp dudağına minik bir buse kondurdum.  Gözlerimi gözlerine sabitleyip konuşmaya başladım.

   "Ben seni seviyorum.  Ve emin olki şuana kadar her gece hayal ettiğim şey bir Kızımız veya oğlumuz olması sonra onun bizim yatakta aramıza yatması sen o uyuyunca onu alıp yatağına götürüp tekrar, yanıma yatman.  Tam bana sarılmış huzurlu bir uyku uyuyacakken tekrar aramıza yatması.  Yani demek istediğim seninle evlenmek istiyorum ama" bunları söylerken duygulanmıştım.

   Tugay'ın gözlerindeki mutluluğu görebiliyordum. Hemen telefonunu çıkarttı ve birine mesaj attı. "Tugay neyapıyorsun burada romantik anlar yaşıyoruz" dediğimde suratım düşmüştü. Gözlerini tekrar bana kilitledi. "Çıkmam lazım mesaj atınca balkona çık" dedi ve hızlı adımlarla evden çıktı.

   Bumuydu yani ?Tugay'ı gerçekten anlamıyordum.  Klasik odun Tugay işte dedi iç sesim bende omuz silkip telefonumu çıkardım.  Müzik listesinden Sia-İ'm in here 'yi açıp dinlemeye başladım. Bu şarkıyo seviyordum beni rahatlatıyordu..

  
I'm in here, can anybody see me?
Buradayım ben, kimse göremiyor mu beni?

Can anybody help?
Birisi yardım edebilir mi bana

I'm in here, a prisoner of history,
Buradayım ben, geçmişin bir tutsağı

Can anybody help?
Birisi yardım edebilir mi bana

Can't you hear my call?
Çağrımı duyamıyor musun?

Are you coming to get me now?
Beni burdan almaya geliyor musun şimdi?

SAPIKTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon