ÖZGÜRLÜK MÜ ESARET Mİ?

11.6K 382 35
                                    

Nefes nefeseydim. O da hala arkamdaydı. Artık koşacak mecalim gerçekten kalmamıştı, dizlerim o kadar ağrıyordu ki... Ayaklarım yalındı, toprak resmen ayağımın altını yakmıştı. Canımın acıması bir yana, artık aldığım nefes bana yetmiyordu. Cenk ise hala hızlıydı, bir anlığına dursam beni yakalayacaktı.

"Koşmayı bırakırsan sana ceza vermeyeceğim, söz veriyorum. Dur artık, zaten kaçamayacaksın."

Asla olmaz, nefessizlikten ölsem bile durmayacağım. Ama sanırım bacaklarım beni yarı yolda bırakacak çünkü artık titriyorlar. 

"Talya, dur dedim. Seni bir yakalarsam, canını öyle bir okuyacağım ki bak gör!" 

Sesi beni ürkütüyordu. Nefret doluydu, beni öldürmekten beter edecekti. Tam duracağım sırada ileriden bir ışık geldi. Ölüyor muyum derken bunun bir araba farı olduğunu anladım ve deli gibi ellerimi sallamaya başladım. Araba şokla durdu. Arkama döndüm, Cenk yoktu. Kaçmıştı. 

Nefes nefese olduğum yere yığıldım, ayaklarımdaki korkunç ağrı ben oturur oturmaz hafifledi. Arabanın kapıları açıldı. İçinden dört tane adam çıkıp yanıma koştu. "iyi misin sen?" dedi biri. "Ambulansı arayın."

Diğeri ambulansı ararken kafamı kaldırıp adama baktım, oldukça endişeliydi. "Ne oldu sana?"

"Kaçırıldım," dedim ağlayarak. "Ambulansı aramayın."

Çocuk telefonu hemen kapattı. "Kim kaçırdı seni?"

"Lütfen beni polise götürün, lütfen."

"Tamam, atla arabaya." Beni arabaya bindirdiler, öndeydim. Üç erkekte arkaya sıkışmıştı. Arabada kamp malzemeleri vardı, belli ki buralarda kamp yapacaklardı. 

"Siz olmasanız belki de ölmüştüm. Teşekkür ederim," dedim ağlamamı durduramayarak.

"Elinden mi kaçtın?" dedi arabayı süren çocuk.

"Evet, beni tam yakalayacaktı ki siz geldiniz. şükürler olsun."

"Ne zamandır elindesin?"

"Bir buçuk hafta oldu, ailem deliye dönmüştür. Babamı sizden arayabilir miyim?"

"Tabi," dedi ve telefonunu verdi.

"Alo," dedi babamın sesi. Uyumadığı belliydi.

"Baba."

"Talya," diye bağırdı. "Neredesin?"

"Karakola gidiyorum baba, kurtuldum. Oraya gelin, alın beni."

"Hemen geliyoruz kızım."

Telefonu kapatıp ona geri verdim. "Hepinize teşekkür ederim, gerçekten. Bunun karşılığını alacaksınız."

"Biz karşılık için yapmadık." 

Onlar karakola girdiğimizde ifade vermeleri için tutulurken ben de polisle konuşuyordum. Her şeyi anlattım, oraya hemen bir ekip yolladılar. Cenk'i bulmaları için dua ediyordum. O sırada babamlar geldi, koşarak kalktım ve ona sarıldım. "Baba," dedim ağlamaya başladım. Üzerimde hala Cenk'in kıyafetleri vardı ve ayaklarımda polislerin verdiği bir terlik. 

"kızım," dedi sıkıca sarılarak. 

Doğu'ya baktım, suratı kıpkırmızıydı. Yasmin abla da benim gibi ağlıyordu. Ben çekinerek onlara bakarken Doğu kimseyi umursamadan bana sarıldı. "İyi misin? Bir şey yaptı mı sana?"

"Hayır," dedim onu koklarken. "Bir şey yapmadı."

"Deliye döndüm Talya." Geri çekildi ve yanaklarımı ellerinin arasına alıp bana iyice baktı, bal rengi gözlerini o kadar özlemiştim ki... "İyisin, gayet iyisin." Kendini yatıştırmaya çalışıyordu.

ÜVEY ABİMİN TAKINTISIWhere stories live. Discover now