Sapık ~28~

17.9K 644 52
                                    

-SEVİPTE SEVİLMEYENLERE-

Gözyaşlarım gözlerime hücum ederken kendimi daha fazla tutamadım. "Bende seni seviyorum orospu çocuğu " derken kağıdı göğsüme kapatmıştım. Ona muhtaçtım oda bana neden gitmişti peki..

Cihan'ın yüzünde endişeli bir ifade vardı "Ne yapmamı bekliyorsun beni o gün tek başıma bıraktı. Hiç düşünmedi. Sadece gitti. Şimdi gelmiş bana onu affetmem gerektiğinden intihar etmeye kalkıştığından bahsediyorsun. Kusura bakma fakat bende insanım. Tam bitmişken gelip tam alışmışken gitmeyi artkık kessin" dediğimde gözyaşlarıma engel olamamıştım...

"Haklısın ama eminimki bir nedeni vardır seni gerçekten seviyor. Bundan şüphen olmasın " dediğinde daha fazla dayanamadım. Bu yapacağım yüzsüzlük olacakto fakat gidecekritim gidip onu görecektim. Belki gördükten sonra Cihan sayesinde yarım kalan işimi tamamlayabilirdim...

"Tamam gidip görelim " dediğimde cihan gülümsedi " sende kesinlikle ona aşıksın" dedi ve kolumdan tuttuğu gibi dışarı sürükledi...

* * * * *

Şuan hastane kolidorunda Tugay ın odasına gidiyorum. Önu özlemiş miydim? Delicesine. Heyecandan kalbim göğüs kafesimden çıkacak gibi atıyır ellerim titriyordu. Onu gerçekten özledim...

Kapının üzerinde "Tugay Akyıldız" yazıyırdu. Burasıydı işte. Derin bir nefes aldım ve elimi kapı kulpunun üstüne getirdim. Arkama dönüp Cihan'a baktığımda bana kafasıyla destek verdi. Birkez daha derin bir nefes alıp kapıyı açtım..

Karşımda onu görünce dilim tutuldu. Şaçları dağılmıştı, göz altları mosmor olmuş, göz pınarları kan çanağına dönmüştü. Karşımda 2 yıl önce yolda çarptığım sapık yoktu. Karşımda bitmiş, yorgun, tükenmiş bir Tugay vardı.

Tugay'ın ağzı şaşkınlıkla aralandı yutkundu "Be-Be-Berra s-sen gerçekmisin" gözümden akan yaşa engel olamadım. Onu bu hale getirdiğim için kendime küfrettim. Fakat benimde ondan bir farkım olduğunu söyleyemezdik..

"Niye yetmedi seni bu kadar sevmem? Senle uyanıp, senle uyuyakaldığım için mi? Hayallerim, hatıralarım, rüyalarım sen dolu olduğu için mi? Sen üzülsen en çok canı yanacak olan kişi ben olduğum için mi? Sensiz eksik hissettiğim için mi? En ihtiyacım olan kişi olduğun için mi? Senin en ihtiyaç duyduğun insan olmak istediğim için mi? Söylesene neden sevmedin beni?"

Tugay'ın ilk defa ağladığını görüyordum.

Yazarın anlatımımdan

sevmek, birine karşılıksız ama her zaman karşılık beklenilen bir duygudur. severseniz, aynı duygu gözlerinizden, dudaklarınızdan hatta kahkahalarınızdan anlaşılır.

sevmek, çok zordur, karşılıklı olduğunda güzeldir. karşılıksız olduğunda acı veren yürek yakandır. cesaretli olduğunda yücelir, beceriksiz olduğunda yıkılır. kalp çarpıntısıdır sevmek. zordur gerçekten çok zordur.

sevmeyi istersin ama içini kaybetme korkusu sarmıştır, çünkü sevdiklerini hayat birer birer elinden almıştır. tecrübelisindir. bunu da götürecek zannedersin. onu kaybetmekten korkarsın. kaybettiğinde, bu mutluluğunu gelecekte bir başkasında bulamamaktan korkarsın.

kaybetme korkunun sebebi vardır, sevdiğine inanmazsın, sana samimi ve içten gelmiyordur yada sen artık paronayak olmuşsundur.

sana hep seni seviyorum diyordur. bu nasıl ispatlanır ki(?) öyle bir dönemde yaşıyoruz ki, seni seviyorum samimiyetsiz, sevimsiz kendi halinde iki kelimelik bir cümle olmuş çıkmış. ağızdan dökülmesi o kadar kolay ki, seni seviyorum...
sadece seni seviyorum demesi seni korkutuyordur ve onu artık sevmekten değil kaybetmekten korkuyorsundur. kendini çekmeye çalışırsın başaramazsın. korkularınla yüzleş der içinden bir ses, geri dönersin. mücadele vermeye çalışırsın samimiyetsiz seni seviyorumun yerine seni rahatlatacak başka sözler fedakarlıklar beklersin. ama yapmaz, korkmakta haklı çıkmışsındır.

onsuz olduğun zamanlarda gülüşünü, bedenini bedeninle birleştirdiğin anları, sarıldığında kokusunu, iki eliyle yüzünü tuttuğunda sana bakan gözlerini, yüzündeki tüm kıvrımlarını, yaşadığın mutlu saatleri düşünür durursun. hep bir gün biteceğinden korkarsın. yaşadıklarının gerçek olduğundan şüphe duyarsın. keşke benim onu sevdiğim gibi beni sevse dersin. ama sevmediğini bilirsin.

aslında istenilen çok şey yoktur sadece bir şans istersin. öyle seviyorsundurki senin sevginin ikinize de yeteceğine inandırmak için bir şans. ama vermez. çünkü seni ilk günden beri çantada keklik gibi görmüştür.

Tugay Berra'yı okadar çok seviyorduki... İçindeki o minik şüphe "acaba beni sevmiyor mu? Beni istemiyor mu? " işte bu düşünceler onu Berra'dan uzaklaştırmıştı. Berra'nın daha iyi bir hayat sürmesi istediği bir kişiyle evlenmesi için düğün gini onu terketmişti.. Onu üzmemek için ona aşık olduğu için.Tugay Berra'yı o halde gördüğünde anlamıştı Berra'mında deli gibi onu sevdiğini .Sizce bu gerçek aşk mı?

Dediğim gibi artık hergin kısa olsada yb gelecek.. Umarım beğenirsiniz... *-*

SAPIKTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon