BEBEĞİM

7.1K 207 21
                                    

Beni telaşla kucağına aldı. "Kalkın lan," diye bağırdı. "Arabayı hazırlayın, koşun!"

Arabaya bindirildim. Gözümün önünü bile göremiyordum, çok kanamam vardı. Onat kafamı dizlerine koydu. Terden alnıma yapışan saçlarımı çekti. "Özür dilerim bebeğim, özür dilerim. Beni affet." Eli karnımdaydı, hangimizle konuştuğunu anlayamıyordum.

"Canım acıyor, çok acıyor," diye fısıldadım ve yeniden ağlamaya başladım. 

Araba durdu ve beni apar topar hastaneye soktular. Onat'ın suratını hiç böyle görmemiştim, korkudan resmen deliriyordu. İçeri alınmayınca ortalığı birbirine katma sesleri duydum. Kafamı bile kaldıramıyordum.

Doktorun ne yaptığını hatırlamıyorum. Yalnızca "Çok kanaması var," dediğini duydum. Onat hala kapıda bağırıyordu. "Anneyi kaybediyoruz," dedi doktor. "Acele edin."

Gözlerim kapandı. Öldüğümü sandım, Doğu yanımdaydı. Kucağımda bebeğimiz vardı, Doğu bebeğimizin yanağını okşuyordu. Sonra bana baktı. "Başardın hayatım, çok güzel bir kızımız oldu," dedi bana. "Adı ne olsun?" Gözleri mutluluktan ışıldıyordu.

"Yasmin olsun." Uzandım ve yanağını okşadım. "Seni özledim Doğu, çok özledim."

Elimi öptü. "Artık hep beraberiz."

Son kez bebeğime baktım, ne kadar tatlıydı öyle. Hayatımda gördüğüm en güzel bebekti.

Fakat gözlerimin açık olmasına rağmen yeniden açtım, bu kez Doğu'nun oturduğu yerde Onat vardı, elleriyle yüzünü kapatmıştı. Kucağıma baktım, bebeğim yoktu. Karnıma dokundum, hafif çıkan şişlik inmişti. "Bebeğim nerede?" dedim korkuyla.

Onat hızla kafasını kaldırdı. "Sakin ol aşkım."

Telaşla etrafıma baktım, bir aylık bebeğin hayatta kalamayacağını biliyordum ama yine de onu etrafta aradım. "Sen öldürdün onu," diye yırttım kendimi. Kriz geçiriyordum. "Sen öldürdün! Bebeğimi öldürdün! Defol git buradan Onat! Defool!"

Hemşireler gelip bana sakinleştirici yaptılar. Gözlerim kapanırken sadece Onat'ın yüzüne bakıyordum, acıdan kıvranıyordu. "Defol," diye fısıldadım bayılmadan hemen önce.

TABURCU

Giyindim, çantamı aldım. Sessizce arabaya bindim, planladığım işi yapmama çok az kalmıştı. Huzurluydum. Onat nasıl bu kadar sessiz olduğumu anlayamıyordu. 

Kafamı cama döndüm, ona bakmak istemiyordum.

Eve varınca sessizce merdivenlere yöneldim. "Uyuyacağım," dedim gelmemesi için. Odama çıktım. O lanet yatağa, bebeğimi kaybettiğim yatağa döndüm. Kanlı çarşaf değiştirilmişti, çarşafı kaldırdım. Altında silinen ama izi kalan kan vardı, bebeğimi kaybettiğim kan...

Kapımı kilitledim. Duşa girdim, abdest aldım. Beyaz geceliğimi giyindim, alındığından beri ilk kez giyinmiştim. Onat çok ısrar etmişti ama hiç giyinmemiştim. Islak saçlarımı taradım, yeniden yatağa döndüm. Yastığımın altından, mutfaktan aldığım bıçağı çıkarttım, bileklerimi tereddüt etmeden kestim. Parmak uçlarımı bebeğimi kaybetmeme neden olan kanın üzerine koydum. "Bebeğim, merak etme annen geliyor. Sakın korkma."

Kanlar o kadar hızlı akıyordu ki... Odadan bir bebek ağlama sesi geliyordu, benim bebeğim ağlıyordu. Karnı acıkmış olmalıydı, acele etmeliydim.

Bıçağı aldım ve bir kez daha kestim. Doğu kucağında bebeğimizle geldi, yere diz çöktü ve bana Yasmin'in yüzünü gösterdi. "Seni bekliyoruz aşkım," dedi. Uzandı ve alnımdan öptü. "Acele et."

ÜVEY ABİMİN TAKINTISITahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon