Sapık ~25~

18.5K 654 42
                                    

medya berra


2 yıl önce...

"Tugay Akyıldız siz misiniz? " diye sordu doktor. Tugay başıyla onu onayladı. "Kardeşiniz..." dedi doktor boğazında bir yumru oluşmuştu. Derin bir nefes aldı. Yıllardır tanıyordu bu aileyi Derin 'in delirmesi herkes gibi onuda derinden sarsmıştı. "Kardeşiniz Derin Akyıldız Saliotria adlı bir hastalığın pençesinde. Nişanlısını kaybettiğinden dolayı büyük bir çöküntü yaşadı. Siz abisi olarak çevresindeki en yakın kişilerden biri olduğunuzdan dolayı sizi kocası zannediyor . Onu üzmemek adına bir oyun oynayabilirsiniz. Zaten akıl sağlığı yerinde olmadığından dolayı burada kalacak. Sadece telefonda ve ziyaretlerde rol yapmanız yeterli" bu kadar çok kelimeyi bir nefeste dile getirmek yormuştu doktoru. Tekrar derin bir nefes aldı ve sözüne devam etti "Bunu yapmak zorunda değilsiniz. Ama yinede ben Yapmanız taraftarıyım. " dediğinde Tugay çelişki içinde kalmıştı. Kabul ederse kendini yıllardır takip ettiği sırılsıklam aşık olduğu fakat daha adını bile bilmediği kıza ihanet etmiş gibi hissedecekti. Gözlerini kapattı. Gözlerinin önüne o kızın aklına kazıdığı gülüşü geldi. Adını bile bilmediği bir kız için kardeşini bu bataklığın dahada derinine itmeyecekti. "Bunu yapacağım hayatımdaki tek varlığım olan kardeşim için elimden geleni ardıma koymayacağım"...

Yıllar geçmişti. Ayda bir kardeşini ziyaret ediyordu Tugay. Oyunada devam ediyordu. Derine çiçek alıyordu. Ona onu sevdiğini söylüyordu fakat uzaktan sevdiği, bilmediği içine çekemediği halde kokusuna hasret kaldığı , uzaktan gördüğü gülüşüyle bile dünyasını aydınlatan Berra vardı kalbinde. Belki yanında olmayabilirdi. Belki ona sarılamaya, öpmeyebilirdi. Ama onun varlığı bile Tugaya yetiyordu. Onunla aynı havayı solumak bile Tugay için herşeye değerdi.

8 mart 2014

O gün herzaman Berrayı gördüğü yolda ilerliyordu Tugay rüzgar tenini okşarken. Bir yanda Derin vardı evlilik oyunundan bıkmıştı. Ama kardeşinin gözündeki o duyguları görmek içini parçalıyordu. Derin Tugaya muhtaçtı Tugay ise Berraya. Berranın hiç görmediği rengi bilmediği ama sadece sevdiği gözlerine hasret kalmıştı .

Bir beden ına çarptığında düşünceleri hızla kayboldu. Kafasını indirip ona baktı. Oydu her gec es rüyalarını süsleyen kız. Berra tam karşısındaydı. Tugay'ın dili tutulmuştu. Berra birşeyler söylüyordu. Ama Tugay sadece hasret kaldığı gözlerine bakıyordu. Berranın gözleri... Onu nasıl anlatayım iyiki doğmuşum dedirtiyordu. İyiki dünya diye birşey var dedirtiyordu. İyiki tanrı beni ve bu gözlerin sahibini yaratmış dedirtiyordu.

Berra ondan uzaklaşınca bir adın daha ona yaklaştı. Berra gerilmişti. Bir hamlede bulunup arkasına bakmadan koimaya başladı. Koşarken saçındaki onun kokusu sinmiş toka saçlarından çıkıp yerle buluştu. Tugay yerdeki tokayı aldı ve kokusunu içine çekti. "Seviyorum Ulan! " diye bağırdı.

8 mart onun hayatındaki en özel gündü. O gün yaşama sebebi olan kadının gözlerinde ilk kez kaybolduğu gündü. O gin onun hayatının dönim noktasıydı. Aşk gibi birşey değildi bu. Onun hissettiği şeyleri üç harfli bu kelime ile tanımlamak az kalırdı ....

Geçmişten yazdım. Arkadaşlar tugay evli değil sadece o kardeşi kardeşi hasta olduğundan dolayı oyun oynuyor. İlk karşılaimalarını yani 2. Bölümü tugayın açısından yazdım. Kısa oldu üzgünüm diğer bölüm çok daha kaliteli olacakkkk öpüldünüz -*-

Dipnot.: saliotria diye hastalık yok ben uydurdum kdndkkdkdk

SAPIKWhere stories live. Discover now