◄[SEQ/AU!]► MEZAR PARTISI® (NO.IV) | #thriller (✓)

◄ [MP:4] - BÖLÜM 44 ►

(Bilgilendirme: Şoka girmiş kızın ağladığı gifidir.)

👁‍🗨: "Bazen sırılsıklam bir şekilde uyanırsın kabûsundan."

[x]

Gözlerini araladığında kaşlarını çattı genç kız. Yavaşça başını çevirip nerede olduğuna baktı. Kulağı birkaç ses işitiyordu.

"Cımbız." Dedi kalın bir ses.

"Buyrun."

"Pense?"

'N'oluyor?' Diye düşünürken genç kız başını kaldırıp baktı üzerindeki yeşil örtüye. Dehşetle iki yanında bulunan 3 doktora baktı.

Doktorlar, karnını kesip onu ameliyat ediyorlardı.

Doktorlardan biri karnından çıkardığı şeyi havaya tuttuğunda genç kızın dehşet bakışları pensenin ucunda hareket eden siyah, dev solungaçlı, salya ve kana bulanmış yaratığa çevrildi, çığlık attı korkudan. Doktorların beyaz önlüklerine siyah ve kırmızı lekeler bulaşırken küçük yaratık çaresizce çırpınıyordu pensenin ucunda, kurtulmak için. Genç kız şok ve dehşet, korkuyla yaratığın ince derisinin altında görünen hareket eden damarlarına ve hala çırpınarak etrafa kan ve leke sıçratan solungaçlarına bakınca nefesi kesildi. Ağlamaya başladı korkudan.

Karnındaki bebeğin bir necron olmaması gerekirken...

Yeniden bir çığlık attı ancak çığlığı duyulmuyordu da. Üstelik doktorlar kendisini ne görüyor ne de duyabiliyordu. Genç kızın uyandığından haberleri bile yoktu, ameliyat esnasında uyanmıştı ve kesiklerin verdiği keskin acıyı bütün bedeninde hissediyordu genç kız.

Ölecekti.

Gözlerini yumup ağlayarak çığlık atarken doktorlar pensenin ucunda iki avuç büyüklüğündeki siyah ahtapot gibi görünen damarları belli ince derini hareket ettiren yaratığı tepsinin üzerinde duran kapalı kırılmaz cam tüpüne koyarak kapağını kapattılar. Yaratık hareket ettikçe büyümeye devam ederken doktorlar genç kızın kestikleri karnını yıkamaya başlamışlardı damarlarını temizleyerek. Genç kız acıdan çığlık bile atamaz duruma geldiğince bilinci kapandı.

"AAAAAAAAAAAAAAA!" Rose nefes nefese dehşet ve korkuyla yerinde sıçrayarak doğruldu hemen ve hıçkıra hıçkıra deli gibi ağlamaya başladığında Jimin sesini duyup banyodan çıktı hışımla. "Rose!"

Jimin dehşet ve korkuyla yanına koştu ve diz çöktü önünde. Elleriyle genç kızın yüzünü yokladı. "Rose, Rose bana bak. Rose!"

Rose ağlayarak dişlerini birbirine bastırdı gözlerini yumarken. Bedeninde gezinmeye devam eden korkuyu hissederken ellerini karnındaki kesiğe götürdü. Jimin yutkunarak hızla sarıldı ve saçlarından tutarak başını omzuna yasladı. "Geçti, geçti güzelim geçti. Sakin ol..."

Rose hayal mi yoksa gerçek mi gördüğünü bilmiyordu ve en çok korkutan da buydu.

[MEZAR PARTISI: DORDUNCU KITAP]

"Aga aşırı korkunç bir durum. Hele yaratığın fotoğrafını bulursam...
Prometheus filmindeydi sanırım bu yaratık. İğrenç."

"Iyy..."