ÖLÜM

14.6K 434 158
                                    

Vücudumdaki korkunç ağrıyla gözlerimi açtım. Bu kolay olmamıştı, kirpiklerim resmen tenime yapışmıştı. Bir süre ışığa alışmak için gözlerimi kırptım ve görüşüm netleştiğinde bana gülümseyen bir doktoru gördüm.

"Hello Talia."

Küfür etmemek için dişlerimi sıkacaktım ki bunu bile yapamadığımı fark ettim. Canım kıpırdayamayacak kadar çok acıyordu.

"Blink if you hear me." (Beni duyuyorsan göz kırp)

Elimi havaya kaldırdım ve ona orta parmağımı gösterdim. Bu onu daha çok güldürmüştü. "Ok, good." (Tamam, iyi) Ayak ucumdaki kağıda bir şeyler karaladı ve dışarı çıktı.

Kaza geçirmiştim, ayağımı ve kolumu sargıya almışlardı. Dudağımda korkunç bir ağrı vardı, sanırım patlamıştı. Kaşımı da oynatırken bir bandaj beni gıdıklıyordu. Dikiş atılmış olmalıydı. 

Kapı açıldı ve içeri gözü yaşlı annem girdi. "Sonunda uyandın," dedi bana koşarak.

"Ne zamandır uyuyorum," dedim çatlak sesimle.

"Bir haftaya yakındır uyuyorsun Talya."

"Süper, keşke biraz daha uyusaydım."

Kapı yeniden açıldı ve içeri babam, Yasmin abla ve o girdi. Hepsinin yüzü endişeliydi ama dikkatimi sadece o çekmişti. Saçlarını kısaltmış ve sakallarını uzatmıştı. Kirli sakal ona ne çok yakışıyordu... Gözleri hala çok güzeldi, biraz zayıflamıştı sanırım.

"Size söyledim," dedi ağlayan annem. "Burada günden güne eriyor dedim size." Saçlarımı okşuyordu.

Babam geldi ve alnımdan öptü. "İyi misin Talya?"

Kafamı çevirdim, onunla konuşmayacaktım. Yollanan tek kişi ben olmuştum, sanki hata tek taraflıymış gibi davranmıştı babam. Yasmin abla oğluna daha anlayışlı olmuştu. 

"Seni eve götüreceğiz," dedi Yasmin abla.

"Dönmeyeceğim." Doğu'nun suratı iyiden iyiye düşmüştü, belli etmek istemiyordu ama anlamıştım.

"Neden?"

"Hata tek taraflı değildi ama gönderilen ben oldum. Neden geri döneyim? Ben annemle mutluyum."

Annem saçlarımı okşadı. "Onunla yalnız konuşabilir miyim?"

Babam pes etti ve dışarı çıktılar.

"Kızım," dedi yanağımı okşayarak. "Biliyorum, acı çekiyorsun. Depresyondan çıkamadın, benimle konuşmadın ama iyileşmek senin elinde. Burada kalmaya devam edersen iyileşemeyeceğini iki ay boyunca bana gösterdin. Git ve iyileş. Sonra istersen kendi rızanla gelirsin ama bu bataklıktan çıkmak için elinden geleni yap."

"Ama yine aynı şeyler olacak." Gözlerimden süzülen yaşlara hakim olamadım. "Onu unutamıyorum anne, gidersem ve ya daha çok acı çekersem ne olacak?"

"Burada kalman acılarını dindirmiyor. Git ve orada bunu yap. Onu unut."

Haklıydı. Ondan uzak kalarak unutamıyordum. Belki oraya gidersem bunu başarabilirdim. Sonuçta ilk gittiğimde ona olan sevgimi çok iyi saklamıştım. Belki yakındayken bunu daha iyi başarabilirdim. "Tek bir şartım olacak," dedim içeri giren babama.

"Sigara içiyorum ve buna engel olmayacaksınız."

"Sende mi?" dedi Yasmin abla şokla. Demek Doğu'da bunu söylemişti. 

"Pekala," dedi babam ellerini havaya kaldırarak. "Pes ediyorum."

"Önce doktor son kez muayene etsin, kolun ve bacağın incinmiş. İyileştiyse sargıyı çıkartalım. Bir hafta uyumak senin için iyi oldu. Acılarını hissetmedin."

ÜVEY ABİMİN TAKINTISIWhere stories live. Discover now