◄ [MP:4] - BÖLÜM 53 ►

333 57 111
                                    

👁‍🗨: "Demir atar limana, hüznün gemileri.
Yüreğimde yar sancım var, uyutmaz geceleri."
-Ekin Uzunlar.

[x]

Rose yavaşça oturduğu yataktan kalkıp üzerini değiştirmek için yatağın diğer tarafındaki komodinin yanında duran çantasına doğru adımlarken bir ses işitti.

Bir cam kırılma sesi.

Kaşlarını çatarak hızlı adımlarla gelerek lavabonun kapısını hışımla açtığında yerlere düşmüş bin parçaya ayrılmış ayna parçalarına basan Jimin'in kanlanmış eline gitti şaşkınlık ve korku dolu bakışları. "Jimin?"

Jimin sinirle acı içinde inleyerek başını kendisine çevirdi. "Kapıyı kapatır mısın?"

Rose içeri girince Jimin bağırdı. "DIŞARI ÇIK, AYAKLARINA BATACAK AYNA PARÇALARI!"

"Batsın." Dedi Rose gayet sakin bir şekilde kapıyı kapatırken. "Yüreğim kadar acımaz canım, merak etme."

Jimin bıkkınlıkla nefes verirken Rose iki adımda yanına gelip kanlanmış elini avuçları arasına aldı. "N'oldu, söylediklerim zoruna mı gitti de hazmedemedin çıkardın sinirini aynadan?"

Jimin kendisine baktı dik dik. "Karnındaki yaratık senin zoruna gitmediyse ben de bir şey bilmiyorum."

Rose dudaklarını birbirine bastırdı bakışlarını elinden kaçırmadan. "Canımı yakmayı bırak artık."

"Ne o? Çocuk katilinin canı yanıyor muymuş gerçekten? Bak çok şaşırdım şimdi." Dedi Jimin alaycı tonla. Rose bakışlarını gözlerine dikti. "Beni intiharımla bir başıma bırakıp başka kızla yatıp aldattığın için karnımdaki ilk bebeği kaybettiğimizi söylemem gerekiyor mu Jimin?"

Jimin güldü. "Sen cidden inanmışsın o yalana." Başını salladı reddedermişcesine. "Sırf Jennie salağını tuzağa düşürmek için sevgili rolü oynadığımızı ve aldattığım yalanını da söylediğimi, senin de güya intihar etmen gerektiğini de söylememe gerek var mı, Rose?"

"Yalan mı?" Rose güldü bu defa alaycı bir şekilde, başını kaldırırken. "Yalan, öyle mi?"

"Evet," Diye fısıldadı küçük çocukla oynarmış gibi Jimin. "Evet."

"O kadar acınası bir herifsin ki, cidden inanamıyorum." Dedi Rose gülerken. Sesi tonunu değiştirirken Rose ciddi ciddi gülmeye başlamıştı. Başını salladı iki yana doğru, gülmesini durdurmaya çalışırken. "Pardon, biraz sinirlerim bozuk da."

"Ne o, sıkıntı mı var?"

"Kocam beni aldatıyor da, o yüzden." Diye dalga geçti Rose. (Sadakatsiz dizisi son akşam yemeği bölümünde Asya'nın muhteşem racon kesme repliğidir.)

Jimin dik dik baktı gülerek. "Sen ciddi ciddi inanmana rağmen hala dalga mı geçiyorsun bu konuda?"

"Ben mi dalga geçiyorum? Ben?" Rose gülerken kendini işaret etti kaşlarını kaldırıp. Psikopatmış gibi görünüyordu. "Ben öyle mi? EVET DALGA GEÇİYORUM PARK JİMİN! DALGA GEÇİLECEK İNSANSIN ÇÜNKÜ!"

Genç kız hakikatten sinirleri bozulmuşcasına gülmeye devam ederken Jimin gülüşünü soldurdu ve korkutucu bir bakış attı. "Acınası olan varsa o da sensin Rose."

Genç kız gülmesini durdurup kıkırdadıktan sonra bir iki adım yaklaştı Jimin'e doğru. Başını kaldırıp yüzüne baktı küstahça. "Sen ne iğrenç bir herif olduğunu biliyor musun? Yoksa ben mi anlatayım? Bilirsin, güzel anlatırım."

"Kendin de iğrenç olduğun için evet." Diye yanıtladı Jimin, fısıldarcasına. Rose kıkırdadı. "Aslında, o yaratığı doğurup kucağına bıraksam iyiymiş. Derdim ki, al, bu senin çocuğun Park Jimin. Onu parka götür, acıkmıştır karnını doyur, altını bezle." Rose dalga geçerek söylediği cümlenin ardından sırıtmaya başladı Jimin'in yüzünü incelerken. "Ve sen de ne yapardın biliyor musun? Paşa paşa, gider o yaratığı kendini baba ilan ederek büyütürdün ya ne gülerdim."

Genç kız sözü bittiği an birden sırtının sertçe dolabın kapağına çarptığını bedenine yayılan keskin acıyla fark ederken Jimin, bir eliyle genç kızın boynunu sıkıyordu. "Sen bir çocuğun canını alacak kadar taş kalpli bir insansın demek isterdim ama insan olsaydın necron doğurmazdın."

Rose bu ağır lafa sadece gülerek yanıt verirken Jimin daha da sinirlenerek genç kızı boğmaya devam etti. Rose fısıldayarak konuştu nefes alırken zar zor. "Sen bunu hak ediyorsun Park Jimin, sen beni uçurumdan kendi isteğinle atarken bunu çoktan hak ettin. Beni de, doğacak olan gerçek çocuğumuzu da öldürdükten sonra tanrının bana bir yaratık vermesi senin de cezandı."

"KES SESİNİ!" Jimin genç kızın sırtını dolabın kapağına sertçe yeniden vurduğunda Rose acısına rağmen güldü. "Karnımdaki kesik patlayacak."

"Patlasın, senin yaşıyor olman bile başımıza büyük bir lanet!"

Rose bu defa dalga geçerek değil, canı acıyarak güldü Jimin'e bakarken. Bir süre sessizliğin ardından konuştu. "Gerçekten bunu düşünüyorsun değil mi?"

Jimin yavaştan dolmaya başlayan gözlerini umursamadan dik ve sinirli, sert, keskin bakışlarını gözlerinden ayırmadı Rose'nin. Rose gülümsedi nefessiz kalırken. "Bunu düşünüyordun...-"

Gözleri kapandığında Jimin'in çatık kaşları kalktı ve eli bir anda gevşediğinde geri çekti yere yığılan bedene bakarken.

Genç kızı boğmuştu.

[MEZAR PARTISI: DORDUNCU KITAP]

"S*keyim seni Jimin. Yaptığını beğendin mi, p*ç herif!"

◄[SEQ/AU!]► MEZAR PARTISI® (NO.IV) | #thriller (✓)Nơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ