BELA

20.6K 557 182
                                    

Geç uyanmıştım, bunun nedeni ilk iki dersimin boş olmasıydı. Yine de hala saat okula gitmek için erkendi. Telefonumu elime aldım ve gelen mesaja tıkladım. Atlas mesaj atmıştı.

"Hazırlan, seni almaya geliyoruz. Kahvaltıya gidelim."

"Tamam," diye mesaj yazıp yolladım ve kalktım. Taksi çağırmaktan kurtulmuştum. Formamı giyindim, çantamı aldım ve aşağı indim. "Günaydın," dedim Antoni'ye.

"Günaydın efendim."

"Nihal nerede?"

"Mutfakta, sizin için kahvaltı hazırlıyor." Elindeki suluğu gösterdi. "Ben de çiçekleri sulayacağım ama bir şey istiyorsanız hemen hallederim."

"Hayır, kahvaltı hazırlamasın. Arkadaşlarımla dışarıda yapacağım. Doğu gitti değil mi?"

"Hayır efendim, sizi bekliyor. Bahçede."

"Tamam, sağol." Arkadaşlarıyla dışarı çıkacağını sanıyordum, beni beklemesi canımı sıkmıştı. Oflayarak bahçeye çıktığımda Atlas'ın kapının dışında beni beklediğini gördüm. Neyse ki Doğu görmemişti. Yanına gittim.

"Günaydın uyuyan güzel," dedi sigarasını üflerken.

"Günaydın, seninle gelmeyeceğim. Dışarıda işim var."

"Taksi mi çağırdın? Nereye gideceksen seni bırakırdım."

"Hayır, bizimkilerle kahvaltıya gideceğim. Oradan okula geçeriz."

Bakışlarındaki sırıtış hızla yerini nefrete bürüdü. Yine de itiraz etmedi. "Tamam."

"Güzel," dedim ve başka bir şey söylemesini beklemeden hızla kapıdan çıkıp arabaya bindim. "Günaydın çocuklar."

"Günaydın, demek sapa sağlam gelebildin."

"Sorma Atlas ya, babamlar gelse keşke artık. Evin reisi gibi davranıyor." Aslında niyetinin çok başka olduğunu anlatamıyordum. 

Yolda sohbet ede ede gideceğimiz yere varmıştık. Sahil kenarına doğru bir masaya oturduk. "Aileniz çok kızdı mı?"

"Hem de nasıl," dedi Nil yüzünü buruşturarak. 

"İçimden geçtiler," dedi Ela.

"Benim babam da içiyor, onu suratına vurup susturdum. Yine de sinirlendiler."

"O ne?" dedi şokla Nil. "Ela, Serkan geliyor."

"Ne?" dedi donarak. "Arkama döneyim mi?"

"Dönme, buraya bakıyorlar."

Arkamı döndüm ve nefretle soludum. Doğular gelmişti, tabi ki gelecekti. Sıkıntı çıkarmadan evden gitmeme izin vermesine şaşırmıştım zaten. Yanında Serkan ve Ali vardı. Buraya geliyorlar dememe kalmadan çoktan yanımızda bittiler. "Günaydın," dedi Doğu elleri cebinde pişkin pişkin bakarken.

Ela hayranlıkla Serkan'a bakıyordu ve onu gizlice dürtmek zorunda kalmıştım. Nil'in de Ali'ye baktığını gördüğümde kafamı masaya vurmamak için kendimi zor tutuyordum.

"Günaydın," dedi benim dışımdaki herkes.

"Buraya geleceğinizi bilmiyorduk," dedi Doğu. "Sen kahvaltıya gideceğiz diyince ben de çocuklarla çıkayım dedim. Denk geldik, şansa bak."

"Gelsenize," dedi Ela ağzı bir karış açık. "Beraber yapalım."

Serkan gülümsedi. "Olur." Masaları birleştirdiler ve masada tek hoşnut olmayanlar Atlas ve bendim. "Neden çağırdın ki?" diye fısıldadım Ela'ya.

ÜVEY ABİMİN TAKINTISIWhere stories live. Discover now