◄ [MP:4] - BÖLÜM 26 ►

330 63 28
                                    

(Bilgilendirme: Elindeki silahla arabaya doğru yaslanmış biçimde Necron'u vuran sarı saçlı genç bir kızın fotoğrafıdır. -Art-)

👁‍🗨: "Herhangi bir plan yapmadan önce, 1 değil 2 defa düşünün

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

👁‍🗨: "Herhangi bir plan yapmadan önce, 1 değil 2 defa düşünün.
Yaptığınız şeyin nasıl gerçekleşeceğini,
Ve sonucunda neler olabileceğini."

[x]

Sabahın 05:12'sinde telefonuna gelen çağrıyla gözlerini aralayıp kaşlarını çatarak uyanan Lalisa, ağrıyan bedenini doğrulturken eline aldı telefonunu ve çalan aramayı yanıtladı. "Efendim?..."

"NOONA YARDIM ET!" Küçük çocuğun çığlığı bir anda duyulduğunda Lalisa dehşetle yerinde sıçrayıp ayağa kalktı telaşla. "Ne, n'oluyor?!"

"NOONA!" Arama kapandığında Lalisa bağırdı. "HEY, SEN KİMSİN!?"

Telefonu kulağından çekip çatık kaşları ve dehşete düşmüş yüzüyle kapanan ekrana bakarken kızlar ve ikizler uyandılar. "N'oluyor Lalisa?"

"LANET OLSUN!" Lalisa korkuyla kızlara baktı. "Telefon çaldı ve açtığımda çocuğun biri 'NOONA YARDIM ET!' Diye bağırdı," Dedi. "Neden bilmiyorum ama içimden bir ses arayan çocuğun kurtardığımız gruptan bir çocuk olduğunu söylüyor..."

Rose korkuyla Jennie ile bakışarak hızla ayaklanınca Jennie ve ikizler de doğrularak ayağa kalktılar. "Gidelim!"

O sırada telefonu elinden hızla çekilerek alınınca dizleri üzerine çökmüş çocuk başını kaldırıp korkuyla baktı kendisine silah doğrultan askere. Asker hiç acımadan kendisini boğazından tek kurşuna dizdikten sonra hızlı adımlarla ilerledi, etrafta telaş ve korku içinde saklanacak yer arayan ailelerin kalabalığına doğru.

Küçük çocuklar annelerini kaybettiklerinde çığlık çığlığa ağlıyorlardı, kendilerini yakalayıp omuzlarına alan askerlere vurarak. "ANNE! BIRAKIN BENİ, ANNEEEEE!"

"SENİ LANET OLASI ÇOCUK! SENİN YÜZÜNDEN BÜTÜN BUNLAR BAŞIMIZA GELDİ! ANNENİ ÖLDÜRDÜLER, HALA NASIL YÜZÜME BAKIYORSUN SEN?!" Yaşlı adam 10 yaşındaki küçük çocuğu göğsünden hızla itince ağlayan küçük çocuk acı içinde kalçasının üzerine düştü beton zemine ve ağlayarak babasına baktı. "BABA!"

"ASKERLER SİZİ ALMAKLA İYİ YAPIYOR, KEŞKE SENİ HİÇ YAPMASAYDIK." Sertçe ahşap kapıyı yüzüne kapatınca küçük çocuk küçücük ciğerlerinden kesik nefesler ala ala donup kaldı kapıya bakarak. O sırada askerlerden biri elindeki silahla kendisini fark ederek koştu ve çocuğu yakasından tuttuğu gibi havaya kaldırarak omzuna aldı. Küçük çocuk ağlayarak deli gibi çırpınmaya başladı. "BIRAK BENİ! BIRAAAAK! BIRAAAAK GELMEYECEĞİM SİZİNLE BIRAK!" Ağlaması dinmiyordu hala.

O sırada bir ses işitildi. "BIRAKIN ONLARI HEMEN!"

Askerler arkalarına döndüklerinde kızları fark edip silahlarını kendilerine doğrulttular. Derken ne olduysa o anda oldu, küçük çocuklar anında askerlere tekme atarak kucaklarından fırladılar ve kızların arkasına geçerek onlara sığındılar. Kızlar kollarını açarak askerlere baktılar dik dik.

"ONLARI HİÇBİR YERE GÖTÜREMEZSİNİZ!"

[MEZAR PARTISI: DORDUNCU KITAP]

"Şimdi görün bakalım aksiyon sahnesi nasıl oluyor."

◄[SEQ/AU!]► MEZAR PARTISI® (NO.IV) | #thriller (✓)Where stories live. Discover now