Bölüm 5. Yeni Gelenler - part Ⅰ

254 36 128
                                    

Keyifli okumalar.

Medyada: Ruggero Pasquarelli, Elenco de Soy Luna - Stranger

Medyada: Ruggero Pasquarelli, Elenco de Soy Luna - Stranger

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Bugün Mayıs'ın ikisiydi. Darren'ın iğrenç girişiminden sonra üç gün geçmişti. Karşılığını vermek istediğinden ve fırsat kolladığından emindim ama herhangi bir atakta bulunmamıştı. Tabii, şimdilik. Zaten kızlar da sürekli etrafımda, gölge gibi peşimdeydiler. Son zamanlardaki kronik yorgun halleri canımı iyiden iyiye sıkıyordu. Sorduğumda ders çalıştım, uyuyamadım şeklindeki cevapları da sıradanlaşmaya, işin aslının farklı olabileceğinden neredeyse emin olmama neden oluyordu ama kafeteryadaki çıkışımın üzerine bir de beni sıkıntılı bir durumdan kurtarmış olmaları gerçeğiyle üstlerine fazla gidemiyordum. Merakımın ötesinde bu yorgunluğa daha fazla dayanamayacaklarından ve hasta olacaklarından endişe etmeye başlamıştım.

Ne zamandır Bralyn'i de görmemiştim. Hayal gücümün benimle oynadığını, öyle birinin olmadığını kabul etmek üzereydim. Zaten o güzellikte birinin var olabileceğine inanmış olmamalıydım. Ama engelleyemediğim şekilde rüyalarımda sık sık görmeye başlamıştım. Ürkütücü gözlerini yanımdaymış gibi hissettiğim rüyalar her geçen gün daha canlı bir hale bürünüyordu. Üstelik yaşlı bir de kadın görmeye başlamıştım. Kısa boylu, beyaz saçlı, buruş buruş bir cildi vardı. Bana bakarak konuşuyordu ama ne dediğini duyamıyordum. Bazı geceler öyle çok korkuyordum ki, gördüklerimin rüya olduğunu anlamak için uyandıktan sonra dakikalarca kıpırdamadan tavana bakıyordum.

Birkaç kez babama ya da kızlara rüyalarımdan bahsetmeyi düşünsem de bu düşüncemden çabuk vazgeçtim. Daha önceki tavırlarını unutmamıştım. Bilimsel bir makaleyi inceler gibi rüyamın her detayını öğrenmek isteyen babam ve endişeden büyüyen gözleriyle kızların tepkileri kendime saklamam gerektiği gerçeğini hatırlatıp duruyordu. Boş yere endişelenmelerini istemiyordum. Ne de olsa sadece birer rüyaydı.

Okula geç kalmak üzereydim. Beş dakika kadar daha bekledikten sonra Rose'un arabası nihayet görüş alanıma girdi. Bahçe kapısının önünde durdu, arabanın ön camını açıp solgun yüzünü bana doğru uzattı ve gülümsedi. Bütün gece uyumamış gibi gözlerinin altı çökmüştü.

"Berbat görünüyorsun." dedim arabaya biner binmez.

"Off... biliyorumm... çokk yorgunum." Esneyerek konuştuğu için kelimeleri birbirine girdi.

"Ne yaptın da bu kadar yorgunsun?"

"Ah, ben de bilmiyorum." dedi ve tekrar esnedi.

Bilmiyormuş, hah! Külahıma anlat. Kırgınlığım geçmiş olabilirdi ama önünde sonunda ne haltlar karıştırdıklarını öğrenecektim. Rose'un deli gibi araba kullanması sonucu beş dakika geçmeden okula geldik. Arabayı park ettikten sonra Rose çantasından bir şeyler çıkarmaya başladı.

"İnmiyor muyuz?" 

"Bir dakika Amie." Sürücü tarafındaki aynayı indirdi. Çantasını bir süre karıştırdıktan sonra aradığını bulmuş olacak ki yüzünü aynaya yaklaştırdı. Gözlerime inanamıyordum. O yorgunlukta bile makyaj yapmayı ihmal etmiyordu.

AMİE - Gecenin GölgesiWhere stories live. Discover now