DAHA FAZLA KIŞKIRTMA

13.9K 446 90
                                    

BİR HAFTA SONRA

Uyku mahmuru, zorla kalktım. Daha doğrusu Nihal tarafından kaldırıldım. Ben bütün gece aslında bizimkilerle konuşuyordum ama Doğu, babam ve Yasmin abla Cenkle konuştuğumu sanıyorlardı. Üstelik Amerika'dan gelip benim için buraya taşınması onları çok etkilemişti. 

Pijamalarımı değiştirmedim, saçımı yukarıdan salaş bir topuz yaptım. Yüzümü yıkadım ve dişlerimi fırçaladım. Aşağı indim. Ben esnerken babam güldü. "oo küçük hanıma bak, uyanamamış. Gene Cenkle mi sabahladın."

"İşte," dedim sırıtarak. Doğu yine somurtlamaya başlamıştı. Bir haftadır bir şekilde benimle iletişime geçmeye çalışıyordu ama gece hep kapımı kilitliyordum. Onun dışında da baş başa kalamıyorduk. Fırsatı olmuyordu. Bazen beni lavaboya giderken bile yakalamaya çalışıyordu ama onu fark edince hemen başka yöne sapıp kalabalık bir ortama giriyordum. Zaten evin her yeri çalışan doluydu, bir odada muhakkak birileri oluyordu.

"Bak ne diyeceğim, bu akşam Cenk'i kahve içmeye çağırsana," dedi Yasmin abla. "Özledik onu."

"Olabilir," dedim Doğu'ya hiç bakmadan. "Söylerim."

"Benim işim var, Duru'yla plan yaptık. Dışarıda olacağım," dedi Doğu. Yalan olduğuna emindim.

"Olmaz," dedi babam ağzındaki lokmasını çiğnerken. "Söyle, o da gelsin o zaman."

"Olmaz," dedi Doğu. "Ailesiyle tanışacağım."

Şok içinde kalakaldım. Tabağıma öylece bakıyordum. Ailesiyle mi tanışacaktı? İş gerçekten bu kadar ciddiye binmiş miydi? Bunun altında kalamazdım. Tüm lokmalar boğazıma dizilmişti. Hemen Cenk'e mesaj attım ve olanları anlattım. Onun aklı çok iyi çalışıyordu, mutlaka bir yolunu bulurdu.

"Ee ne yapacağız?"

"Bu akşam gelemeyeceğimi söyle, ailemi görmeye Amerika'ya gidecekmişim gibi davran ve Doğu'nun evde olduğu bir gün, ondan habersiz Yasmin abla ve Haldun abiye söyle. O zaman geleyim, eğer Doğu'nun haberi olursa mutlaka gidecek bir yer bulur. O buradayken gelmeliyim. Yarın evde olur herhalde, ona göre ayarlarsın. Bombayı patlatacağım."

"Ne yapacaksın?"

"Merak etme, sürpriz. Öyle bir şey yapacağım ki Doğu bana saldıracak."

"Tamam, hadi bakalım." Telefonumu aldım ve masadan kalktım. Bugün bizimkilerle buluşup kahve içecektik. Yukarı çıktım ve mavi, çiçekli bir elbise giyindim. Beyaz, kısa askılı çantamı alıp omzuma taktım ve saçlarımı tarayıp aşağı indim. Beyaz converse ayakkabılarımı giyindim ve arabama yöneldim. Doğu'da şansıma arabasının yanındaydı. Bir haftadır beni kovalayan benim kaçtığım çocuğun ayağına kendim gitmiştim. Beni görünce bagajı temizleyen Antonio'ya seslendi. "Tamam, sen gidebilirsin."

Tam ben de dönecektim ki seslendi. Dur bakalım, kaçmayı bırak artık."

Olduğum yerde kaldım ve ona döndüm. "Kaçmıyorum, bir şeyimi unutmuşum."

Dibime kadar geldi, bal rengi gözlerini ne kadar özlediğimi fark ettim. Göz göze gelmeyi bile özlemiştim. "Neyi unuttun?"

"Boş ver, ne söyleyecektin?"

"Ne zamandır gece kapını kilitleme adetini edindin?"

"Bunu niye soruyorsun ki? Ne diyeceksen de işte."

Gözlerinin altı morarmıştı, uykusuz olduğu belliydi. "Mutluluklar diyecektim," dedi yalnızca.

"Sadece bu mu? Bu yüzden mi gece kapıma geliyordun yani."

ÜVEY ABİMİN TAKINTISIWhere stories live. Discover now