◄ [MP:4] - BÖLÜM 68 ►

391 58 50
                                    

👁‍🗨: "Bazı insanlar düşüncelidir. Nelerin kıymetli olduğunu iyi bilirler, ancak bazı insanlar bunu fark edemeyecek kadar başarısızdırlar hayatlarında."

[x]

Kızlar Rose'yi yavaşça doğrulturlarken V Jungkook'un telaştan yere düşürdüğü su şişesine uzanıp eline aldı ve kapağını açıp Jimin'e uzattı. "Al şunu iç."

Jimin reddetti başıyla. "Rose'ye ver, ihtiyacı var."

V kısa bir anlığına kendisini inceledikten sonra ayağa kalktı çömeldiği yerden ve arkasına dönerek Rose'ye doğru yaklaşıp yeniden çömeldi. Dizleri üzerine çöktüğünde elindeki su şişesini genç kızın dudaklarına koyarken Jimin yutkunarak rahat bir nefes bırakarak başını yere koydu.

Sürekli gözünün önüne geliyordu aynı sahne.

Rose'nin elini tutup kendisini çekerken bağırdığı cümle. "Senin yapamadığını yapacak kadar akıllıyım, aramızdaki fark bu!"

Tebessüm etti Jimin. Doğruydu, kendisinden daha akıllıydı sevdiği kadın. Onun yanındayken hep aklı gidiyordu ve mantıksız şeyler yapıyordu.

İnsan en çok sevdiğine kızardı. Ve aşk mantık dinlemezdi ancak yaptığı çok yanlıştı ve bunun herhangi bir bahanesi yoktu.

Ve şimdi, kendisini kaybetmekten korktuğuna emin olduğu Rose için bir hayat borcu vardı ödemesi gereken. Bu defa ona kendisini kurtardığı için hayatını vermek zorundaydı, ki isteyerek verirdi Jimin. Ona şüphe yoktu.

Jungkook'un yanına gelip dizleri üzerine çömeldiğini fark edince başını kendisine çevirdi. Jungkook sıkıntıyla nefes verdi. "Salaksın salak."

"Ne o, yoksa hoşlanıyor musun?"

Jungkook garipseyerek bakınca Jimin açıkladı. "İnsan en çok sevdiğine kızarmış."

"He a*ına koyduğum." Jungkook sinirle baktı. "Senden hoşlanacaksam beni de ayılar s-"

Jimin elini Jungkook'un ağzına kapadı hemen. Gülümsedi. "Öyle deme birtanem. Lazım olur."

Jungkook Jimin'in elini tokatlayarak ağzından çekti. "S*ktir git belanı arama!"

Jimin gülerek yavaşça yerinde doğrulurken V ayağa kalktı Rose'ye suyu içirdikten sonra ve arkasını dönüp ikiliye baktı. "Toparlanıp derhal gitmeliyiz."

"Niye?" Diye sordu Jungkook yüzünü buruşturup.

"Polisler gelir şimdi. Yakalanırsak başımız derde girer."

"Bir heyelan oldu diye polis geleceğini sanmıyorum." Lalisa başını salladı. Jungkook bakışlarını kendisinden alıp V'ye çevirdi.

"Orası öyle ama ihbar edilirse gelirler, ölenler olabilir." V etrafa bakındı. Ortam ıssızlaşmıştı bir anda, tüm insanlar kaçıp gitmişlerdi telaştan. "Ve anlaşılan bir tek biz varız şu anda ormanda kalan."

"Harika." Jungkook sıkıntıyla mırıldanırken Jimin'i kaldırdı ayağa. "Kalk lan sen de artık, camış gibi yatıyorsun boylu boyunca yerde!"

Jennie kollarından tuttuğu Rose'yi yavaşça kaldırırken yüzüne baktı başını eğip. "İyisin değil mi? Su içecek misin?"

"Hayır." Diye fısıldadı Rose başını sallayıp reddederken. Bedenini yavaşça dikleştirirken Lalisa'ya baktı. "Gidelim buradan."

Lalisa başıyla onaylayarak kendisini omzuyla desteklerken Jennie sırtından tuttu itekleyerek. V ve Jungkook da Jimin'i alıp peşlerinden ahşap köprü yola doğru adımladılar.

[MEZAR PARTISI: DORDUNCU KITAP]

◄[SEQ/AU!]► MEZAR PARTISI® (NO.IV) | #thriller (✓)Where stories live. Discover now